Canını Yakacağım! +18

9K 429 118
                                    




Ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık,

Her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık...

Ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik,

Güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik...

     ASLAN ve CEYLAN

      Bölüm 3

"Canım acıyacak mı Ali?"

"Acıyacak ve sanırım ben en çok bundan zevk alacağım..."

***

"Geçen sene on altı kasımda neredeydin Ali?"

Ali vücudunun kaskatı kesildiğini hissetti, elleri istemsizce yumruk olmuş tek kaşı seğirmeye başlamıştı. Açık veremezdi, o zamanları hatırlamayı reddederek sakin kalmaya çalıştı.  Bunu yapmak zordu, düşündüğünden daha zor...

Alaycı gülümseyen maskesini suratını yerleştirmeye çalıştı, hala arkası dönük olması büyük şanstı. Birkaç saniye daha toparlanmak için bekledi, kendisini hazır hissettiğinde babasından aldığı o iğrenç gülümsemesi dudaklarında büyüdü.

"Oooo hikaye gittikçe ilginçleşiyor..."

Selin umursamaz tavrına hayretle baktı, beklediği ilk tepki bu değildi. Gafil avlanmamın vermiş olduğu şaşkınlıkla mırıldandı.

"Anlamadım?"

Eli bir elini cebine koyup yavaş adımlarla ona doğru ilerlerken bir durum değerlendirmesi yapıyormuş gibi Selin'i baştan aşağı süzmeye başladı.

"Daha öncesi var mı?"

Selin konuşmanın değişen seyrini yakalayamamış olmanın huzursuzluğu ile saçlarını düzeltirken Ali ondan bir cevap beklemiyormuş gibi kafasını sağa sola salladı ve açıklamasına devam etti.

"Duygularından bahsediyorum, bir senedir mi var yoksa daha uzun zaman mı? Platonik aşk öyküleri her zaman ilgimi çekmiştir..."

"Kendine çok fazla güveniyorsun değil mi?"

Ali tek kaşını kaldırıp imalı bir gülüş daha kaçırdı dudaklarından, cevabını biliyorsun der gibi bakıyordu. Selin devamını da biliyordu, kendisine güveni konusundaki haklılığını da...

Yaklaşan dudakları göz hizasını tamamen esir almışken, büyülenmiş aptal bir aşık gibi onlara bakmayı sürdürdü. Yine ava giderken avlanmıştı işte! Bir adım gerilemeye yetecek gücü kendisinde bulabildiğinde durumu kurtarması gerektiğini fark etti.

"Evet cevap vermedin?"

Ali rol yapmanın git gide zorlandığı konuşma karşısında alaycı tavrını bir kenara bırakmak zorunda kaldı, ısrarla o günü hatırlatmasından nefret etmişti. Nereden bilebilirdi ki? Bu konu nereden çıkmıştı, bunca zaman sonra...

"Yurtdışı... Bakıyorum da ayağın bir anda iyileşmiş..."

Fısıldar gibi konuşurken düşen suratına baktı Selin, kırılgan çocuk çıkmıştı işte yine içinden. Bu sefer gerilediği mesafeyi kendisi kapatarak yanına yanaştı. Tepkisinden korkmuyordu, olan olmuştu. Ellerini ellerinin içine alıp, okyanus mavisi gözlerine bakışlarını sabitlediğinde o günü yaşıyormuş gibi gözleri dolu dolu oldu.

"İnkar etme Ali, senin içinde görünenden daha fazlası var... Kendini olmadığı konusunda inandırmaktan vazgeç."

Ellerini çocuk sever gibi yanaklarına götürüp sakallarını okşamaya başladığında Ali hala şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. Selin bu hikayede hep cesur olmuştu, geçmişine bakınca bunu kanıtlayabilecek bir sürü izle karşılaşıyordu. Şimdi yine o anlardan birisiydi, onu istiyordu. Hem de çok, her şeyden çok...

ASLAN ve CEYLAN #Alsel#Where stories live. Discover now