ZH/47🍀

11.7K 719 105
                                    

'Susma hakkımı kullanıyorum ' diye bir tabir vardır. Bu genelde sorgularda gerçekleşen bir durumdur. Kişi sorulan sorulara cevap vermek istemez ve bu hakkını kullanırdı. Bunun sadece karakollarda olduğunu düşünürdüm ama şu an o durum bizim evde de yaşanıyordu. Ece tam tamına iki saattir susma hakkını kullanıyordu. Ben ağzımı tam açacağım sıra vazgeçiyor ve kelimelerimi tekrar eski konumuna gönderiyordum.

Durumu vahimdi. Öyle ki kalp krizi geçirse şaşırmazdım. Annemler biz geldiğimizde çoktan uykuya geçmişlerdi, o yüzden Ece'nin bu yüz hâlini onlara açıklamak gibi bir zorluğumuz olmamıştı.

"Ece, artık başlasan mı bir yerden?" Sıkılmıştım. Konuşması gerekti. Bu daha çok onun rahatlaması içindi. Gözlerini saniyelik üzerimde gezdirip anında çekti. Ona onları dinlediğimizi söylememiştim o yüzden ben şu an bilmeyen konumdaydım. Fakat dinlemesem de yine Ece'nin bu yüz şeklinden anlar ve sorardım.

"Ne neyi anlatacağım Mihrima?" dedi ve uzunca bir yutkundu. Üzgünüm Ece, kendini hiç saklayamıyorsun.

"Şu an ki hâlini."

"Ne varmış hâlimde?" Hâlâ ses tonu titriyordu.

"Eceee!" dedim onu ikaz ederek. Kuzenimi iyi tanıyordum. Birkaç ısrarda anlatacaktı.

"Bak ama gülmek yok Mihrima." diyerek yüzünü tamamen bana döndü. Ece'nin odasında onun yatağında oturuyorduk. Geldim geleli hiç kendi odama geçmemiştim.

"Ay Ece niye güleyim?" bu kız ciddi deliydi.

"Ne bileyim belki komik gelir."

"Hani anlatsan da ben ona karar versem." Ece'nin inatlığı kesinlikle teyzeme çekmişti. Annem hep anlatırdı çünkü.

"Ya ben senden hani birkaç dakikalığına bir işim var diye ayrıldım ya" duraksadı. Benden ikaz bekliyordu. Gözlerimi büyükçe açıp daha dikkatli dinleme pozisyonuna geçtim.

"İşte o sıra aslında bahçeye Sait'in yanına gittim. Bana söyleyecekleri var diye." dediğinde yalanının ortaya çıkmasıyla mahcup olmuştu. Ah Ece ben bir işler karıştırdığını anlamamıştım sanki.

"Bana şey dedi..." duraksadı. Gözlerini benden çekip etrafta gezdirdi. Kuzenim her ne kadar takmayan biriymiş gibi görünse de oldukça takan ve oldukça utanan bir insandı.

"Ne dedi?" diyerek az evvel ki cümlesini hatırlatmada bulundum.

"Gülmeyeceğine söz ver." Yine başlamıştı.

"Ya gülecek ne demiş olabilir Allah aşkına merak ediyorum." Sabırlı olmazsam şimdi ben zaten biliyorum diyecektim.

"Sait bana seni seviyorum dedi" kelimeleri ağzından hızlıca atmıştı. O an şaşırmış gibi yaptım çünkü ben şaşkınlığımı bahçede atlatabilmiştim.

"Zaten belliydi." diyerek onun heyecanını biraz olsun yatıştırmaya çalıştım.

"Nasıl belliydi?" Ah Ece bir şeyi de anlasan şaşarım zaten.

"Sana bakışları değişikti, seni görünce mutlu oluyordu ve seninle uğraşmayı seviyordu." dediklerimin hepsinde haklıydım. Sait'in zaten Ece'yi sevdiği bunlardan belliydi.

"Öyle miydi sahiden?" bu dediklerine başımı sallamakla yetindim. Ece'nin yavaş yavaş sakinleştiğini fark ettim. Aslında sevinçliydi ama bunu utangaçlığı ve şaşkınlığı gölgeliyordu. Derin bir nefes aldı. Sonra tekrar yüzü asıldı.

ZORAKİ HİZMETÇİWhere stories live. Discover now