42.Bölüm

63.3K 2K 896
                                    

Karşımda bana hayal kırıklığı ile bakan babama yalvaran gözlerle bakıyordum. Anlasın istiyordum beni. Anlasın ve hatalarımla bile affedip bağrına bassın. Fakat babamın gözlerindeki o ifade, yaptığım şeyin sonuçlarının ağır olacağını gösteriyordu.

"Bab-" bir adım öne atmak istediğimde elini havaya kaldırıp beni geri savurmuştu.

"Sus !" Sert sesi sessizliği delip geçerken, polis memurları bir bana bir babama bakıyorlardı.

"Haldun bey, bizim yapabileceğimiz bir şey yok artık. Yasal olarak Hira hanım 18 yaşını geçtiği için elimizden bir şey gelmezdi, kendi rızasıyla burada bulunduğu ortada. Üstüne bir de Ezra Erdemin kar-"

"Kesin sesinizi ! Yeter ! O kelimeyi duymak istemiyorum." Babamın kızgın ve yıkılmış sesi kalbimin üzerine oturan taşın acısını tüm zerremde hissettirmişti.

"Baba lütfen." Ağladı ağlayacak gibi çıkan sesim karşımdaki adamı yumuşatmamış üstüne daha da kızdırmışa benziyordu.

"Bana sakın baba deme ! Duydun mu ? Benim, sözümü çiğneyip geçen bir evlada ihtiyacım yok !"

Babamın sözleri ok gibi kalbime saplanırken, gözlerime dolan yaşları artık tutamıyordum. Koca bir öküz gelmiş boğazıma oturmuş, kalbim mengene arasındaymış gibi sıkıştırılmıştı. Babamın sarf ettiği sözlerin ağırlığı altında ruhumu teslim edecektim.

"B-baba lütfen, böyle söyleme. Bana başka çare bırakmadın !"

"Ben seni gözümden sakındım, kızlarımın kılına zarar gelmesin diye kendimi paraladım. Şimdi biricik kızım, gözümün nuru babasını ezip geçiyor. Dün ki adama tercih ettin ya sen beni, artık benim için-"

Babamın bir anda elini kalbine götürüp sendelemesi ile kalbim ağzıma gelirken, korkarak babama yaklaştık. Annem bir koluna, Mira bir koluna girip korkuyla babama bakarken, korkuyla yanına ilerledim.

"Haldun lütfen sakin ol, bir yerine bir şey olacak şimdi." annem korkuyla babama destek olurken başım dönmeye başlamıştı. Benim yüzümden babama bir şey olma düşüncesi... İşte bu beni kahrediyordu.

"Götür beni bu evden. Yoksa elimden ya bir kaza çıkacak ya da ben burada ölüp gideceğim." babam sözlerinin ardından suratıma bile bakmadan kapıya ilerlerken sadece arkasından baktım. Annem yüzüme kısaca bakıp babamın peşinden ilerlerken, tamamen yalnız bırakıldığımı anlamıştım. Annem yoktu, babam yoktu. Mira hızlıca boynuma sarılıp her şeyin düzeleceği ile ilgili bir şey mırıldanırken onu dinleyemiyordum bile. Sadece annemin ve babamın çıkıp gittiği kapıya bakıyordum.

"Hira iyi mi-"

Ezra daha sözünü tamamlayamadan dizlerim kırılmış ve sert zeminle buluşmuştum. Avuç içlerimi parkeye yaslayıp sadece karşımda duran kapıya baktım. Ezra hızla üzerime eğilip omuzlarımı kavrarken hıçkırıklarla ağlıyordum.

"E-ezra gittiler... Ezra beni terk ettiler..."

"Şşşttt... Her şey düzelecek güzelim. Affedecekler seni Şebefruzum, affedecekler."

*
"Hira ! Güzelim beni duyuyor musun sen ?"

Daldığım düşüncelerden Ezra'nın sesi ile çıktığımda, onu salonun kapısından endişeli ama sertliğini asla kaybetmediği bir yüzle girerken gördüm. Oturduğum yerde doğrulup yanıma gelişini izledim.

Yanıma gelip önümde diz çökerek ellerimi elleri arasına aldı. Göz teması kurmamayı seçerek bakışlarımı ellerimize çevirdim. Derin bir nefes alıp, ellerimin üzerinden öptü.

ŞebefruzWhere stories live. Discover now