16 - Kaç!

3.9K 386 80
                                    

Okuduğum son sayfayla şok olmuştum.

İnsan kaçakçılığı?

Merkez bunu cidden yapıyor muydu? Insanları kaçırıp organları satıyor muydu? Ya da onları direkt olarak mı satıyordu? Fotokopiyi kapatıp öylece durdum. Diğerleri de tek tek okumayı bitirmişti.

İlk konuşan SeokJin oldu "Merkez'in ihanet ettiğini düşünmüştüm ama ihanetleri bize değil, kendilerine." 

"Ekipleri neden kurdular o zaman? Insan hayatına önem vermiyorlardı madem neden biz varız?" dedi Jungkook sinirle.

"Yaptıkları işi örtbas etmek için varız," bu sefer NamJoon konuştu "Anlaşıldığı üzere bu iş küçük bir iş değil. Büyük çaplı bir olay. Bunu saklamaları imkansızdı. Tabii iyi niyetli bir şey yapmadıkları sürece. Hükümet bizim işlerimize karışamaz ve düşünsenize ülkenin güvenliğini sağlayan, dünya çapında ekipler kuruldu. Kim onlardan kötü niyetli diye şüphe eder? Biz sadece kamuflajdık." dedi NamJoon.

"Ne yapmamız lazım? Bunu açığa mı çıkaracağız?" merakla konuşan TaeHyung'du.

Yoongi derin bir nefes alıp konuştu "Böyle bir şeyi saklayamayız. Kim bilir kaç kişinin hayatını mahvettiler!" 

Hepimiz SeokJin'e döndük. O ise düşünceli bir şekilde yere bakıyordu "Jessi'yi Merkez öldürdü. Büyük ihtimal ile günlükten haberleri vardı, bizim elimizde olduğunu yakında anlarlar." 

Çalan kapının sesiyle hepimiz irkildik. 

Saat dokuza gelmişti, bu saatte birinin gelmesi çok mantıksızdı.

Diğerleri hızla ayağa kalktı.

"Hoseok, NamJoon gizlenin. Jimin silahların yanına git, Jungkook iletişim odasından evi izle." herkes SeokJin'in dediğini yapmak için harekete geçti. "Biz kapıyı açacağız. Bir şey olmadıkça saldırmayın." SeokJin peşinden kapıya doğru ilerledik.

SeokJin kapının deliğinden bakıp bize döndü. Kaşları çatık bir halde kapıyı açtı. Tanıdığımız biri mi gelmişti? 

TaeHyung kapının arkasına gizlenmişti. Elinde ki bıçağı görünce şaşırdım, ne ara almıştı onu?

Kapının önünde KiJo'yu görmeyi beklemiyordum, hemde kanlar içerisinde. KiJo kapıdan bir adım attığı sırada yere doğru devrildi. SeokJin ve Yoongi onu hızla tuttu. TaeHyung kapının arkasında çıkıp, dışarı çıktı. Hızla bahçeyi gözleriyle tarayıp tekrar içeri girdi. Kapıyı kapattığında SeokJin ve Yoongi, KiJo'yu salona taşıyordu. 

"Seulgi ilk yardım eşyalarını getir." Yoongi'nini sesiyle koşarak banyoya çıktım. İlk yardım setini bulup tekrar salona indim.

SeokJin çantayı alıp hızla KiJo'nun yaralarını sarmaya başladı. Yüzünde ve görünen her yerinde yaralar vardı. Ayağında ayakkabısı ya da çorabı yoktu, ayağının altında olan şey sadece bıçakla açılmış yara izleriydi. Uzun süredir koşuyor olsa gerek, ayağında ki kara çoktan kurumuştu. Altında ki asker pantolonunda yırtıklar vardı, bu yırtıklardan kan akıyordu. 

"TaeHyung diğerlerine haber ver, hazırda beklesinler. Jungkook güvenliği güçlendirsin. Ben dışarıyı kontrol edeceğim." Yoongi konuşarak salonda çıktı, TaeHyung'da peşinden ayrıldı.

"Seulgi sargı bezini verir misin?" sargı bezini alıp hemen verdim.

"Sence ne olmuş?" dedim merakla.

"Ormanda çok koşmuş. Aklımda ki tek şey bu bizim yüzümüzden olmuş olabilir." 

"Yani... KiJo bize yardım mı etmeye çalışıyordu?" 

EKİP: Yeni Üye |SeulMin| ✅Donde viven las historias. Descúbrelo ahora