'Sapık'

9.2K 465 16
                                    

Multi Brenda ..

Dylanla kamp alanına geldiğimizde kamp ateşi yakılmaya başlanmıştı. Vampirler üşümez ama ay ışığından farklı bir ışığa ihtiyaçları var . Benim için sorun yok ben karanlıkta rahat görebiliyorum kurt gözleri sayesinde. Dylan ile birlikte gölün kenarında bu zamana kadar sohbet etmiştik. Benden kardeşinden bahsetti. Onu çok seviyormuş canından çok seviyormuş ama birden ortadan kaybolmuş anlatırken bile gözlerim doldu . Onun hayatta yaşadıkları çok ağır nasıl bu kadar güçlü kalabiliyor. Bazen ona imreniyorum. Ben böyle düşünürken ateşi yakamadıkları gördüm . Dylan da farketmiş olacak ki oraya doğru gitti . Tabiki beni de peşinden götürdü. Dylan ateşi yakmaya çalışan çocuğun omzuna yavaşça dokundu.

" Ben hallederim . " dedi . Çocukta kafa salladı ve ayaklanıp bizden uzaklaştı. Dylan yavaşça çömeldi ve etrafına bakıldı . Kimsenin buraya bakmadığından emin olduktan sonra elini odunlara uzattı . Odunlar bi anda görkemli bir şekilde yandı . Refleks olarak bir adım geriledim. Dylan ayağa kalktı. Iki elini birbirine sürttü.

" Tamamdır ." Dedi . Bana yaklaştı ve koltuk altına aldı.O sıra Brenda yanımıza geldi.

" Nerdesiniz siz!? hadi gelin . "Diyip benim kolumdan tutarak çekmeye başladı. Otomatik olarak Dylan da gelmeye başladı. Brenda bizi diğer ateşin etrafındaki oturalım diye konulan odunların olduğu tarafa getirdi. Thomas orada oturuyordu Brenda da thomasın yanına oturdu. Bizde Dylanla aynı anda oturduk . Herşeyimiz aynı çocukla. Hava kararmıştı ve ortalığı aydınlatan tek şey bir kaç ateşti ve bu beni nedenini bilmediğim şekilde mutlu ediyordu. Bu gece dolunay gözükmüyordu. Profesör Dealin bunu bilerek yani programlı yaptığına eminim . Yoksa Kurtlarla karşılaşabilirdik ve bu hiç iyi olmazdı . Herkez ateşin etrafına toplanmaya başlamıştı . Sonra bir çocuk gitarlar gelip Şarki söylemeye başladı. O şarkı söylerken Dylana döndüm . Bana bakıyordu o yoğun kahveriyle içimi daha çok ısıttı. Onu oyle seviyordum ki onun için herşeyi yapardım yeterki o iyi olsun . Ama onu asla bırakmazdım bıraktıracak birşey de yapmazdım . Kafamı onun kas dolu göğüsüne yasladım oda elini omzuma koyarak beni daha çok kendine çekti. Sofia da ateşin çevresindeki bankaların bir tanesine oturuyordu. Ona baktığımda hüzünle bize bakıyordu . Bazen ona acıyordum . O kiymetini bilmeden kaybetti . Kaybettikten sonra kıymet bildi. Oda bunun farkında ve üzülüyordu. Ama bunun hıncınıda benden çıkarmaması gerek . Şarkı söyleyen çocuk şarkısını bitirdikten sonra herkez onu alkışladı tabi bende gerçekten sesi çok güzeldi . O sıra profesör Deal geldi .

" Eğleniyor musunuz çocuklar ? " diye bağırdı. Herkez hep bir ağızdan " Evet " diye bağırdı.

" Peki öyleyse hadi avlanmaya . " dedi nasıl yani avlamak derken ?! herkez soran gözlerle profesöre baktı.

" Herzaman insan kanı ile beslenmeye bilirsiniz eğer insan kanı ile beslenmeye alışırsanız çok kötü bir yırtıcı olabilirsiniz ve bunu hiç kimse istemez o yüzden hayvanlarla beslenmeyi oğrenmelisiniz. Hadi hala oturuyorsunuz. Herkez dağılsın hiç kimse grup halinde avlanmıyacak kendi başınıza avlanmayı öğrenmelisiniz. " dedi herkez ayaklandı . Bazıları ormana daldı bile . Ayağa kalktım ve Dylana döndüm Dylan elini yanaklarımda gezdirdi. Beraber avlanmıyacaktık ve başına birşey gelmesinden korkuyordum. Dylannın boynuna kollarını sardım.

" Kendine dikkat et prenses . " dedi .

" Bana birşey olmaz asıl sen kendine dikkat et karşına kurt çıkabilir . " dedim. Oda güldü ve benden ayrıldı yanağına sulu bir öpücük bıraktım ve ondan uzaklaştım . Nerden çıkmıştı ki şimdi bu Susamamıstım da bu sabah içmiştim.

Ormanda öylesine dolaşıyordum . Birden karşıma cılız bir Ceylan cıktı . Onu yakalayıp kanını emmem gerekli ama gidemiyorum sonuçta oda bir canlı ve yaşamayı hakkediyor . Yavaşça yanına gittim ve başını okşadım.

UYUMSUZ PRENSES(Düzenleniyor  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin