18.Bölüm

152K 5.5K 337
                                    


Merhabalar ! Yeni bölüm ısrarları üzerine yazdığım bir bölüm. Lütfen bölüm kısa demeyin. Sınav haftam başlayacak bu yüzden ders çalışmam gerekecek. Bölüm yazamayabilirim. Kusura bakmayın. Bu arada yeni kapak fotoğrafımı için @beyza-sln'e teşekkür ederim.
Multimedya ; Hiranın giydiği kıyafet.
Bölüm şarkısı ; Feridun Düzağaç / Alev Alev
İyi okumalar...
----------------------------------------

"Yaktığımızı kalorilerin iki katını aldık resmen." dedi Mira oturduğu sandalyede geriye yaslanırken. Söyledikleriyle güldüm. Haklıydı, saatlerce koşmuştuk ve şimdi bir pizzacıda oturmuş pizza yemiştik.

"Boşverin. Bir daha mı geleceğiz sanki dünyaya !" Oktay bir dilimi daha bitirirken, kolasını yudumladı. Ezra yine sessizleri oynarken, hafif esen rüzgar beni üşütmüştü.

"Üşüdün mü ?" Sandalyesinde geriye yaslanmış beni izlerken, başımı salladım, "Biraz." Dikkatimi tekrardan Mira ve Oktaya verirken omuzlarıma dolanan bir çift kolla irkildim. Ezra beni kendine çekip sarılırken, geri çekilmeye çalıştım.

"Rahat dur !" Sessiz ama emir verici bir tonda söyledikleriyle kıpırtıyı kestim.

"Hep böyle yapıyorsun !" Sitemli sesimle, kulağımın dibinde duram dudakları hareketlendi ve kıkırtısı kulaklarıma doldu.

"Ne yapıyorum ?" Sinirle ofladım.

"Yok bir şey !"

"Var bir şey !" Sesi alayla çıkıyordu ve bu beni çıldırtıyordu. Ciddi bir şeyde konuşulmuyordu beyefendiyle.

"Hey ! Çifte kumrular, flört etmeye bir kaç dakika ara verseniz." Ezra etrafına bakınıp, Oktaya fırlatacak birşeyler ararken, Ezran sıcak kollarından ayrıldım. Utanınca yanakları kızaran insanlardan değildim Allahtan, yoksa bir de bu yüzden Oktayın diline düşmek istemezdim.

"Ne istiyorsun ?" Ezra bıkkınlıkla kolasını yudumladı.

"Arkadaşımın geçenlerde açtığı bir bar var. Oraya gidelim."

"Oha ! Süper fikir !" Mira sevinçle bana dönerken, Ezraya döndüm.

"Olmaz." Ezra net bir şekilde konuşurken, Miranın yüzü düştü. Eğlence hayatını seven bir kız kardeşim vardı maalesef. Onun bu haline üzülüp, Ezraya döndüm.

"Gidelim bence. Mirada çok istiyor, zaten gidecek bir kaç güne." Damardan girip, duygu sömürüsü yapınca, Ezra sabır diler gibi gökyüzüne bakındı.

"En fazla iki saat." Miranın neşesi yerine gelirken, gülümsedim.

➰➰➰

Eve gelip duş aldıktan sonra üzerime siyah bir elbise ve siyah topuklu ayakkabı giydim. Saçlarıma iri dalgalar verip makyajımı yaptım. Çantamı da alıp salona indiğimde Ezrayı koltukta otururken gördüm.

Bakışları önce üzerimi süzdü, "Sakın şurası olmamış, burası kısaymış deme ! Değişemem." Bir şey demeden bakışları ellerime indi ve kaşları çatıldı. Ne olduğunu anlamazken, kaşlarımda çatılmıştı.

"Yüzüğün nerede ?" Parmaklarıma baktığımda, nişan yüzüğünü banyoda unuttuğum aklıma geldi.

"Banyoda unutmuşum." Hızla yukarı çıkıp, yüzüğümü parmaklarıma geçirdim. Eskisi gibi yadırgamıyordum artık. Alışmıştım sanki, yada kendimi kandırıyordum bilmiyorum.

Salona indiğimde bu sefer Oktay ve Mirada salondaydı. Bende gelince evden çıkıp arabalara yerleştik.

Araba yolculuğumuz bara gelince son buldu. Arabadan inip Oktay ve Miranın yanımıza gelmesini bekledik. Hep birlikte bara girdiğimizde, ucuz bir yer olmadığı barizdi. Zaten Ezra Erdemin ucuz bir yerde olma gibi bir durumu yoktu.

ŞebefruzWhere stories live. Discover now