24 - Ölmek.

3.2K 348 46
                                    

Ne yapıyoruz? Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmuyoruz. Yazarımızın şevkini kırmıyoruz, hepimiz mutlu oluyoruz. İyi okumalar.

"Tamam artık her şeyi hızlandırmamız gerekiyor. Jimin onların elinde yani bu işe burnumuzu soktuğumuzu çoktan fark ettiler. Eminim ki şuan yeni bir yer arıyorlar. Artık kaybedecek vaktimiz yok. Saldırıya geçmeliyiz." Jin kendinden emin bir şekilde konuşmasına devam etti "İlk hedefimiz hastane. Önce orayı bitirmeliyiz. Merkez'in odak noktası orası gibi. Orası biterse Merkez karışır. Bu kargaşadan yararlanmalıyız."

"Ne zaman yapacağız?" dedi Yoongi merakla.

Jin derin bir nefes aldı "Hemen yarın. Gidiyoruz. Şimdi odalarınıza gidip bir iki saat dinlenin. Sonra hazırlanıp yola çıkacağız."

Herkesin aklına bu plan yatmıştı.

Odaya gidip yatağa girdim ama tabii ki uyuyamadım.

Aklım sadece Jimin'de idi. Ne yapıyordu şuan? Ona nasıl davranıyorlardı? Ya da oradan canlı çıkabilmiş miydi?

Kafamı sağa sola salladım, Jimin kurtulmuştur. Çünkü o Jimin. Başka bir sebebi yok.

Uyuyamayıp kalktım ve eşyalarımı hazırladım. Belki de buraya bir daha gelemeyebilirdik. Belki de ölecektik.

İki saat sonra herkes hazırdı. Kimseyi uyku tutmamıştı anlaşılan. Arabaya binip önce şehre indik ve hızlı bir araba değişimi yaptık. Bunun için bir araba çalmamız gerekiyordu çünkü her yerde aranan teröristlerdik.

"Bakın her şey doğaçlama gelişecek. Taehyung, Hoseok siz arka kapıdan girin. Yoongi, KiJo siz diğer taraftaki kapıdan girin. Geri kalanlarımız ön kapıdan girip, onlara ufak bir sürpriz yapacağız. Onlar bizimle oyalanırken siz hastaları bulun. Ateş etme izniniz var." Dedi Jin. KiJo'da göreve katılmak istemişti. Jungkook yine araçta kalıp, araçtan yönetecekti.

"Buradan kimseye sağ çıkma sözü vermiyorum. Ama bildiğiniz üzere Merkez'in yaptığı vahşi şeyler var. Bunları şuanlık sadece biz durdurabiliriz. Bunun için savaşın." Jin konuşmasını kısa tutup elini silahına götürdü "Ve Jimin'i arayın."

Bende üzerimi kontrol ettim.

Aslında beni göreve almayacaklardı ama buraya gelirken arabada konuşacak bolca vaktimiz olmuştu ve kazanmıştım. Bende göreve dahil olmuştum.

Arabanın kapısı açıldı ve dışarı çıktık.

Artık görülme korkumuz yoktu.

Kararlaştırıldığı gibi herkes ayrıldı. Biz ön kapıya ilerlerken, kapıda ki üç güvenlik bize bakıp anında silah çekti. Onlardan hızlı davranıp, bacaklarına ateş ettik. Üçü de bir el bile ateş edemeden yere düşmüştü.

Hastanenin alarmının çaldığını duydum. Jin bize bakıp kafasıyla onay verdi. Hızla kapıdan içeri girdik. Bizim girmemizle doktorlar, hemşireler ve diğer personel oradan oraya koşmaya başlamıştı. İçeride tam bir kaos hakimdi. Çalan sirenlerin sesiylede kaos daha da pekişiyordu. Kafamı merdivenlerin olduğu tarafa çevirdim. İki taraftan da elleri silahlı adamlar üzerimize geliyorlardı.

"Dağılın." Jin'in sesi kulağıma geldi. Hızla koşup danışma masasının arkasına geçtim ve anında ateş etmeye başladım. Diğerleri de bir yerlere saklanmışlardı. Bu bizim için basit bir çatışmaydı.

Dakikalar boyunca silahlardan çıkan mermiler havada uçuştu ama her dakika mermi sesleri azalıyordu.

"Temiz," sonunda Jin'in sesini duyduğumda yavaşça kafamı kaldırıp baktım. Her yer kan gölüne dönmüştü.

EKİP: Yeni Üye |SeulMin| ✅Where stories live. Discover now