18. Bölüm: "Pişman Prens."

14.5K 832 286
                                    

Bölüm şarkısı; Zakkum- Hipokondriyak

(Şarkı harika!)

Geçen bölüm gelen ilgi ve güzel yorumlardan ötürü teşekkür ederim. Bu bölüme de aynı ilgiyi istiyorum...

Keyifli okumalar

-

Kendimi hasta gibi hissediyordum. Kafadan rahatsızdım sanki. Ruh hastası kişiliğine bürümüştüm.

Sadece yaptığım tek şey yatakta uzanıp boş bir şekilde tavana bakmaktı. Kimseyle konuşmamıştım. Ne annem, ne babam, ne de arkadaşlarım...

Hasta olduğumu düşünüp okula göndermemişlerdi beni. Onunla konuştuğumuz günün akşamında eve döndüğümde gözlerim ağlamaktan kanlanmıştı. Kızarmıştı. Annem ne olduğunu sorunca Yeşim'in elinin yanlışıkla gözüme girdiğini söylemiştim. Ona bir şey belli etmemek konusunda başarılı olmuştum.

Annemle konuştuktan sonra sadece uyumuştum. Kabuslarıma konuk olmuştu o. Onun sesi tüm gece kafamda dolanmış durmuştu. Bir ara tuvalete kalkmıştım. Midem bulanıyordu. Kusarsam rahatlarım düşüncesiyle klozete eğilip parmağımı boğazıma götürmüştüm.

Yediğim saati fazlasıyla geçtiği için midemden bir şey çıkmamıştı. Sadece öğürmüş ve boğazımı tahriş etmiştim.

Sonra yine kalkmıştım gece dört buçuk civarında. Tavana bakmıştım. Onun ne yaptığını düşünüp ağlamıştım yine.

Hıçkırıklarımı kimse duymasın diye yutmak zorunda kalmıştım. Boğazıma kocaman bir yumru yerleşmişti. Gitmiyordu.

Sanki yemek yerken yutkunamamışım da yediğim yemek orda kalmış gibiydi. Canımı acıtıyordu.

Ben onun için ağlarken, o evde yatağında uyuyordu. Belki kim bilir o kız da yanındaydı. Bizim sarılıp yattığımız yatakta, onlar çıplak bedenleriyle sarılıp yatıyordu.

Bu düşünce daha fazla ağlamama neden olmuştu.

Nedendi bana karşı olan bu nefreti? Neden beni sevmemişti? Sever gibi yapmıştı... Benim kalbim yok muydu? Kırılacağını düşünmemiş miydi?

Kayıp DudaklarWo Geschichten leben. Entdecke jetzt