Kabus

10.2K 585 9
                                    

Dylan beni odama bırakmıştı. Gece yarısına kadar sohbet etmiştik . Hep gelecekten bahsetmiştik. Artık bizim için geçmiş diye bir şey yoktu. Onunla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.

Odamın içine girdiğinde Brenda koltukta uyuyordu ve televizyon açıktı. Bende televizyonu kapatıp . Balkona çıktım. Ayın ışığı yüzüme vuruyordu . Yarın dolunay vardı . Dolunayda duygularım daha da güçleniyordu. Yarın benim için kolay geçeceğe benzemiyordu. Sabaha kadar burda böyle durabilirdim ama yatağımda bir randevu vardı . Bende odama gittim ve üstümü değiştirdim .

Tam yatağıma yatacaktım aklıma mutfağa gidip kan içmek geldi . Bende şansımı denemek için mutfağa gittim. Kan dolabını açıp kan torbasını aldım ve tereddüt etmeden içtim. Şuan hiç birşey hissetmiyordu. Bu iyiye işaretti . Vampir hızımı kullanmayı denedim ve odaya kadar koştum .Vampir güçlerim geri gelmişti. Bugün herşey çok güzel geçiyordu. Hayatımın en güzel günü . Dylanı düşünmeden edemiyorum . Bugün ayrı bir mutlu yatmıştım yatağıma.

Gözlerimi yavaşça arladım. Gözlerimi tam açamıyordum güneş ışıkları yüzüme sert bir şekilde vuruyordu. Yumuşacık yatağın yerine toprağın ve çalıların üzerindeydim. Etrafıma bakınmaya başladım . Boş bir arazideydim Hiçligin ortasında . Etrafıma benden başka kimse yoktu bir yaşam belirtisi yoktu her yerde solmuş çiçekler kurumuş ağaçlar vardı yavaşça dogruldum . Sonra bir ses yankılanmaya başladı .

" Bella... "dedi bir yaşlı kadın sesi sesin nerden geldiğini anlayamıyordum. Etrafım da dönmeye başladım . Çok korkuyorum. Ses yeniden yankılanmaya başladı. Hiç duruyordu bazen değişik sözcükler söylüyordu . Kulakları çok ağrıyordu
bütün damarlarında hissetmeye başladım. Bende iki elimde kulaklarımı kapattım ve çığlık atmaya başladım.

" Sus artık SUSS !! "Diye çığırıyordum ama susmuyor hala sesini duyuyorum . Sonra kendimi bıraktım ve yere sert bir şekilde düştüm .

Yatağımdan çığlık atarak kalkmıştım. Nefes nefeseydim hepsi bir rüyadı daha doğrusu kabus gerçek gibiydi. Gerçek acıydı sanki. Brendanın yanıma hızlıca gelişini gördüm.

"Ne oldu ? " dedi endişeli bir ses tonuyla .

" Çok kötüydü Brenda gerçek gibiydi. " Dedim ağlamaklı bir sesle .

"Sakin olmalısın sadece kabustu. " dedi . Bende dediklerini tekrar ettim.

" Sadece kabustu. " dedim Kısık bir sesle. Havaya baktığımda daha güneş doğmamıştı.

" Hadi sen uyu daha hava aydınlanmadı. " Dedi bende kafa sallamakla yetindim. Yatağıma tekrar uzanmıştım. Brenda da kendi yatağına yattı.

Uyumaya çalışıyordum ama bir türlü uyuyamıyordum. En son güneş ışıkları yüzüme vuruyordu. Bende dogruldum böyle güzel bir günde böyle bir kabus çok kötüydü. Sonra aklıma vampir güçlerim geldiği geldi. Bende antreman yapmak için hazırlandı . Brendaya baktığımda uyuyordu .Bende ona küçük bir not bırakıp odadan çıktım.

Spor salonuna geldiğimde salonda kimse yoktu . Zaten birinin olacağını sanmıyorum. Bende Kum torbasının olduğu bölüme gittim ve Kum torbasına vurmaya başladım.Sonra kapının açıldığını duydum. Hiç takmadan Kum torbasına vurmaya devam ettim. Sonra arkadan biri boğazımı kolu ile tuttu kim olduğuna bakamıyordum.Beni sıkıca tutuyordu zar zor nefes alıyordum. Bende çocuğun kolundan tutup kolunu kırdım acı ile inledi . Bu beni bırakmasını sağladı. Bende hemen arkamı döndüm . Arkamı döndüğümde hiç kimse yoktu. Nereye gitmişti ? Bende korkuma eşyalarımı toplayıp salondan çıktım. Hızlı adımlarla odama gidiyordum. Sanki biri beni takip ediyordu. Bende hızlıca arkamı döndüm ama yine hiç kimse yoktu. Ne oluyor bana ? Bende yoluma devam ettim adımlarım dahada hızlanmıştı. Bir türlü bitmek bilmiyordu yol .Arada bir arkamı dönüyordum ama yine hiç kimse yoktu . Sonra birine çarptığımı farkettim .

UYUMSUZ PRENSES(Düzenleniyor  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin