26 - Yolun Sonu. (Final)

3.6K 362 231
                                    

Multimedia; Bahsettiğim sürpriz. Kitabımıza bir video, kendim yaptım. İlk videom oldu. Umarım beğenirsiniz. 

Araç yavaş bir şekilde durdu.

Merkez'in binasına baktım. Beklediğimden çok daha küçüktü. Daha önce hiç görmemiştim. KiJo yerini bildiği için aramak zorunda kalmamıştık.

"Bina yüzeyde küçük ama yer altında dört kat var. Ayrıca kafanızda büyüttüğünüz kadar çok adam yok. Merkez, binada genelde çok asker bulundurmaz. Birde şuan kaos ortamını düşünürsek. Olan adamların çoğu burada değil." KiJo sanki zihnimi okumuş gibi konuştuğunda hayretle tekrar binaya baktım.

İki katlı, geniş bir binaydı. Ve buradan bile etraftaki hareketlilik görülüyordu.

"Etraf karışık, şuan en uygun zaman." dedi Jin. 

Plan basitti; Ateş aç.

Arabalardan indik. Binaya doğru yaklaşırken koşuşturmalar artıyordu. 

İki gruba bölünmüştük. Bir grup sağdan bir grup soldan yaklaşacaktı. 

Aklım arabadaki Jungkook, Jimin ve Taehyung'daydı. Jungkook'un durumu  çok kötüydü. Jimin çok bitkindi. Taehyung'un bacağı kötüydü. Biz geri dönebilecek miydik? Kabul etmek zordu ama düşük ihtimal. 

Tek isteğim ölsek de Merkez'e büyük zarar vermekti. Savaşarak ölmekti. 

Ve ilk silah sesi duyuldu. Artık birileri bizi fark etmişti.

. . . 

Kolumdaki yarayı umursamadım. Binanın içinde etrafa bakındım. Herkes daha şimdiden bitkin düşmüştü. Sahi ne zaman güzel bir uyku çekmiştik?

"Biz aşağı kata iniyoruz, siz yukarı gidin." Jin'in emriyle gruplar tekrar dağıldı. Ben yukarı giden ekipteydim. Yoongi önde, biz arkasında hızla ilerledik. Artık zamanımız yoktu. Olabildiğince hızlı olmalıydık.

Aşağıdan silah sesleri duyduğumda, tedirginliğim kat ve kat arttı. Artık dönüşümüz yoktu. 

Merdivenleri çıkıp üst kata girdik. Kimse yoktu. Terk edilmiş gibiydi. İçimi bir ürperti kapladı. 

Bir kat daha çıktık. Ve ne olduysa o saniyelerde olmuştu. Etrafımızda birden beliren askerlere baktım. 

"Tek kurşun sıkarsanız, anında ölürsünüz." adamın biri konuştu. 

Askerler yüzlerinde maskeler, ellerinde ciddi silahları ile bize bakıyorlardı.

"Silahlarınızı indirmeniz sizin yararınıza olur." adam tekrar konuştuğunda Yoongi'ye baktım. Kararsız görünüyordu.

"İndirin," en sonunda kararını verdiğinde silahlarımızı indirdik.

"Götürün," adamın emriyle, askerler hızla bize yaklaştı. Yoongi ile göz göze geldik. O da çok iyi biliyordu, bu askerlerle savaşamazdık. Onlarda bizim aldığımız eğitimi almıştı. Sadece Merkez'de çalışmayı istemişler, Ekip'lere girmemişlerdi. Sayıca bizden çok fazla olduklarını da düşünürsek, kazanma ihtimalimiz yoktu.

İte kaka bizi önce zemin kata, oradan da diğer ekibin gittiği alt kata indik. Bir umut vardı içimde. Son umut kırıntıları.

Jin ve diğerlerini diz çökmüş halde gördüğümde ise o umut kırıntıları tamamen gitti. 

Artık ağlamak istiyordum.

Buraya kadardı. 

Başaramamıştık. 

EKİP: Yeni Üye |SeulMin| ✅Where stories live. Discover now