I Still Want You

2.5K 125 26
                                    

Yazabileceğim en kötü bölüm oldu üzgünüm. 2013 ün son Pazarında son bölüm. 2014 te görüşürüz :D 

Gerçekten bölüm için özür diliyorum bu haftalık affedin :(

Salatayı dilimlere ayırıp, yanda duran tabağa yerleştirdim. Hazırladığım sofraya şöyle bir göz attığımda miğdemden gelen gurultular koro halinde sesler çıkarmaya başladı. Yukarı çıkıp, odanın kapısını araladım. Louis'in tek bacağı yataktan sarkıyordu. Dün gece ona iyi gelmemiş, beni de uyutmamıştı. Yatağın üstüne çıktım ve kulağına doğru eğildim. ''Loueehh!'' Dirseğiyle karnıma vurmuştu. ''Hadi ama kahvaltı hazır!'' Bu sefer söylendiğini duyar gibiydim. Yanağına öpücükler kondurmaya başladım, Louis vücudunu bana doğru döndürdü gözleri hala kapalıydı. ''Harold, lütfen uyumama izin ver.'' Normal şartlar altında bundan etkilenir ve onunla deli gibi sevişirdim ama Dulcie'ye gece için söz vermiştim. Doğum gününe davetliydik. ''Eğer yataktan hemen şimdi kalkmazsan Louis William Tomlinson gece olacak olan partiye yalnız gider ve başkasıyla dönerim.'' Louis'in gözleri aniden açıldı, bir kaç saniye beni süzdükten sonra kollarımdan yakalayıp altına aldı. ''Öyle mi olur Bay Styles?'' Sıcak dudaklarını boynumda gezdiriyordu. ''Lou bunu sırası değil bebeğim.'' ''Uykumu bölmenin ve beni tehdit etmenin bir cezası olarak sayarsın.'' 

Dudaklarını, dudaklarımla birleştirdi. Akşamdan kalma alkolün tadını alabiliyordum. Parmaklarımı saçlarına geçirdim. Kalçasını bana doğru ittirdiğinde dudaklarımdan bir inleme kaçmıştı. Bundan zevk almış gibi gülümsüyordu. Kollarımı çıplak belinde gezdirmeye başladım, ellerini eşofmanımın iki tarafına yerleştirmiş aşağıya indiriyordu. ''Değişik bir şey denemek istiyorum.'' Sesi insanı zevkten dört köşe edebilecek nitelikteydi. Yatağa oturdu ve bacaklarını araladı, beni de üstüne çekti. Bazen bu hareketleri nereden bildiğini merak ediyorum. Dudaklarını boynumda gezdirip bir eliyle penisimi kavramıştı. ''Oynamayı bırak.'' o halletmeden gelmek istemiyordum. Acınası durumda olduğumu gözler önüne sermekte her zaman bir numarayım. Elini altıma yerleştirip, hizaladıktan sonra kafasını boynuma gömdü ve kendini ittirdi. Parmaklarımı saçlarına doladım, yaşattığı hissi tarif etmek bu durumda imkansızdı. Bazen sadece onunla yatakta olmak istiyordum. Diğer türlü her şey boka sarıyordu. Louis daha da hızlandı. Umarım inlemelerimiz evin dışından duyulmuyordur. ''Ge-ge-liyo-rum'' Louis dişlerini omzuma geçirdiğinde içimdeki sıcaklıkla titredim. Bu ilkti. İlk defa aynı anda gelmiştik. ''Bu benim daha çok uykumu getirdi.'' dedi Louis kendini yatağa bırakırken. Ben de yanına uzandım. ''Şimdi senin yüzünden tekrar duş almak zorundayım.'' yanımda uzanan terli çıplak bedeninde göz gezdirdim.Yutkunduktan sonra devam ettim. ''Ve de geç kalacağız. Kahvaltı bile edemedik.'' Louis muzipçe sırıtıp, yataktan kalktı. Banyoya doğru ilerledi. ''Sen önce kalkan ufaklığına laf geçirde sonra bana söylen.'' Kahkahası tüm koridorda yankılanmıştı. Tanrım. Bu adamı seviyorum. 

''Hızlı yer misin?'' 

''Boğulmamı mı istiyorsun Tanrı Aşkına?''

''Hayır, geç kalmak istemiyorum.'' 

''İyi!''

''İyi!'' 

Louis, üzerine beyaz bir tişört ve altına kırmızı pantolonunu geçirmişti. Kahvaltıdaki atışmamızdan sonra bana surat astığını anlıyabiliyordum ama sanki inadına geç kalmak istiyordu. Onun tersine Siyah pantolunumu ve siyah kareliği gömleğimi giydim. 

Araba yolculuğumuz gayet sıkıcıydı, sabahki ateşli anlarımızdan sonra bu garip hissettiriyordu. Bir anlık tereddütten sonra elimi bacağına yerleştirdim. Bu hareketimle bana doğru dönmüştü. 'Ne var?' anlamında kaşlarını kaldırıyordu. Elimi kasıklarına doğru götürdüm. ''Kes şunu!'' sesi yüksek çıkmıştı. Elimi çekip cama doğru döndüm. Dışarısını izlemek onun kızgın hallerini çekmekten daha iyidir. 

''Dulcie!'' dedim gülümseyerek ''Koca oğlan!'' dedi kollarını açarak bana gelirken. Ben de kollarımı açtım ve sıkıca sarılmasına izin verdim. Louis bizi izliyordu ellerini göğsünde birleştirmiş kapıda dikiliyordu. ''Ah, sen de şu meşhur oğlansın?'' Dulcie elini Lou'ye doğru uzattı. Bir an kavga çıkacağını düşünsemde Louis geri karşılık vermişti. Hem de gülerek! Birlikte bardan içeriye girdik. İnsan kaynıyordu, ağır metal müzik kulaklarımı delip geçiyordu. Louis rahatsızca ellerini cebine yerleştirmişti. ''İşte burası bizim masamız.'' Dulcie eliyle köşedeki birleştirilmiş masaları gösterdi. Hiç birini tanımadığım için gergin hissediyordum. ''Bu Harry!, bu da onun sevgilisi Louis!'' Dulcie sırasıyla bizi tanıttıktan sonra, yerlerimize geçtik. Louis'in canı sıkkın gibiydi. Ne kadar onu rahatlatmak istesemde tepkisinin hoşuma gideceğini düşünmüyordum. 

''Gergin gibisin hayatım.'' Louis'in yanındaki siyah küt saçlı kız yayık ağzıyla sakız çiğneyerek elini louis'in yüzünde gezdiriyordu. ''İyiyim, teşekkürler.'' Louis kızın elini alıp masaya bıraktığında gözlerini benden kaçırmıştı. ''Ah!'' Louis canı yanmış gibi inlediğinde gözlerimi pörtleterek ona baktım. Suratı boşalacakmış gibiydi. Gözüm masanın alt kısmına kaydığında bunun nedenini anlıyabiliyordum. Kızın eli Louis'in kasıklarını sömürüyordu resmen. Ve o buna karşı sadece 'Ah' demişti. Sinirden kızaran suratımla önüme döndüm. Dulcie bir şeylerin olduğunu anlayıp yanıma gelmişti. ''Sorun ne?'' ''Şu kıza söyle elini sevgilimden uzak tutsun yoksa fena yapacağım.'' Dulcie herkesin duyabileceği şekilde bir kahkaha patlatmıştı. ''O mu? O unutkan Jully ona bir dakika ver ne olduğunu hatırlamayacaktır bile.'' Gülmeye devam ederek karşıma oturdu. Gürültülü bar da sesini duyurmak için çabalayan biri bizim olduğumuz kısma doğru gülümseyerek geliyordu. Uzun saçları ve garip bir giyim tarzı vardı. Dulcie geleni fark edince gülen yüzü bir anda somurtmaya başlamıştı. ''Jackie!'' dedi sevecen ve laf sokan tonuyla. ''Sevgilim.'' diyerek Dulcie'yi kucaklamıştı adının Jackie olduğunu öğrendiğim garip adam. ''Sevgilin değilim Jack!'' ''Sen öyle söyle kendine tatlım.'' derken dudaklarına yapışkan bir öpücük bırakmıştı. Miğdemin kalkmaması için kafamı Louye döndürdüm. Dikkatli gözlerle beni izliyordu. ''Ne var?'' Arabadaki soğukluğu sesime yansımıştı. ''Seni istiyorum.'' Sanırım kafayı yemişti. Buraya gelene kadar yapmadığı kalmamış üstelik kızın -unutkan- birinin ona dokunmasına izin vermişti. ''Derdin ne senin?'' ''Kız beni azdırdı ne yapabilirim.'' Yüz kaslarım olabildiğince gerilmişti. Sinirle yerimden kalktım. Az önce bir kızın onu baştan çıkardığını söylemiş olamazdı. Dulcie kolumdan yakalayarak beni durdurdu. ''Bak bu Harry, benim yeni sevgilim!'' Şaşkınlıkla bir ona bir de beni öldürecekmiş gibi bakan Jackiye bakıyordum. Sonra Lou'ye baktım eliyle oturduğu sandalyeyi kavramıştı. Memnuniyetle. ''Evet, benim kızımı rahat bıraksan iyi edersin.'' Dulcie şaşırmış gibi bana baktı. Kolumu boynuan dolayıp kendime çektim. Jackie sinirle üstüme yürüyordu. ''Bana bak seni piç kurusu! Benden başka kimse ona benim kızım diyemez!'' Suratıma geçirdiği kafayla kendimi yerde bulmuştum. Yüzümden sıcak bir sıvı akıyordu, ah bir de bu eksikti zaten. Karnıma gelen tekmeler devam ederken Louis'in adama bir yumruk geçirdiğini görmüştüm. Ardından bardaki başka bir adam da Louye vurmuş, Lou ona geri vurmak isterken dierseğini başka bir adamın burnuna geçirmişti. O adam ise vuranı Jackie sanmış ve ona yumruğu geçirmişti. Bu kargaşa içinde yerde debeleniyordum. Ne kadar Louis diye bağırsam da sesim cıyaklar gibi çıkıyordu. 

''Bir daha buraya adımınızı atmayın bücürükler.'' Her yeri dövmeli yapılı adam hepimizi kapı dışarı etmişti. Louis eğilmiş beni kontrol ediyordu. Kaşı ve dudağı patlamış üstü kan olmuştu. Dulcie sinirle Jackie nin karnıan tekme atıyordu hala. 'Deli kadın!'' diyerek uzaklaştı Jackie. 

''Louis?'' 

''Konuşmayı kes, hastaneye gitmeliyiz. Her yerin kan içinde seni salak!'' 

''Hala beni istiyor musun?'' Louis gülmek için çabalasa da patlayan dudağı canını yakıyordu. Beni kucaklayarak yerden kaldırdı. 

''Ah, Harold kanlı halinle daha seksi gözüktüğünden bahsetmiş miydim?'' Dulcie gülerek ona eşlik ediyordu. Beni arka koltuğa bırakıp öne oturdular. 

Gözlerimi zorla açtığımda hastane odasında olmadığım için minnettardım. Louis uyandığımı fark edince yatakta yanıma uzandı. ''Acıyor mu?'' dedi elini bant sarılmış burnumda gezdirirken. ''Dokunmaya devam edersen acıyacak'' küçük bir kahkaha attı. Sonra birden sessizleşti, gözlerini benim üzerimde gezdiriyordu. Parmaklarını saçlarıma geçirdi.

''Seni hala istiyorum Harold.''

We are a secret, can't be exposed.(Larry Stylinson-1D Atty 2013 En iyi BoyxBoy)Where stories live. Discover now