Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylari

Arkası Yarin

Asagidaki hikaye ogretmen Fuat Erdag ve esi Füsun Erdag'in basindan gecen olaylari konu alacaktir.Kisilerin izni sonucu buraya ve belli sosyal ortamlarda yaziya gecilmesi icin izin alinmistir.
Hikaye Fuat Erdag'in agzindan yazilmaktadir...
-------------------------------------------------------------
1950'li yillarrin basiydi.Genc bir öğretmendim.Esimlede calistigim okulda tanismistim.Kendisi daha sonradan saglik problemleri nedeni ile isi bırakmıştı. Çocuğumuz olmuyordu,o donemin sartlarriyla bitr cok tedavi yontemini uygulasak da Allah bize bir evlat sahibi olmayi bagislamamisti.Hayatimi esimin mutluluğuna adamistim,birlikte güzel bir yasantimiz vardı. Füsun'un bir ailesi yoktu...Cocuklugundan beri yalnizdi,zaten 10 yaşından beri yetimhanede yetismisti.Birbirimize hem aile hem arkadaş hem de hayat arkadaşı olmustuk.
Bir gün yine babamlarla birlikte otururken eve faks gelmişti. ..Faksin içeriğinde tayin olduğum sehir yaziyordu.Aslinda interrnette arrastirsaniz yine goreceksinizdir. Sanliurfanin Karakeci koyundeki N...C...A...Orta okuluna tayinim cikmisti.Okulun adini okumamla evdekilerin suratı düşmüştü. ..O dönemler Karakeci köyündeki hikayeler bütün ülkece yaygindi...Buyuye,cine inanan birisi degildim...
Bana yapilan uyarrilara da gülüp geçiyordum...Esimle 1-2 ay gibi bir sürede hazirlandik ve yarıyıl tatilinin gelmesiyle Şanlıurfa'ya yola çıktık. Donemin otobüsleri ağır ağır gidiyordu. ..Aslinda yasadigim sehir ile Şanlıurfa arasında cok fazla bir mesafe de yoktu.(Yasadiklari sehrin sakli tutulmasini istedikleri icin burada detay vermiyorum)Beş-alti saatlik bir yolculugun ardından Sanliurfa'ya varmistik...
Somestir donemiydi ve ortalığı kar götürüyordu.Karakeci koyune varmamiz zor gozukuyordu ve o geceyi Şanlıurfa daki öğretmen evinde geçirmemiz gerekecekti.Merrkezdeki ogretmen evine geçtik. ..Saat 2-3 sulariydi sabah erkenden yola cikacagimiz icin uyumaya baslamistik.Bizden baska kalan ogretmen ya da öğretmen yakini da yoktu...Aslinda icerisi biraz terk edilmis gibiydi.Sabah olmustu,kahvalti yapmak icin kafeteryaya indik.
O sırada orta yasli bir esnaf vardı...Macun,kagit helva gibi seyler satiyordu."Hosgeldiniz Sanliurfaya" dedi."Hosbulduk" dedim."Masallah cok gencsiniz...Talebe misiniz muallim mi?" dedi."Öğretmenim bey amca" dedim.Hangi okulda calisacagimi sordu."Karakeci köyü N.C.A.Ortaokulu" dedim.Yuzu düşmüştü. "O köye daha once gittin mi ?" diye sordu."Hayir bu ilk gidisim olacak"dedim...
"O köye gidisin olursa dönüşün olmaz evladim...O köyün bütün yolları yine o köye cikar.O köyün halki kafirdir kafir...Gitme o köye,gerekirse bırak meslegini ama gitme o köye"dedi.Esim huzursuz olmuştu. ..Onu da alip odaya ciktim Biraz endiseli gozukuyordu,ona nedenini sordum...Sinirliydi ayaga kalkip "Bak iste duydugumuz kacinci kötü söz. ..Belli degil mi yeterince?Ben bu koyde yaşamak,çocuğumu orda dünyaya getirmek istemiyorum"dedi.
Duyduklarimizin birer kuruntudan ibaret olduğunu söyledim. ..Halen rahatlamis durmuyordu.Daha sonta sarılıp "Tamam söz,sadece 1 ay deneyelim eger rahatsiz olursak döneriz. Anlastik mi?"dedim.Istemeye istemeye kabul etmişti. Keske o zaman henuz oraya hic gitmeden dediklerini kabul etseydim.
Kahvaltidan sonra balikli golun yakinindaki otobus durağına atlayip KaraKeci koyune doğru yola ciktik...Koyun girisine 5 km kala otobus durdu...Otobuste bir tek ben ve esim vardı. "Ne oldu"diye sofore sorduk. "Son durak burasi,bundan sonrasini yürüyün"dedi.Koye daha 5 km yol olduğunu ve bavullarla oraya kadar nasil gideceğimizi sorduk.
"Beni ilgilendirmiyor,o köye yolculuk buraya kadar. He eğer bana sorarsaniz,girmemeniz sizin icin hayirli olandir"dedi.Ben sasirmistim,iyiden iyiye bu is canimi sikmisti.Esim sofore sinirli bir sekilde bakiyordu,adam rahatsiz olmus olacak ki;Hadi,Allah sizi korusun " dedi.Biz hic bir sey demeden otobusun bizi birakip gidisini izliyorduk...

....devam edecek.....