17 - Kaçış..

3.5K 356 25
                                    

Multimediada @Jungjaerinn adlı birinin yaptığı güzel bir edit var.

Yataktan hızla doğruldum. Yatağın altına eğilip acil durumlar için koyduğum sırt çantamı aldım. Jimin odanın kapısının önünde beni bekliyordu, hızla yanına gittim.

Merdivenlerden inip, merdivenin altında ki kapıya yöneldik. Jimin parmağını güvenliğe tuttu ve kapı hızla açıldı. Bu esnada dışarıdan helikopter sesi iyice yaklaşmıştı. Kapıdan içeri girdiğimizde dışarıda ki ses kesildi. Ses yalıtımı iyiydi.

Jungkook ve Hoseok silah odasından hızla çıktı. Ellerinde büyük iki çanta silah vardı.

"Hadi toplantı odasına gidiyoruz," dedi Hoseok. Onların peşinden bizde hızla ilerledik.

Toplantı odasında herkes toplanmıştı. KiJo ayakta bir ileri bir geri gidiyordu.

"Şuan için savaşamayız. Bu çok riskli. Buraya sizinle dövüşmeye değil öldürmeye geldiler o yüzden ağır mermiler kullanılacak-" KiJo sözünü bitirdiği sırada üst kattan büyük bir ses geldi. Jungkook elinde ki tablete odaklandı "Mutfağın olduğu bölgeye hafif bomba atıldı." 

"Bomba mı? Bunlar delirmişler." dedi sinirle NamJoon.

"Buradan kaçıyoruz hadi!" SeokJin yerinden kalkıp toplantı odasından çıkarken "Peşimden gelin." dedi ve hızla çıktı. 

Koridora geldiğimizde SeokJin büyük orman resminin önünde duruyordu. Duvar boyunca asılmış kocaman bir orman afişiydi. Bunu NamJoon'u yaptırdığını söylemişti. SeokJin belinden bıçak çıkarıp resmi kesti. Ne yaptığını biliyor olsa çok iyi olurdu. Resmin kesilen yerini kaldırıp çekti ve resim duvar boyunca söküldü. 

Şimdi ne yaptığını anlamıştım. 

Duvarın alt kısmında küçük bir kapı vardı. Sanırım gizli geçit gibi bir şeydi.

SeokJin kapının kilidini çıkardığı bir anahtarla açtı "Önden gidiyorum, arkamdan beni takip edin."

Önden SeokJin arkasından Jungkook girdi, sonrasında beni gönderdiler. İçerisi çok küçük değildi ama eğilerek yürümek zorundaydık. Arkamdan birilerinin daha geldiğini hissediyordum. Tekrar büyük bir ses duyuldu. Bir yerler daha patlamıştı. Daha hızlı ilerlemeye başladık. Eve daha girdiklerini düşünmüyordum ama girdiklerinde ilk bakacakları yer bu taraftı.

Yanlışlıkla kafamı kaldırdığımda, kafam sert metale çarptı. Bu geçit sert metalden yapılmıştı. SeokJin bu evin ailesine ait olduğunu söylemişti. Ailesi mi burayı yaptırmıştı yoksa SeokJin mi?

Kimse ses çıkarmıyordu, yaklaşık yedi dakika boyunca bu şekilde hızla ilerlemiştik. El fenerini önüme doğrulttum, Jungkook durmuştu. Sanırım tünelin sonuna gelmiştik. Bir kapı gıcırdaması ardından kapının açılma sesi geldi. Jungkook ilerlediğinde bende arkasından ilerledim. Sonunda temiz havaya ulaşmıştık. Doğrulup derin bir nefes aldım. Baya ilerlemiş olmalıydık, helikopter sesi çok az duyuluyordu.

"Nereye gideceğiz?" dedi Jungkook merakla.

"Düşünüyorum. Şuan bize ait olan her yer Merkez tarafından biliniyor, illa ki bakılacaktır. Bize bilinmeyen bir yer lazım." dedi SeokJin.

Herkes susmuş, düşünüyordu.

"Aslında... Babamın dağ evi..." Jimin konuşunca hepimiz ona dönmüştük "Babamın bir dağ evi vardı, kendi inşa etti. Kayıtlarda orayı bulamazlar." dedi Jimin.

"Emin misin?" dedi SeokJin.

"Evet, bulamazlar." dedi Jimin.

"Böyle bir evi ilk defa duyuyorum. Bulamazlar, çünkü kayıtlarda böyle bir şey yok. Bu iyi, oraya gidelim." dedi KiJo.

EKİP: Yeni Üye |SeulMin| ✅Donde viven las historias. Descúbrelo ahora