Aşk ve Şehvet

3.4K 196 114
                                    

Ben senin gözlerinin
Yalan dolan bakışlarını bile sevdim
Ben sana bir annenin
Evladına duyduğu hisleri besledim 

ASLAN VE CEYLAN

BÖLÜM 56

Melek kapıya yaklaşan arabaya heyecanla baktı. Hemen arkasında duran ve bakabilmek için çaba gösteren Biricik'e döndü.

"Geldiler!"

İkili hem telaşlı hem de oldukça meraklı tavırlarla giriş kapısına koştuğunda, Melek daha fazla dayanamayıp kapının çalınmasını bile beklemeden kapıyı açtı. Ellerini dua eder gibi açmış neyi dileyeceğini şaşırmış bir şekilde arabadan inmelerini bekliyordu. Biricik'e baktı göz ucuyla.

"Melek hanım efendi, sizce ne yaptılar?"

Bir elini ağzına götürüp konuştuğunu göstermemek adına siper edebilecekmiş gibi burnunun üstünü kaşımaya başladı Melek. Gözünü onlardan hiç alamıyordu.

"Konu onlar olunca kim bilebilir ki?"

Selin ve Ali ön kapıları açıp arabadan indiklerinde bile onları fark edememişlerdi. Bu iyiye işaretti belki de... En azından herkes tek parçaydı. Selin alışveriş poşetlerini almak üzere bagaja yönelmiş, Ali ise Gurur'u arka koltuktan çıkarmak için arabaya doğru eğilmişlerdi. Aynı anda birbirlerine dönen kadın sevinçle yüzleri parlarken aynı şeyi mırıldandı.

"Yoksa?"

Ali bir elinde oğlunu tutmaya devam ediyordu, Selin de poşetleri tek eline almış oğlunun yanına doğru ilerlemişti. İkilinin eve girerken bile el ele tutuşan bir manzara vermesi birden panikleyecekleri sevinç çığlıklarına neden oldu.

"Barışmışlar! Vallahi de billahi de barışmışlar Biricik hanım efendi! Benim gördüklerimi siz de görebiliyor musunuz acaba?"

Biricik sessiz kalmaktansa en az onun kadar coşkulu bir ses onu ile haykırdı.

"Belli etmeyelim diyorum ama başaramıyorum! Selly bana yeni botokslara mal olacaktın neredeyse hayatım..."

Ali ve Selin birden kendilerine doğru koşup boğazlarına sarılan kadınlara anlamsız gözlerle bakıp anlamaya çalıştı. Bu evde neler oluyordu? Gurur havasızlıktan hoşlanmamış bir şekilde tüm bahçeden duyulabilecek bir çığlık ile sohbete katılım gösterdiği sırada Melek hala koparmaya çok az kalmış bir kuvvetle Ali'nin boynuna sarılıyordu.

"Allah'ım barışmışlar! Sahiden! Siz el ele tutuşmaya devam edin, biz sizi bölmeyelim. Hiç yokmuşuz gibi..."

Ali Melek'le aynı görüşü paylaşamıyordu. Çünkü bunları söylerken bile bir saniye olsun kemiklerini sıkmayı ve öpülmedik bir nokta bırakmamayı ihmal etmemişken onlar yokmuş gibi davranabilmek çok da olası değildi.

"Biricik..."

Göz ucu ile karısına baktı. Onun da kendisinden farklı bir durumda olmadığını gördüğü sıralarda gülümsemeden edemedi. Selin nefes almaya çalışır gibi kafasını yukarı kaldırdığında göz göze geldiler. Gurur hala sinirle bağrınıyordu.

"Hanımlar... Hanımlar... Lütfen bir sakin mi olsak?"

Biricik ve Melek göz göze gelip aynı coşku ile birbirlerine sarıldı. Şu an sakin olmaktan uzak bir profil çizmeye devam ediyorlardı. Ali boşluktan faydalanarak karısının elini tekrar tuttu ve kulağına eğilip tam boynu ile yanağı arasındaki noktayı koklayarak mırıldandı.

"Onlar gibi hissederken nasıl sakin kalmalarını bekleyebilirim ki? Köşkte bir çeşit bayram kutlaması var koca gözlü kız, senin sayende..."

ASLAN ve CEYLAN #Alsel#Where stories live. Discover now