ZH\3🍀

45.4K 2.3K 409
                                    


~DÜZENLENMİŞTİR~

Gittikçe bana yaklaşıyordu. Korkmaya başlamıştım aslında. Yaklaştıkça ne olduğu ortaya çıkıyordu. Paytak paytak yürümesinden de anlaşıldığı gibi bu gelen sarhoştu. Bir an İğrenmiştim açıkçası.

"Mihrima? Mihrima? Orada mısın? "

Diyen sesle kendime gelmiştim. Ben Ece'yi unutmuş, karşımdaki kişiye odaklanmıştım.

Zar zor telefonu kulağıma götürmüştüm. Ece bu durumu anlamadan kapatmalıydım.

" Buradayım Ece. Neyse ben seni sonra ararım. Hadi iyi geceler "

Dedim ve telefonu direkt kapattım. O sırada da gelen kişi önüme düşmüştü. Bir şey oldu düşüncesiyle küçük bir çığlık çıkmıştı ağzımdan. Telefonu direkt çantaya koyup yanına yaklaştım. Leş gibi içki kokuyordu. Artık ne kadar içmişse bayılma raddesine gelmişti. Ne yapsam ki acaba? Kaldıramam da.

"Heyy iyi misin?

Dedim onu uyandırmak adına. Hafif ığrandı ve gözlerini açtı. Alaylı bir gülüş vardı şu an yüzünde. Genç birisiydi, acaba bu da evin son elemanı olan Sait miydi?

"Hım...sende kimsin? Güzelmişsin aslında. Senin gibi birisinin buralarda ne işi var?"

Dedi ve tekrar güldü. Şimdi senin o ağzına yapıştırmak vardı ama işte yemiyordu. Bilsem ki bu evden birisi değilsin inan yaşatmazdım seni. La havle diyerek ayağa kalkmıştım. O da zaten tekrar gözlerini kapatmıştı. Yardım edecek birisini bulmak için etrafıma bakındım.

Biraz uzağımda şoförü görmüştüm. Şu an en iyi ihtimal ondan yardım istemek gibi görünüyordu. Koşar adım oradan ayrılarak şoförün yanına gittim. Durumu izah ederek hiç beklemeden evin önüne geldik. Şoför yerde yatan adamı kolundan kavrayıp ayağa kaldırmaya çalıştı. Biraz ayıldı ve ayağa kalktı. Gözlerini tekrar açmıştı ve tekrar bana alayla gülüyordu.

Şoför onu götürmek istedi ama o durdu. Kesin bir şey diyecekti. Yavaş hareketlerle elini kaldırarak işaret parmağıyla beni gösterdi.

"Sen.." Durdu. Hafif gözlerini kapatarak devam etti.

"Sen beni götüreceksin içeriye "

Dedi yarı aygın şekilde. Bu duyduklarımla kısa bir anlık şok geçirmiştim. Hah saçmalıyordu herhâlde, şaşkınca bakmaya devam ederken o gözlerini başka bir yöne dikti. Şu an ki yüz hâli öfkeyle karışık bir alaydı.

" Ooo evimizin efendi veliahtıda gelmiş "

Dedi ve gülmeye başladı. Onu söylemesiyle ben de arkamı dönmüştüm ve sabahki duruşundan hiç bozulmayan bir adet Melih Ahsuvar'la karşılaşmıştım. Şu an buradan uçmak, yok olmak istiyordum. Bu nedir ya, ilk günden resmen aksiyonun tam ortasındayım ve başrolü paylaşıyorum. Hâla 'o'na bakıyordum. Sinirlenmişti. Bu, elini yumruk yapıp sıkmasından belliydi. O hâliyle biraz daha bu tarafa yaklaştı.

" Ne oluyor burada?"

Ürkmüştüm. Bu ses tonundan ve söyleyişinden ürkmüştüm. Dişlerini sıka sıka söylemişti. Sakin gibi görüntü vermeye çalışıyordu ama gerçekten çok sinirliydi. Bu oynattığı her mimiğine yansımıştı.

Sessizlik hakimdi. Sıra o adamdaydı. Aslında o adam dediğimde Sait'ti. Bu artık kesinleşmişti. Birbirinden hiç haz etmeyen iki kuzen. Ece'nin dediği kuzenlerdi işte. Melih Ahsuvar, Sait Ahsuvar...

ZORAKİ HİZMETÇİWhere stories live. Discover now