Tutku muydu onların arasındaki?
Yoksa nefretten aşka dönüşen bir bağ mı vardı aralarında.?
Genç bayanının iki sözüyle hayatı değişti
''Pardon Bayım!''
*******
''Her seferinde içmekten vazgeç!'' diye çıkıştı kadın.Günlerdir onu arzuyla istediği beden...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***********
"Ya Sude! Bırakır mısın kolumu! Almak istemiyorum diyorum!"
Kolumu malca çekiştirmeye devam edince insanların garip bakışlarına maaruz kalıyorduk.Ya hamilelik de neyin nesiydi! Test mest yaptırmayacaktım ben!
"Ya kızım gelmişken girelim hadi şu eczaneye lütfen!" diye diretirken ofladım."Bak sen benim inadımı bilmiyorsun Sude! Hem bak geç oldu eve gitmem gerek benim.Baran bekliyor."
Kolumu ondan sonunda kurtardığımda,çekiştirdiği yeri elimle okşayıp huysuzca mırıltılar çıkarmaya başladım."O zaman doktora gideceksin canım! Bu böyle olmaz."
E haklıydı tabi.Evden çıkmadan önce zaten aklıma not etmiştim düşüncesini..
Derin bir nefes alıp verdikten sonra ellerimle saçlarımı geriye atarak "Ben gidiyorum!" dedim tripli bir şekilde.
Ona arkamı dönmüş tam iki adım atmıştım ki arkamdan "Dur gitme!" diye bağırdı.
Olduğum yerde durup başımı geriye attım.Ona omuzlarım düşük bir şekilde döndüğümde ''Ne var!'' diye bağırdım.
''Seni seviyorum!'' diyerek el salladığında gülümsemiştim. ''Bende seni seviyorum..''
Onunla olmak,onunla hiç bir şeyimi saklamadan doya doya sohbet etmek bana bir nevi ilaç gibiydi.
Ellerimi kabanımın cebine sokarak ona yeniden arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım.Güçlü esen Rüzgar,keskin griye çevirmiş bulutları resmen üzerimize örtmüş birazdan yağmur yağacağının haberini veriyordu resmen.Kolumdaki saate bakıp çok geç kalmış mıyım diye bakarken saatimin üzerindeki akrep ve yelkovanı,sayılarda dahil iki tane görmeye başlamıştım.
Ağzımdan gergince bir nefes bırakıp kaşlarımı çatarak dayanacak yer aradım.
Sonunda bir kaç kere daha yarım yamalak yürüdükten sonra karnımı tutarak sokak lambasının direğine tutundum. Soluk alıp verirken gözlerimi sıkıca kapatıp açtım ve kendime gelir gelmez devam ettim yürümeye.Sanırım yolun kenarından bir taksi çevirmem gerekecekti.
***
Eve geldiğimde yorgundum.Baran'ın evde olduğunu hisseden bedenim ister istemez heyecanla kasıldı.
Anahtarı kapının yanındaki büyük ayakkabılağa bıraktım ve üzerimdeki atkı ve kabanı asıp sersemce içeriye girdim.
Koltuğa boylu boyunca uzanan Baran,gözlerini televizyondan ayırır ayırmaz ayağa kalktı ve ''Güzelim hoş geldin'' diyerek kollarını sarılmam için açtı.Telefonumu masaya bırakıp bacaklarımı açarak kucağına oturdum ve kollarımı boynuna doladım.
Kısa bir an ayrı olsakta onu öyle özlemiştim ki,sanki bana yıllar geçmiş gibi geldi.Çünkü ondan başka kimsem olmadığı için böyle hissetmiş olmalıydım.Benim düzgün bir ailem başından beridir yokmuş zaten dimi..