Kahve Kokulu Kadın

Kahve Kokulu Kadın-11

Nefesimi tutmuş bir şekilde karşıdan gelecek sesi bekliyordum.

"Naber dedim cevap vermeyecekmisin?" Kaş çattım.Manyak mısın birader?

"İyi iyi.Hayrola halimi hatrımı sormak için mi aradın.Bu kadar çok sevildiğimi düşünmemiştim." dediğimde telefonun diğer ucundan güldüğünü ve olumsuz anlamda kafasını salladığına kalıbımı basabilirdim.

"Yok ondan değil.Şimdi benim kız arkadaşımın doğum günü var da 3 gün sonra sizin kafeyi kapatmayı düşünüyorum." dediğinde göz devirdim.

"...Sana da nasıl pasta istediğimi falan söyleyecektim."

"Ben pasta şefi değilim Ozan!"

"A doğru bak bunu biliyorum sen garsonsun." dediğinde tırnaklarımı etime batırdım.

"Uzatmasan Ozan?"

"Yani diyorum ki masraftan kaçınmayın da sende bi yardım et hani o kadar öpüşmüşlüğün hatrı var sonuçta." dediğinde istemsiz gülümsedim.

"Ne o? Tadı damağında kaldı sanırım?" dediğimde güldü.

"Dediklerimi unutma sen halledersin artık.Öptüm 'dudaktan' " dediğinde o siyah saçlarını elime dolayıp yolmayı o kadar çok isterdim ki.Hiç bir şey demeden kapattım telefonu.Cidden bunun için mi aramıştı? Ne bekliyordun ilanı aşk falan mı? dedi iç sesim. Sus be slk .s dedim iç sesime. Cidden dedim. Bu partiyi bizim kafede tapmayacaktın Ozan efendi.Çok eğleneceğük.Nihahaha.

Ertesi gün Ozan kafeye girdiğinde bana göz kırptı. Ben orta parmak kaldırmak istesemde yapamadım.

"O dingil sana göz mü kırptı?" dedi Ömer.

"Yo ben görmedim." dedim Ömer'i sakinleştirmek için.

"Sen yukarı çık istersen." dediğinde yanaklarını sıktım.

"Senin korumacı,kıskanç tavırlarını sevsinler." dediğimde güldü elime vurdu.Boynumdan çekip saçımdan öptü. Ozan ise ifadesizce bu görüntüyü izliyordu.

Zeynep hanım yanımıza gelip Cumartesi akşam 20.00'de kafenin doğum günü için kapatılacağını söyledi.O gün herkesin burada olmasını gerçektende 'sakallı' bir iş olduğunu söyledi.Yani o öyle demedi de ben diyorum.

Cumartesi günü erkenden gelmiş işleri hallediyorduk Fırat gelen kolileri içeri taşıyıp aşağı kattaki mutfağa indiriyordu  Minel ve ben  tozları alıyorduk.

"İmanım gevredi lan."Söylenerek içeri giren Fırat'a sırıttım.

"Ne? Neden bana öyle sırıtıyorsun?" dediğinde daha fazla sırıttım.

"Valla bu sırıtma hayra alamet değil Fırat."dedi Minel. Kaşlarımla tam arkasında kalan masa yığınını işaret edip öpücük attım.

"Lan! Ben bunları dışarı taşırsam çocuğum olmaz Defne! Karı bulamam,evlenemem Defne!" O nasıl Defne diye hönkürmektir arkadaş. "..Elini ayağını öpeyim kurbanın olayım Defne!" dediğinde Minel'le kahkahamızı bastıramadık.

"Hadi hadi geç otur Ömer yolda o halleder." dediğimde koşup bana sarıldı.

"Adamsın adamın dibisin Defom benim."

Ömer gelip masaları dışarı çıkarttı.Sabah kahvaltısına gelen bir çift vardı ulan adam iki dakika tuvalete gitti kız çocuğun telefonundan sülalesine ulaştı aklına takılan bütün isimlerin numaralarını alıp kaydetti.

Öğle vaktinde hep öğle yemeğine gelenler ile doluyduk yine bir çift geldi ama sanırım fena bir tartışma var. Fenanında fenası.

"Hoş geldiniz." dedim gülümseyerek.Hala tartışıyorlardı. 'Ya bakmadım diyorum aşkım neden anlamıyorsun?' Yalandan öksürdüm.