cinleri arastirma

2.5K 56 8
                                    

Yine korkunç bir ağrıyla kalktım yataktan. Ne kadar erken yatarsam yatayım bir türlü dinlenemiyordum, her sabah da bunun gibi ağrılarla uğraşıyordum. Nedeni basitti. Yaklaşık iki üç senedir cinlerle ilgili araştırmalar yapıyor, hatta bazen arkadaşlarla seans düzenliyordum. Hiç bir seansta gelmediği için araştırmalarım devam ediyordu. Çeşitli internet sitelerinde, bulduğum her kitapta hatta ayetlerde bile cinlerle ilgili geçen bilgilere tekrar tekrar göz atıyordum. Bu konuda yazılmış eski kitapları orijinalinden okuyabilmek ve anlamak için Latince ve İbranice bile öğrenmiştim. Bu işe neden, nasıl bulaştım ben de tam bilmiyorum. Aslında onlara olan ilgim çok küçük yaşlarda başladı desem doğru olur. Küçükken yaşadığım bazı tatsız olaylar neden olmuştur belki de bu araştırmalara.  Tek bildiğim şey bundan kendimi alıkoyamıyorum.

Ortaokulun sonlarına doğru, erkek çocuğu olduğum için ve hiçbir şekilde korkmadığım için, annemle babam pek tereddüt etmeden beni evde yalnız bırakmaya başladılar. Hatta yatılı kalmaya köye gittiklerinde bile beni evde tek bıraktıkları çok zamanlar oldu. Bu zamanlarda ben hiç korkmazdım. Fakat buna rağmen, belki aklımın bana oyunu belki de gerçek kim bilir ? Bazı şeyler görürdüm... Kimsenin görmek istemeyeceği şeyler...

Yine annemle babam köye gitmiş, bir hafta sonra gelecekler. Ben evde tekim. Akşam ezanı okunuyor, ben televizyon izliyorum. Ezan bitti, odamdan bir ses geliyor, sanırsın biri kafasını duvara pat pat vuruyor. İlk önce takmadım fazla, komşudur dedim. Ama ses o kadar rahatsız etmeye başladı ki daha fazla tutamadım kendimi. Odama doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Siyah bir gölge -ışık açık olmadığından seçemiyordum yüzünü- kafasını olabildiğince hızla duvara vuruyordu. Ani bir hareketle başını bana çevirdi ve bağırarak üstüme koşmaya başladı. Tam yüzümün hizasında durdu ve ardı arkası gelmeyen şeyler fısıldadı. Ben şoka girdim olayın etkisiyle, dilim tutuldu, dondum...kımıldayamıyordum.  Bir dakika oldu olmadı karşımda duran şey aniden yok oldu ortadan. Adeta bir toz bulutu gibi düştü yere. Işığı açtığımda yerde küller vardı.

O zamanlar liseye yeni başlamıştım. E olaydan sonra korkmadım da değil. Ama annemlere haber vermedim, erkeklik gururu ya... Gittim bir arkadaşın evine, ailesine de proje ödevi var uğraşacağız ortalama beş gün falan dedik bir şey demediler zaten. O zamanlar en iyi arkadaşım oydu, hala da odur. Bir tek o bilir yaşadıklarımı.

Bu olaya benzer bir kaç şey daha yaşayınca, yaşım da bir hayli artınca, araştırmaya koyuldum. İşte o gün bu gündür araştırırım.

Dedim ya yine ağrılarla uyandım işte. Dün baya bir bilgi edindim. Bir kere daha deneyeceğim bu seans işini.

En iyi arkadaşım dediğim adam Faruk. Onu aradım yine.

"Alo Faruk ?"

"Efendim Can ?"

"Bu akşam yine bir deneyelim. Yeni yöntemler buldum."

"Oğlum daha ne kadar deneyeceğiz be ? Bulamıyoruz işte seninle ne uğraşıyorsa. Bırak şu işleri."

"Çok konuşma akşam sekizde sendeyim."

Hazırlıklarımı tamamladım, giyindim ettim deyince, saatin geçmesini bekledim.

Biraz oyalandım, saat beklediğimden hızlı geçti. Faruk'un evi biraz uzak olduğu için yedi buçukta çıktım evden. Sekize on kala oradaydım.

Kapıyı açtığında salondaki camlı kapıdan mumların ışığının süzülüşünü görebiliyordum.

" Hazırlık tamam herhalde ?" dedim.

"Aynen."

Odaya geçtik. Bu sefer yeni öğrendiğim Latince ve İbranice cümleleri denedim. Gene olmadı. Sonuç hüsrandan başka bir şey değildi.

"Bu gece burada kalacağım. Sorun olur mu ? Araba süremeyecek kadar yorgunum."

"Ne sorunu kardeşim. Aç mısın ? Bir şeyler hazırlayayım."

Evet anlamında kafamı salladım. Faruk da mutfağa gitti.

Yemekleri yedik. Oturuyoruz. Saat üç civarı. Bir anda içeriden yanık kokusu gelmeye başladı. Öyle böyle değil.

"Sen ocakta bir şey mi unuttun lan ?"

"Yok abi. Dikkat de ettim. Bir bakayım bekle."

Hızla mutfağa gitti. Geldiğinde ise dudağını büzüp " bir şey yok ocakta, sen niye sordun anlamadım zaten."

Yanık kokusu hala burnumdaydı ama yoğunluğunu kaybetmişti.

"Ne demek anlamadım. Yanık kokusunu almıyor musun Faruk ?"

"Yok, almıyorum. Ne yanığı, kafayı mı yedin abi ?" diyerek güldü. Bu olaydan bir bok anladıysam Arap olayım dedim içimden.

1 AY SONRA

Yine oturmuş, bilgisayar başında araştırma yapıyorum. Hiç girmediğim bir sitede ilk keşifimi gerçekleştiriyorum. Bir gönderi çok dikkatimi çekti.

"Cinler, gece saat üç civarı bizim bulunduğumuz boyut ile etkileşime geçebilirler. Geldiklerinde bir yanık kokusu almanız muhtemeldir."

Hızlı hızlı gözlerimi kırpıştırdım. Yazıyı tekrar, tekrar okudum. Kalbimin atışı değişti. "Nasıl ?" dedim şaşkın bir halde. Hem benimle uğraşan şeye ulaştığım için seviniyor hem de bir yandan korkuyordum. Evet otuz yaşıma gelmeme rağmen korkuyordum.

İçeriden bir ses geldi. Yıllar sonra tekrardan, şimdi duyduğum bir ses. Biri başını duvara vuruyordu...

Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin