23. Bölüm: "Taciz."

15.1K 730 203
                                    

"Allahım! Gidiyor olduğumuza gerçekten inanamıyorum. Rüya falan olmalı herhalde..." Diye coşkuyla bağırdı Derya. Elindeki vazili çekiştirirken halinden oldukça memnun görünüyordu.

"Alp'i nasıl ikna ettiniz?" Diye sorup Gökberk'le Tuna'ya baktım. Tuna konuşamadan Gökberk lafa atladı ve, "Biz ikna etmedik." Dedi. Anlamazca ona baktım. "O kendi dedi gidiyoruz hazır olun, diye."

"Daha neler..." dedi Yağmur. Ardından güldü. "Alp'e yalvarmayı falan düşünüyordum çünkü ancak o zaman kabul ederdi. Yani ben öyle sanmıştım. Demek ki her şey beni sinir etmek içindi."

Veya düşündüğü başka şeyler vardı... Kafasında neler kuruyordu acaba.

Derya valizin tekerleğini taşa taktırdığında bana ağır çekimde gibi gelen bir şekilde yere düştü. Normal bir zamanda olsa gülerdim ama Derya can çekişiyor gibi görünüyordu.

"Ah!" Deyip ellerine baktı Derya. Oflayarak, "Çok sakarım ya, bu ne?!" Diye söylendi kendi kendine.

Tam ona doğru eğilip kalkmasına yardım edecekken Tuna benden önce davrandı ve onu kolundan tutup nazik bir şekilde kaldırdı. "Kendini bilmen güzel bi şey." Derya'nın valizini de diğer eline aldı ve taşımaya başladı. Araları bu ara soğuktu. Bu fark edilmeyecek gibi değildi. Nedeni neydi bilmiyorum. Derya bana henüz anlatmamıştı, fırsatı olmamıştı.

Derya Tuna'ya karşı homurdanıp gözlerini devirirken bir şey söylememişti.

"Bunların arası niye soğuk?" Diye sordu Yağmur koluma girerken. Dudaklarımı büzüp bilmediğimi belli ettim.

Belki de iki hafta önce olan şeyden dolayıydı. Tuna'nın sinirlenip masadan ayrılması yüzünden olabilirdi bu soğukluk.

Ama tam emin değildim.

Okula girdiğimizde geziye gidecek olanlar valizleriyle birlikte bekliyorlardı. İlerde heyecanlı bir şekilde bekleyen Sıla'yı gördüğümde valizimi Gökberk'in yanına bırakıp ona doğru yürümeye başladım. Ellerini koyacak yeri bulamamış gibi sıkıp bırakıyordu. Tedirgindi. Aynı zamanda da heyecanlı. Bunu anlamak için insan sarrafı olmaya gerek yoktu.

Yanına vardığımda onu daldığı düşüncelerden kurtarmak için, "Sıla?" Diye seslendim.

Gözlerini aniden bana çevirdi ve gülümsedi. "Laden, bende sizi bekliyordum." Gözleri arkamda bulunan bizimkilere doğru kaydı. Birini arar gibi bakındı ve sonra bana geri döndü. "Gelmeyeceksiniz sandım."

Aslında bazı şeyleri anlamıştım. Gözlerinden, tavırlarından. Ama tam olarak emin de olamıyordum. Bunun olabileceğine imkan veremiyordum.

Gerçi neden olamasındı ki? O da bir kızdı. Onun da duyguları vardı. O da elbetteki aşık olabilirdi.

"İkna kabiliyetimiz iyidir." Dedi Yağmur. Ne ara yanımızda ulaştığını anlamamıştım. Sıla'ya doğru samimi bir şekilde gülümsedi ve, "Nasılsın?" Diye sordu.

"İyiyim tabii ki. Siz geldiniz ya..." Derin bir nefes aldı ve burukça gülümsedi.

"Tabii ki geleceğiz. Eğlenceli olan hiçbir şeyi kaçırmayız."

Derya ve Bersu'yu yanımıza çağırdım. Sıla'yla tanışmalarını istiyordum. Gerçi belki daha önce tanışmışlardı.

"Merhaba..." dedi Derya gülümseyerek. "Bizi bu geziye davet ettiğin için teşekkür ederiz. Ben Derya." Deyip ona doğru elini uzattı. Sıla'nın yüzündeki gülümseme büyüdü ve o da elini uzattı. Bersu'yla da tanıştığında kendimi nedensizce iyi hissetmiştim.

Kayıp DudaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin