27- Kozasına Dönen Kelebek

750 94 44
                                    

Birdy- Not About Angels

                               🦢🦢🦢

Şöminede çıtırdayan odunların sesine karışan fırtınanın uğultusu ve şiddetli yağmurun gürültüsü, Mine'yi sabaha dek mışıl mışıl uyuttu. Karan ise ikinci uykusuz gecesini yaşayarak gözünü pek kırpmadı. Hem koltuk uyumak için mükemmel bir seçim değildi hem de Mine karşısında yatarken onu izlemektense uyumak hiç cazip değildi.

Gökyüzü kurşun rengine bürünür, gecenin karanlığı kaybolurken odanın serinlediğini fark ederek şömine ateşini harlamak için kalktı. Genç kızı uyandırmamak için olabildiğince yavaştı. Çoktan uyanmış ve enerjisini boşaltmaya çalışan Crookshanks hemen peşine takıldı. Attığı her adımı takip edip ilgisini çekebilmek için ayaklarına atladı ve sırtını dikleştirip kamburunu çıkararak etrafta bir atlı gibi koşturdu. Oyuncu havasında olan hayvanın gözleri simsiyah iki küre gibiydi, gözbebekleri kocamandı. O ses yaptıkça anlayacağından emin olmasa bile Karan onu, "Şşşt," diyerek uyardı ve kedinin gerçekten söz dinlediğini gördüğünde keyifle güldü. "Annen seni iyi eğitmiş."

Fırsat kollayan bir düşman gibi etraflarında kol gezen soğuk güçlenen şömine ateşiyle köşesine çekilirken, Mine'yi kontrol etmek için yanına gitti. Açılan pikeyi omuzlarına dek çekip saçlarını okşayarak huzurlu görünen yüzünü kontrol etti. Bu hamlesiyle Mine hafifçe yüzünü kırıştırıp mırıldanarak yan döndü. Uykusunda sık sık dönüp konuşmaya başlaması ve kapalı göz kapaklarının altında gözlerinin sıklıkla hareket etmesi onun uyanacağının habercisiydi. Kedi de bunu hissetmiş olacak ki Mine'nin koltuğun kenarından sarkan turuncu saçlarıyla oynamaya başladı. Patileri arasında tutup oynarken koltuğun dibinde yuvarlanarak yattı ve genç kızın saçlarının ucunu ısırmaya başladı.

Karan onun yaramazlığını önlemek için kediyi tek eliyle kucaklayıp göğsüne bastırdı. "Çok yaramazsın. Uslu uslu duramaz mısın?" derken işaret parmağını onun yüzüne doğrulttu. Gözbebekleri aniden genişleyen kedi bu defa onun parmağına bir saldırı düzenledi. Karan gülerek başını iki yana salladı. Kediyi daha sakin durduğunu keşfettiği için mutfak tezgahının üzerine yerleştirdi ve dünkü gibi Mine'ye su ısıtmak için tencereyi doldurdu. Elektrikler hala yoktu, bu nedenle ilkel yöntemlere başvurmak zorundaydı. Musluğu kapadığında kedi hemen gelip kapalı musluğun ucundan damlayan suları yalamaya başladı.

"Saç yemenden iyidir..." diye mırıldandı Karan kendi kendine. Sakız'ı düşündü. O uysal ve sadık hayvan Görkem'e emanetti ve şüphesi yoktu ki Görkem ona çok iyi bakıyordu. Fakat Ceren'den sonra zaten toparlanamamışken evin kimsesizliği ve Karan'ın yokluğuyla strese girmiş olabilirdi. O sırada bir çatalın lavabonun içine yuvarlanmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı. Durumu hemen kontrol altına alıp bir bardağı kırılmaktan kurtarsa da Crookshanks evdeki herkesi uyandırmayı başarmıştı.

Mine, kulağına ilişen hafif tıkırtılarla zaten zayıflamış olan uykusundan tamamen bağlarını kopararak uyandı. Koltuk ne rahat ne de rahatsızdı, bitkin olduğu için uyanmadan sabahı etmişti. Biraz kemiklerinin ağrıdığını hissederek hafifçe yüzünü buruşturdu. Uykudan ziyade ağlamaktan şişen gözlerini sersemce kırpıştırdı, orman evinin üst kata çıkan tanıdık merdivenlerini görmek nerede ve kiminle olduğunun mahmurluğunu yaşatmadı. Başını yastıktan kaldırmadan yana çevirip etrafına bakındı ve Karan'ı sırtı dönük bir şekilde mutfak tezgahına eğilmiş bir halde buldu. Kahvaltı hazırlıyordu. Kedisi de tezgahın ucunda dolanarak sürekli ona engel oluyor, o bir şeyler doğradıkça hareket eden bıçağa sinir olarak genç adamın eline pati atıyordu. Doğrusu, hayatları pürüzsüz bir romantiklikte olsaydı bu manzara kalbini ısıtırdı. Maalesef kalbi hiçbir zaman tamamen tek bir duyguya yönelecek kadar boş kalmıyor, toz pembe hislerle bulutların tepesindeymişçesine hissedemiyordu.

Beyaz Kuğunun ÖlümüDove le storie prendono vita. Scoprilo ora