8.Bölüm

174K 6.5K 901
                                    

Merhaba :) yeni bölüm geldi. Yazım hataları için şimdiden özür dilerim. Arkadaşlar vote veren herkese çok teşekkür ederim ama yorum da yapsanız çok makbule geçer. Ayrıca bu bölümü haticenergiz-snszlk 'e ithaf ediyorum. Canım arkadaşım, herşeyim iyi ki varsın !

Bölüm şarkısı ; Mustafa Ceceli - Sevgilim ❤️
Kapak yapabilen bana ulaşabilir mi canlarım ?
---------------------------------
Hayaller kurarız, toz pembe olanından. Umutlarımız vardır en masumundan. Babam her zaman umudu olan bir insanın hayal kurabileceğini söylerdi, doğruymuş. Ben artık hayal kuramıyorum. Çünkü benim umudum yok artık. Bu şehire, bu eve hapsolmuştum. Buradan, Ezradan kurtuluşum yoktu. Kader yazar, Ezra Erdem yönetir, bende oynardım bu oyunu. Bu kadar basitti.

Bugün hayatımın en kötü günlerinden biri. Evet bugün nişanlanıyorduk. Babam ve Mira dün İstanbula gelmişlerdi. Hazırlıklar yüzünden çok yoğun olduğum için görüşememiştik ama bugün görecektim onları. Annemle alış veriş gününden sonra bir kaç kez görüşmüştük geri kalan zamanlarda annem kendine nişan kıyafeti bakmıştı. Ben ise diğer hazırlıklarla ilgilenmiştim. Bu süreçte evdeki hizmetlilerle daha çok anlaşmaya başlamıştım. Ezra ise durumlar aynıydı. Hatta bu hafta boyunca onu çok görmemiştim. Yalnızca akşam yemekleri ve sabah kahvaltısında görüyordum. O zamanlarda ise konuşmuyorduk, o beni izliyordu ben yemeğimi yiyordum.

Hazırlıklarım nişanın olacağı mekanda yapılacaktı. Bu yüzden yatakta biraz daha kalmayı tercih ettim. Kapım tıklanıp açılmasaydı bu isteğim olacaktı. Belki gelen kimse uyuduğumu görüp geri çıkar diye umarken ayak sesleri yatağıma yaklaştı. Yan tarafım da bir ağırlık oluşunca aklıma uçuşan düşüncelerle kalp atışım hızlandı.

Gelen ya Ezraysa ? Bu düşünce zihnimin duvarlarına çarparak etrafta koşuşturmaya başladı. Nefes alış verişlerimi düzene sokmaya çalışıp yerimde kıvrandım.

"Off, abla uyan hadi !" Gözlerim ışık hızı ile açılınca karşımda Mirayı gördüm. Düzene sokmaya çalışırken sıkışan nefesimi derin bir nefes alarak tekrar serbest bıraktım. Hızla yataktan doğrulup boynuna sarıldım.

"Deli, ne zaman geldin ?" Gülerek geri çekildiğimde hasretle gözlerine baktım. Haylazlıkla bakan gözlerini bile özlemiştim.

"Biraz önce geldim. Babamı hiç sorma o gelmedi. İşleri buradada bırakmadı peşini. Bir kaç görüşme yapacakmış. Nişanda görürsün ancak. " hayal kırıklığına da uğrasam belli etmemeye çalışıp yataktan kalkıp banyoya girdim. Mirada yatağın kenarından kalkıp odada gezmeye başladı. Ben ellerim ve yüzümü yıkarken o resmimin baskılı olduğu duvara bakıyordu.

"Muhteşem. Enişteciğim mi yaptırmış bunu ?" Muzipçe bana baktığında, ben 'enişte' sözüne takılmıştım.

"Bakıyorumda hemen benimsemişsin Ezrayı. Daha üç hafta öncesine kadar nefret ediyordun, ne oldu senin nefretine ?"

"O yakışıklı ve kaslı olduğunu bilmezden önceydi. Hem beni biliyorsun affederim ama unutmam. Ezra abi ile karşılaştım. Kahvaltı için bizi bekliyordu en son masada. " Hira böyleydi işte. Biri için bin şey düşünürdü, bir şey bu bin şeyi değiştirirdi. Ben ise biri için bir şey düşünürdüm, bin şey söylense yine de değişmezdi.

Banyoda ki işlerimi bitirip giysi odasına girdim. Ardımdan Hirada girince olan oldu. Kıyafetlerim elden gidiyor, yardım edin. S.O.S !

"Aman tanrım, cennete düştüm. Bu bir rüya ise uyanmak istemiyorum." Bir yandan Hiraya gülerken diğer yandan giyecek bir şeyler bakınıyordum.

"Yok artık ! Sen ne zamandır böyle şeyler giyiyorsun ?" Elinde ki pullu ve taşlı olan mini eteğe hayretle bakan kız kardeşime baktım. Çılgınca alış veriş yaptığım zaman araya kaynamış olmalı. Hey, bu hiç benlik değil.

ŞebefruzWhere stories live. Discover now