ZH\15🍀

30.7K 2K 217
                                    

Yeni bölüm geldiiiii. Umarım çok bekletmemişimdir. Biliyorum cumartesi yayımlayamadım. Üzerimde öyle bir yorgunluk var ki. Kurgum hazır fakat yazmaya üşeniyorum. Neyse geçelim burayı. Okurellalarım bölümlere sınır getirmeyi düşünüyorum hatta bu bölüme getiriyorum. Bunu yapmamın sebebi yorum sayısının ve oy sayısının biraz düşük olması. Zaten fazla sürmeyecek. Tekrar yorumlar ve oylar belli bir düzen aldıktan sonra o uygulamayı kaldıracağım.

+200 oy ve +50 yorum = yeni bölüm

Hepinizin mevlid kandili mübarek olsun :)

Keyifli okumalar;)

Mihrima, sen şuan hayal dünyasındasın. Bu gördüklerin beyninin sana bir oyunu. Gözlerimi kapattım ve birkaç saniye bekledim. Aslında açmaktan korkuyordum fakat bu bir hayaldi yani inşaAllah.

Yavaşça gözlerimi araladım. Hâlâ bakmakta korkuyordum. İlk, başka tarafa baktım. Eğer gerçekse -ki inşaAllah gerçek değildir- hazırlıklı olmam gerekiyordu. Besmele çektim ve gerçek olmamasını umduğum yere baktım.

Olamaz!! Gerçekti işte. Bunun burada ne işi vardı? Sonra aklıma Firdevs ablanın dedikleri geldi. Spor çantasını hazırlatıp çıkmıştı. Demek basketbol maçı içindi.

"Ayşen, Sait'in burada ne işi var?" dedim biraz gürültülü bir şekilde. O kadar ses vardı ki gürültülü bir şekilde konuşmam gerekiyordu. Ayşen sesimi duymuştu ki bana döndü.

"Okulun basketbol takımında. Aslında o da bu okulda okuyor fakat ara da bir uğruyor işte. Gördüğün gibi." dedi soruma karşılık vererek.

"Ne sürpriz ama!" dedim ona karşılık. Çok şanslı bir kızdım gerçekten. Evde görmediğim kişileri başka yerlerde görüyordum.

"Daha bu ne ki asıl sürprizi sonra göreceksin. " dedi ve maçı izlemeye devam etti.

"Anlamadım?" dedim fakat bu dediğimi duymamıştı. Daha fazla üstelemedim ve telefonda kaldığım yerden bakmaya devam ettim.

Ayşen'in demesine göre ilk yarı bitmişti. Bir okul maçıydı fakat kendimi bir an NBA'da hissettim. Aslında basketbolu seviyordum fakat pek nadir izlerdim. Daha çok lise zamanlarımda seviyordum. Ayşen'le birlikte biraz hava almak için dışarı çıkacaktık. Tabii ben daha da girmeyecektim. Şuanlık planım bu. Ayağı kalktık ve yürümeye başladık.

Çıkış kapısı göründüğünde durmuştum. Maça girmeden evvel ki erkek sürüsü şimdi iki katına çıkmıştı. Geçilmesi imkansız bir yol gibi görünüyordu. Ayşen'in kolundan tutup onu durdurdum. Anlamaz gözlerle bana baktı.

"Ne oldu ?" dedi.

"Düşündüm de Ayşen bence çıkmayalım. Zaten maç şimdi başlar. Bir de o kalabalığın tekrar düzen almasını bekleyeceğiz. Hem de baksana orası erkek dolu. " dedim. İyi bahaneler üretmiştim. Ayşen başıyla onayladı ve tekrar yerimize oturduk. Aklıma gelen şeyi hazır ortam sessizken Ayşen'e sormalıydım.

"Ayşen? Hani az evvel bir sürprizden bahsettin ya o neydi? Anlamadım." diyerek soruyu yönelttim. Ayşen bu dediğime karşın kıkırdadı.

"Adı üstünde sürpriz. Göreceksin şimdi" dedi gülmeye devam ederken. Aklım, söylediği son cümlede kalmıştı. Göreceksin derken? Bu dediği sürpriz benim için miydi? Ah delice sorular. En iyisi Mihrima merakını bastır ve olacakları bekle.

Bir kaç dakika daha böyle oturduktan sonra herkes eski düzenini almıştı. Bu demek oluyordu ki maç başlamak üzereydi. Ben, tekrar ilgimi sahadan aldım ve telefona verdim. Telefonda sayfaları gezerken salonun daha da sesli bir hâl aldığını işittim. Bu, ilkinden daha fazlaydı. Daha doğrusu kız sesi daha fazlaydı. Yanımda oturan Ayşen'e baktım. O da tekrar kıkırdamaya başlamıştı. Sahi ne oluyordu böyle? Ayşen bana dönüp eliyle sahayı işaret etti.

ZORAKİ HİZMETÇİWhere stories live. Discover now