ZH/38🍀

26.2K 1.7K 350
                                    

Multideki güzel resmi yapan @DIKISSASKINA teşekkürlerimi sunuyorum. Bu arada multide instagram sayfamızı yöneten adminimizin hazırladığı güzel videomuz var. İzlerseniz, sevinirim:)

|Zevkli okumalar|

Bazen sadece susmak ister insan. Ebediyete kadar, hiç konuşmamak ister. Suskunluğun bir çığ misali önüne düşmesini ister. Aslında zıt görünen çığlık, suskunluğun çığlığı olmasını ister. İşte böyle bir şeyi istediği an aslında kelimelerin hapsolduğu, cümlelerin tutuklandığı, ses tellerinin teker teker koptuğu bir andır.

Bir an dediğimiz her şey de o an olmuyor maalesef ki. Tıpkı yaşadığım o bir anın bir hafta olması gibi...

Hâlâ bir haftadır o bir anı yaşıyorum. Ne söylediği kelimeler ne de duruşu aklımdan çıkmıyor. Özellikle de 'o zaman evlen benimle' demesi...

Yine ben yapacağımı yapmış ve sessizliğe gömülmüştüm. Ama bu kez sessizliğe gömülmemin amacı, beklenmedik bir sözle karşı karşıya kalmamdı ve bu söz beklemediğim bir adamdandı.

"Mihrima? Mihrima?"

"Hıh?" Diye kendime gelmemin ardından anneme bakmıştım.

"Daldın gittin kızım. " dedi ve çayın altını kıstı.

"Bir an dalmışım işte." Diye lafı geçiştirdikten sonra sofraya oturmuştum.

"Bugün babanla bir mağazaya çıkalım. Eve alınması gereken eşyalar var. Bari bu evde kalacağız, bir şeyleri de biz tamamlayım." Diyerek sofraya oturdu annem.

"Siz bilirsiniz annecim." Sesim şu bir haftadır ben dışıydı. Tepkilerim ise... o da aynıydı.

"Gelmek istersen, gelebilirsin."

"Yok anne şimdi ben sıkılırım. Siz rahat rahat halledin işinizi." Diyerek bu önerisini anında geri tepmiştim.

Başıyla onayladıktan sonra kahvaltıya başlamıştık.

"Günaydın hanımlar." Diye içeri giren babama gülümseyip karşılığını vermiştim. Babamda sofraya oturduktan sonra kahvaltımıza kaldığımız yerden devam etmiştik.

~

"Hadi kızım biz çıkıyoruz, Allah'a emanet ol!" Diye annem kapının ordan bana seslenmişti.

"Tamam, sizde Allah'a emanet olun." Dedikten sonra toz alma işlemine devam etmiştim.

Bir yandan toz alıyor, bir yandan da şu bir hafta içinde olanları düşünüyordum. Gerçi hiçbir şey olmamıştı. Melih'ten bir haftadır ses seda yoktu. Ne beni aramış, ne de mesaj atmıştı. Belki de söylediği şeyin farkında değildi. Belki de düşünerek söylememişti. Şimdi ise söylediğinin saçma olduğunu anladığından ortalıklarda gözükmüyordu. Evet evet kesinlikle öyleydi.

"Ah salak Mihrima, ah!" Evin boşluğundan yararlanıp kendi kendime söyleniyordum.

"Ne bekliyordun! Çiçeğini, çikolatasını alıp seni istemeye geleceğini mi!" Toz bezi adeta ellerimde parçalanıyordu. Suçu yoktu ama sinirimi çıkaracağım tek şeydi bu.

Yaklaşık yarım saat daha söylenmenin ardından sonunda işim bitmişti. Saniye de bir yaptığım şeyi tekrarlayıp telefonun ekranına bakmıştım. Belki bir mesaj, bir arama olur diye. Gerçi sesi açıktı. Gelse bile duyardım. Telefonu her zaman sessizde tutan ben şimdi sesini sonuna kadar açmıştım. Ah ben, ah!

ZORAKİ HİZMETÇİWhere stories live. Discover now