35.Bölüm

125K 3.5K 1.3K
                                    

A deyyo aa deyyo falan filan naber millet ! Ben geldim hem de efso bölümle ! Bu bölüm kadar yazarken zorlandığım bir bölüm daha hatırlamıyorum. Bugün tatile çıkıyorum, bir hafta yokum. Bölüm geç geldi biliyorum ama upuzun oldu bence affedebilirsiniz beni. Hey Afyonda olan var mı ? Bir eylülde orada olacağım ! Neyse sizlere iyi okumalar ! Bu arada söylemek istiyorum ; ben Final demeden final olmayacak arkadaşlar. Lütfen kitap final mi vs. Yorumlarını atmayın ❤️😍
Multi / Ezra Erdem
Bölüm şarkısı / Can Kazaz - Biraz
Dipnot // bölüm 7123 kelimedir.
-------------------------------------------------
Ezra Erdem

Önümdeki dosyalara sinirle bakıp, derin bir nefes verirken geriye yaslandım. Bazen gerçekten 'başarılı iş adamı' tarafımdan çok 'belalı mafya' tarafımı daha çok seviyordum. Hiç olmazsa 'mafyacılık' oynarken sinir olup, strese girmiyordum. Vurup kırınca hesabını sorabilecek kimse yoktu.

Yüzümü sıvazlarken keşke şu kapı açılsa da Şebefruzum içeri girse diye düşünürken, telefon çalmıştı. Arayanın şu an en ihtiyacım olan kişi olduğunu görünce gülümseyerek telefonu açtım.

"Alo-"

"A-alo Ezra bey, eve silahı saldırı yapıldı. Hemen buraya gelm-" Edanın telaşlı sesi bir anda kesilip, büyük bir gürültü doldu kulağıma.

"Alo ! Eda ! Orada mısınız !" Haykırışlarıma sadece, telefondan gelen 'dıt dıt' sesleri yanıt vermiştim.

"Sikeyim !" Telefonu cebime atıp koşarak odamdan çıktım. Asansörün gelmesini beklemeden merdivenlere yöneldim. Herkesin tuhaf bakışları altında şirketten çıktım. Ayhan nefes nefese yanıma gelirken, konuşmasına fırsat vermeden bağırdım,

"Biliyorum ! Biliyorum ! Arabayı getirin çabuk !"

"Araba hazır !" Hızla arabaya binip gazı sonuna kadar kökledim. Ayhan eve takviye korumaların gönderilmesi için telefonda birilerine bağırıyordu. Fakat şu an benim tek düşündüğüm Hira'ydı. Eğer ona bir şey olursa andım olsun ki İstanbulu yakardım. O hayatıma girdikten sonra olabildiğince uzak kalmaya çalışmıştım bu işlerden. Ama eğer onun tek bir saç teline zarar gelirse o zaman her şey karanlığa gömülürdü.

Yarım saatlik yolu on dakikaya indirmeyi başarmış, son gazla arabayı evin bahçesine sokmuştum. Arabadan inip eve koşarken onu gördüm. Karanlığımın ışığı, güneşim yere çökmüş öylece yere bakıyordu. Dudağının kenarından akan kanı görmemle, kanın beynime sıçradığını gözlerimden nefretin aktığını hissedebiliyordum. Fakat şimdi bu hislere daha ağır basan bir his vardı ki ; o da korku ve rahatlamaydı. Korkuyordum çünkü; büyük bir şoka girmişti. Rahatlamıştım çünkü; şu am karşımdaydı. Büyük bir hasar almadan karşımdaydı.

Hızlı adımlarla yanına gidip, yere çöktüm. Zayıf bedenini kollarım arasında aldığımda tepki vermemişti.

"Su getirin !" Bağırışımla korumalar telaşlanıp hareketlendiler. Fakat kollarımdaki kadın halen tepkisizdi. Geri çekilip kollarından tutarak, bedenini hafifçe sarstım.

"Hira ! Kendine gel ! Bak karşındayım ! İyisin !" Bakışları yerden kalkmazken, sarsmalarım bile etkisiz kalmıştı. Ellerimi yüzüne çıkarıp avuçladım. Gözlerini gözlerime bakmaya zorlayarak,bana odaklanmasını sağlamaya çalıştım. Fakat bakışlar o kadar boştu ki, korkumu körüklemeye yetmişti.

"Hira ! Benim Ezra !" Gözlerime uzun bir süre baktı. Daha sonra alt dudağı usulca titredi. Kaşları çatıldı. Gözleri dolup, irisleri titredi.

"Götürdüler..." Sesi o kadar kısıktı ki, bu kadar yakın olmasak kesinlikle duyamazdım. Söylediğine kaşlarımı çattım.

"Kimi götürdüler ?" Sorumu duymazlıktan gelip, aklına bir şey yeni gelmişcesine hızla etrafa bakındı.

ŞebefruzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin