Ayın o kusursuz ışığı yüzüme doğru 'Merhaba!' der gibi parladığı anda kendimi terasın o geniş ve rahat koltuklarına atıp hafif esen rüzgarın misafiri oldum.O da hoşgeldin der gibi uçuşturdu bi ara saçlarımı.
Bardakta dolu olan sıcak nescafemi dudaklarıma götürüp oradan da boğazıma gönderirken sıcak sıvıyı yutar yutmaz gözlerimi yıldızlara çevirdim.
Hic bir zaman onlar gibi parıldamadım.Hic bir zaman aydınlanmadım onlar gibi.
Ama olsun.
Neyse zaten lise zamanımda edebiyattan nefret ederdim şimdi de duygusala bilmem neye bağlamak istemiyorum.
Bir süre sessizlik iyi gelmişti bana.Barandan ayrılır ayrılmaz Egemen'i yeniden ayrılıp özür dileyip bu akşamlık planımızı iptal edeceğimizi kibar bir dille anlattım.O da anlayışla karşılayıp telefonu kapatmıştı.
Ayağa kalktım.İçeriye girmek için arkama dönmüştüm ki,kapı pervazına dayanmış Baran'ı gördüm. Altında sadece beyaz bi havlusu vardı ve ayrıca elinde tuttuğu ayrı bir havluyla saçlarını kuruluyordu.
Kaslarına bakmamayı özen gösterip ona yaklaştım ve karşısına dikildim."Şimdi daha iyi misin?" ona duş alması gerektiğini ben söylemiştim.Sarhoştu ve ayılması gerekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon Bayım!! (Tamamlandı)
ChickLitTutku muydu onların arasındaki? Yoksa nefretten aşka dönüşen bir bağ mı vardı aralarında.? Genç bayanının iki sözüyle hayatı değişti ''Pardon Bayım!'' ******* ''Her seferinde içmekten vazgeç!'' diye çıkıştı kadın.Günlerdir onu arzuyla istediği beden...