The Future

3K 95 6
                                    

Size gelecekten biraz ipucu vermek istedim; bunu sürpriz bölüm olarak görün. :D 

İyi okumalar! :)

‘’Küçük sözler, büyük umutlar getirir; bir de hediye olarak kırık kalp parçaları bırakır geride o umutlar. İçinde binlerce hayal saklıdır hepsinin, teker teker çıkarıp en iyi yapıştırıcıyı kullansan da kırılmış bir kalp kaybolmuş bir balığa benzer; okyanus o kadar büyüktür ki doğru yol diye hep yanlış yolları seçersin. Gittiğin her yol seni apayrı noktalara ulaştırır. Bazılarında pes eder hayata küsersin, bazılarından cesaret alır ben bu değilim dersin. Ama kırılmış bir umut, ne kadar umutlu olabilir ki? Çaresizlik içinde çırpınırken daha ne kadar nefes almaya gücün kalabilir ki? Çare sandığı çaresizlikleri daha ne kadar görmezden gelebilir bir insan? Hissediyorsun. Hani 6.his derler ya o aşmış ben de 7 falan olmuş herhalde. İçimde hep o karanlığı hissettim, kayboluşu, yok oluşu. Bedenim her adımda daha da yaklaşıyordu sona, beynim hayal kurmaktan vazgeçmeye çalışsa da ruhum vazgeçmekten korkuyordu. Yalanlardan vazgeçmek o kadar zordu ki, gerçekleri göremiyordum bile. Ama olacak sonu, erteleyemezsin sadece ondan saklanırsın.’’

*

‘’Anne?’’

‘’Evet?’’

‘’İstersen biraz da ben devam edebilirim?’’

‘’Hayır, iyiyim tatlım. Sen git uyu biraz daha.’’

Ardında ufak bir gülümseme bırakarak odadan çıktı. Bugünlerde gülümsemeleri hep yalandandı, karşısındaki de inanmıyordu belki ama gülüyordu işte. Umut taşıyordu her bir gülücük kendi içinde.

Anne, koltukta yavaşça hareket etti. İçinde bulunduğu durumu ne duygularıyla ne sözleriyle ifade edebiliyordu. Sadece eline aldığı kalın kitabı okuyordu sesli olarak. Tüm düşüncelerinin saklı olduğu, oğlunun favori yazarlarından birine aitti. Ama ne yazık ki Harry’nin henüz bundan haberi yoktu. En yakın zamanda söyleyecekti oğluna Anne, tüm ayrıntılarıyla konuşacaklardı kitap hakkında.

Rüya görmeyeli uzun zaman olmuştu onun için. Artık bulanık görüyordu yorgun gözleri etrafını. Ayağa kalkmayı denedi, biraz sendeledi ama sonra kendini toparladı. Yanda ki masadan su doldurup, kuruyan dudaklarıyla kana kana içti. Ne zamandır susuzdu? Hatırlayamıyordu bile.. Titrek elleriyle yatağın ucunu kavradı. Gözlerini son bir dua için kapattı, yıllardır ilk kez dua ediyordu.

İlk, ama son olmayacağını çoktan kavramıştı…

-

-Louis- (Geçmiş)

Her zamanki öğlenlerden biriydi. Çalıştığım Süper Markette oyuncakları sırayla diziyordum. Bu iş beni kovmadıkları tek işti; yani ben de elimden geleni yapıyordum. Kapıdan hafif kırışık göz altları ve siyah dalgalı saçlarıyla orta yaşlı bir bayan girdi. Etrafa bakındı, bir şey aradığını fark edince yanına ilerdim.

‘’Aradığınız şey de size yardımcı olabilir miyim bayan?’’

‘’Umut. Eğer bana biraz Umut bulabilirsen..’’ Duraksadı. ‘’Çok yardımcı olur.’’

‘’Ne garip değil mi? Kaybedilecek çoğu şey aslında bulunamayacak şeylerdir.’’

‘’Haklısın öyleler. Sorun kaybetmemiş olmam, sadece yok..’’

‘’Belki de yanlış yerde arıyorsunuzdur?’’

‘’Doğru yer neresi bilmiyorum ki.’’

Kafası karışıktı, ne olduğunu anlamadım ama sanırım yardıma ihtiyacı vardı. Benimle gelmesini isteyip onu kitap bölümüne götürdüm. Nereye geldiğimizi anlayınca gülümsedi. Birkaç kitabı eline aldı.

‘’Sence hangisi?’’

Umut girdabı, Aşkın büyük sessizliği ve Bağlılık; Dünyaya karşı sadece ikimiz.

En sevdiğim seriyi söyledim.

‘’Bağlılık; Dünyaya karşı sadece ikimiz.’’

‘’Teşekkürler. Aradığımı bulamam belki ama neyi kaybettiğimi anlayabilirim.’’

Birbirimize ufak gülümsemeler gönderdik. Birkaç dakika sonra kitapların arasında yalnız başıma dikiliyordum. Az önce ne olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu. Başımı iki yana sallayıp işimin başına döndüm.

‘’Sessizliğin içindeki büyük çığlıklar gibiydi aşkımız, ne sen duydun beni ne de ben duyurabildim sesimi. Bilmeden aşktı bizimkisi, tanımadan sevmiştim seni. Sen benden bir haberdin, ben sende hayat bulurken..’’

We are a secret, can't be exposed.(Larry Stylinson-1D Atty 2013 En iyi BoyxBoy)Where stories live. Discover now