“Pekala bu taraftan !”dedi Profesör . Fakat sesi biraz yüksek çıkmıştı .
“Profesör , oraya giderken sessiz olmamız konusunda bizi uyarmadınız mı ? Biri bizi farketmesin diye .”dedim .
“Evet öyle sessiz olun lütfen .”dedi .
“Ama.. Profesör sizde biraz sessiz olsanız daha iyi olur .”dedi Dylan.
“Aa..ov tamam peki .”dedi .
“Nerede bu yer ?”dedi Tyler .
“Sizce öyle bir yer okulun yanı başında olur mu ?”dedi Profesör . Okulun ormanlık alanına doğru ilerlerken bir ağacın dibinde durduk . “İyi de burada hiçbir şey yok .”dedim . Profesör yere çömelip ağacın dibinde ki otları temizlenmeye başladı . Otlar temizlendikçe ardında ufak bir kapı belirdi .
“Vay canına bu nereden aklınıza geldi ?”dedi Brenda .
“En güvenli yer burası ,buraya pek sık gelen olmaz .”dedi Profesör . Daha sonra kapıda bulunan kilide doğru bazı sözler fısıldadıktan sonra kilit açıldı . Profesör kilidi çıkardıktan sonra kapıyı açtı . “İlk ben giriyorum . “dedi . Herkes teker içeriye girerken en son Dylan'la biz kalmıştık .
“Girmiyor musun ? “dedim .
“Sadece onu görünce sinirlerime hakim olamıyorum . “dedi .
“ Merak etme ben yanındayım . “dedim ve elini tuttum .” Elini asla bırakmayacağım . “dedim .
“Biliyorum ama onu cidden gördüğüm anda tekrar öldürmem gerekirdi ve cayır cayır yanması gerekiyordu. Sana yaptıkları aklıma gelince çıldırıyorum .”dedi .
“İçeriye girmek zorunda değilsin .”dedim .
“Seni onunla yalnız mı bırakacağım sandın ? Delirmiş olmalısın .”dedi ve elimi sıkıca kavrayıp beni de beraberinde sürükleyerek yere doğru inen merdivenlerden indi . Karşımıza çıkan kısa koridordan hızlıca geçip çocuklara yetiştik . “Nerede kaldınız ? “dedi Corley .
“ Hiç ,geldik işte .”dedim . Sonunda yolun bitimine geldiğimizde üç demir parmaklıklı oda ile karşılaştık. Profesör sonuncu odanın karşısına doğru geçtiğinde herkesin açısından Alex göründü . Duvarın en dip köşesine geçmiş yerde öylece oturuyordu .
“Misafirlerin geldi Alex .”dedi Profesör .
Oda gülüp ,”Misafir mi ? Bende misafir denilecek yakın biri yok .”dedi ve bize doğru döndüğünde yüzünü korku sarıp iyice duvarla bütünleşti .”Sizin ne işiniz var burada ?! Gidin ! Gidin ,geri gelmeyin! “
Gerçekten korkmuş gibiydi .”Bugünlük öğününü getirdim .”dedi Profesör ve cebinden çıkardığı bir torba kanı ona fırlattı .
“Ona yeterince iyi davranıyor musunuz ?”dedi Tyler .
“Ona sizin cezanız buraya tıkmaktı . Benim cezamsa bu . Kanının içinde mine var . Hayatta kalması için onu içmesi gerekiyor .”dedi Profesör .
“Bu yüzden hem acı çekiyor hemde güçlenemiyor . Bunu sevdim .”dedim.
“Öldüğünü sanıyordum .”dedi .
“Unuttun mu ben bir melezim . Kalbim paramparça olsa da yaşayabiliyorum . Ama sen sadece uyduruk bir vampirsin değil mi ? Kalbin parçalamaya asla yaşayamazsın . “dedim .
“Tabii ki işin içine kara büyü yapan bir büyücü girmediyse . Kim o ?”dedi Profesör . “Bunu sana yüz defa sordum ve cevap alamadım . Söyle artık !”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ PRENSES(Düzenleniyor )
FantasyTehlikelisin,tehlikedesin Seni korumamız gerek Yapma Yapmamalısın Şuna bir son ver artık. Hayal kurma, bu seni daha çok yıpratır . Kendi odan dışında başka bir yerde güçlerini kullanma. Kan iç ! Kokunu ele veriyorsun "Bıktım " "Bıkma , başka çare yo...