ZH\29🍀

23.1K 1.7K 554
                                    

SONDAKİ YAZIYI OKUYUN LÜTFEN!

Gözlerimi bu ışığa alıştıramadığım için ilk olarak tekrar kapattım ve birkaç saniye bekledikten sonra açtım. Bir el feneri etrafımızda dolaşıyordu ve bunu yapan kişide bir polisti daha doğrusu iki polis vardı. Ne oluyor burada? Bir hışımla ayağa kalkarak olayı çözmeye çalıştım. Ece'ye baktığımda gayet rahattı.

"Buyurun bir sorun mu vardı?" Diyerek polis memuruna döndü.

"Biz gece vardiyasındayız. Sizi burada görünce bir sorun olduğunu düşündük."

Diyerek baştan beri ne olduğunu anlamaya çalışan beynim, cevabını almıştı.

"Sorun falan yok, merak etmeyin. Sadece evin anahtarını bekliyoruz o kadar." Der demez evin önünde bir araba belirdi ve içerisinden tanıdık şoför indi.

"Hah işte geldi. Kusura bakmayın, sizi de rahatsız ettik." Dedi polis memurlarına ve anahtarı şoförden alarak ona da teşekkür etti.

"Sorun değil. İyi geceler." Diyen polis memurları yanımızdan ayrılmıştı. Hâlâ üzerimde atamadığım bir uyku mahmurluğu vardı. Daha fazla beklemeden eve girdik ve ben direkt kendimi koltuğa bıraktım. Şu yorgunluk bir türlü üzerimden gidememişti.

"Sahur vakti beni uyandırırsın." Dedim Ece'ye ve uykuma kaldığım yerden devam ettim.

~~

Duyduğum çocuk sesleriyle gözlerimi açmıştım. Dışarıdaki çocukların sesi evdeydi resmen. Yataktan doğrulmamla başımda bir ağrı hissettim. Kaç saattir uyuyordum ben? Bu soru beynime istila edince bu kez gözlerimin hedefi saat olmuştu.

Ciddi olamazdı değil mi? Saat iki olamazdı yani? Bir hışımla yerimden kalkarak banyoya gitmiştim, günlük yaptığım işleri giderip, üzerimi de giyindikten sonra aşağı indim. Gözüme çarpan takvime baktığımda tekrar şu gireceğim LYS sınavı beni puflattı. Sadece iki gün... iki gün sonra bitiyor bu çile.

BİR HAFTA SONRA...

koltukta biraz daha yayılarak yatar pozisyonu almıştım. Bugün Ece izinli olduğu için iftarı dışarıda yapacaktık. Bir nevi kutlama gibi olacaktı, çünkü sınavım bitmiş ve ben o rahatlık denilen kavramın varlığını yeni hissetmeye başlamıştım. Sınavım oldukça iyi geçmişti ve sadece sonuçları bekliyordum. Hadi hayırlısı.

Bu zaman diliminde Melih'le hiç karşılaşmamıştım ki zaten karşılaşsamda ne diyeceğimi bilmiyordum. Daha doğrusu aklımı kemiren o soruyu nasıl soracağımı...

"Mihrima hadi hazırlan!" Diye Ece salona gelmişti. Onun dediklerini başımla onaylayarak ayağa kalktım ve koşar adım odama çıktım. Üzerimi giyindikten sonra dışarı için koyu kahve trençkotumu giyinerek kapıya geldim. Yaklaşık beş dakika sonra da Ece geldiği gibi birlikte dışarıya çıkmıştık. Oldukça az bir zamanımız olduğu için bir taksi çağırmıştık. Taksi gelir gelmez bindik ve iftar için gideceğimiz yere yol aldık.

~

Oldukça hoş bir yerdi. Sadeydi fakat dikkat çekiciydi. Garsonun gösterdiği yere geçerek camdan denizi seyrettim. Yazın bir başka güzel oluyordu marmara. Daha ışıl ışıl ve daha canlı. Yaz geliyordu ona da bir nevi. Garson bize isteklerimizi sorarken Ece öne atılarak ikimiz içinde cevap vermişti.

"Güven bana, bunlar oldukça iyidir." Diyen Ece'ye gülümsemiştim. Mönüyü elime aldığımda gözüme çarpan şey kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Bu neydi ki bu kadar pahalıydı?

ZORAKİ HİZMETÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin