17- Tene Kazınan İhanetin İzleri

1.1K 92 47
                                    

Sia- Helium

Bölümün tamamı cinsel içeriklidir.

Son 1...

                             🦢🦢🦢

Karan öpüşmelerine ara vererek daha fazla katlanamayacağı gömleğini çıkarmak için doğruldu. Arzuyla ısınan teninde Mine'den başka bir şeyi hissetmek istemedi. Dizlerinin üzerinde yükseldi ve eli açık olan en üstteki düğmesine giderken altında yatan genç kıza baktı. Üzerinden kalktığı için ellerini nereye koyacağını bilemeyerek göğsüne indirmiş olan kızın kıpırdamaktan korkar gibi bir hali vardı. Heyecanla yükselen göğsüyle birlikte elleri de yükselip alçalıyordu. İnce ve beyaz boynundan başlayan kızıllık çilli yüzünü yutmuş, gözlerini kaçırıyordu. Karan, onun sık sık gözünü kaçırmasına tahammül edemeyerek, "Neden bana bakmıyorsun?" diye sordu.

Mine yutkundu. Öpüşmekten kızararak şişen dudağını yalayıp sessizce, "Utanıyorum," diye fısıldadı.

"Her şeyinle benimken nasıl utanabilirsin?"

"Bunun için utanıyorum zaten," diye fısıldadı Mine çaresizce. Belki de herkesten çok sınırları olan biriydi ve Karan'ın önüne tüm benliğini sermişti. Hiçbir duvar bırakmamış, olabileceği en derin şekilde varlığını ona teslim etmişti. Utanması normal değil miydi?

"Düğmelerimi açmama yardım et."

Karan'ın boğuk sesini duyan Mine bunun bir emir gibi hissettirdiğini düşündü. Sevdiği adamın yüzüne baktığında bunu düşünmekte pek yanılmadığını gördü. Arzuyla puslanmış karanlık gözleri ve kemikli yüzü son derece ciddiydi. Ona boyun eğmekten başka bir seçenek bilmeyerek yavaşça yatağın üzerinde doğruldu ve elini Karan'ın gömleğine uzattı. İnce parmakları titreyerek çevirdiği düğmeyi kavrayıp açtı. Zaten gömleğin üst düğmeleri açılmış olduğundan Karan'ın kaslı ve sert göğsü cömertçe serildi. Mine, daha önce pek çok kez gördüğü çıplaklığa bakmadan diğer düğmeleri açmaya devam etti. Yavaşça aşağıya inerken soğuk parmakları istemsizce Karan'ın tenine sürttü ve her temasında Karan dişlerinin arasından keskin bir nefes çekerek bu hisle baş etmeye çalıştı. Aksi halde genç kızı kolundan tutup yatağa fırlatarak ona nefes aldırmadan sahip olacaktı.

"Oldu," dedi Mine son düğmeyi açtığında. Geri çekilmek istedi fakat Karan onun bileğini tutup gitmesine engel oldu. Başını omzuna doğru yatırıp gözlerindeki şeytani ışıltılarla, "Çıkarmama da yardım eder misin?" diye sordu. Mine uslu bir şekilde başını salladı. Elini genç adamın omuzlarına götürdü ve gömleği aşağı çekerek kollarından sıyırmaya çalıştı. Karan yardımcı olmak için kolunu uzatmaktan başka bir şey yapmadı. Beyaz gömleği indirirken genç adamın şişkin pazularına takılmış olması Mine'yi sessiz bir yutkunuşla sarstı. Gömleği çıkarıp aceleyle yatağın üzerine bıraktı ve gitmeye yeltendiğinde Karan bileğini sıkarak onu tekrar kendine çekti.

"Bana hiç bakmayacak mısın?"

Mine, kirpiklerini hızlı hızlı kırpıştırarak gözlerini kaçırdı.

"Sa-sana hep bakıyorum."

"Şimdi de bak."

Mine çocukça, "Gördüm zaten," diye fısıldadı. Karan onu dinlemeden avuçlarında nazikçe tuttuğu bileği karnına yaklaştırdı. Mine'nin elini çıplak karnına dokundurdu, avucunu açmasını sağlayarak tenini kapladı. Mine, onun parlak buğday teninin küçük avucunu yaktığını hissetti. Kendi buzdan elinin aksine kömür kadar sıcaktı. Karan, genç kızın heyecandan buz kesilen eline yön vererek yavaşça karnında gezdirdi ve kendi yaptığı bu hamleyle gözleri arzuyla kısılırken dişlerini sıktı.

Beyaz Kuğunun ÖlümüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin