Kavuşma

4K 268 216
                                    


ASLAN VE CEYLAN

BÖLÜM 45

"Selin... Selin uyandın!"

Mutluluktan ağlamak diye bir şeyin varlığını hep sorgulamıştı hayatı boyunca, insanların sevindiği için ağlaması kulağa çok ütopik gelmişti. Ama şimdi geldiği noktada... Bu kadar güçsüz bu kadar ona karşı dirençsiz olduğu ile ilk kez yüzleşiyordu sanki. Heyecan, rahatlama, mutluluk... Hepsinin karmaşasını tek bir anda yaşamaya başladığında titreyen ellerini kontrol etmekten uzak bir şekilde Selin'in ellerine sabitledi. İnanamıyordu!

"Allah'ım şükürler olsun. Şükürler olsun... Uyandın ya... Her şey bitti."

Yüzünün her zerresini öpücüklere boğmaya başladı, her noktasını. Gözlerini tam açamamış olması umurunda bile değildi. Zarar vermekten korkar gibi yatağının ucuna iliştirdi kendisini. Kirpiklerinin oynadığını her gördüğünde kalbi kanat takıyordu sanki.

"Selin. Selin'im... Aşkım..."

Günlerdir düşlediği şey oluyordu. Gözlerindeki perde yavaş yavaş kalkarken bir noktaya sabitlenmiş koca gözlerini gördü. Gözlerinin içine bakıyordu. Yorgun, hali kalmamış... En çok da şaşkın... Uyanması kendisine bile sürpriz olmuş gibi bakıyordu.

"O kadar korktum ki..."

Kalkmaya çalışır gibi bir hamlede bulunduğunu gördü, gözleri bakıyordu ama görmüyordu sanki. Hemen sonra yüzünü acı ile buruşturması içini biraz daha acıtıyordu. Dikişleri vardı. Bir sürü...

"Kımıldama. Kımıldama sevgilim."

Yorgun ellerinden birisini karnına götürdüğünü gördü, hala uyanamamış gibi davranıyordu. Böğürtlen orada değildi ki... Onu hissetmeye mi çalışıyordu? Mavi çoraplar hala diğer elindeyken Ali gülümseyerek yanağına eğildi. Saçlarını okşuyor, dudağını öpüyor, gamzelerini kokluyordu...

"Oğlumuz doğdu sevgilim... Böğürtlen geldi."

Mutluluk paylaşıldıkça güzel hissettiriyordu, günlerdir içinde tuttuğu şeyin ayrıma yeni yeni varıyormuş gibi Selin'le paylaştıkça tuhaf hissetmeye başlamıştı. Sanki şimdi, şu an baba olmuş gibi bir heyecan taşıyordu.

Duyduğundan emindi, gözlerinin dolduğunu gördü. Ellerini avuçlarının içine tekrar alıp üstlerini öpücüklere boğmaya devam ederken Selin'in yutkunduğunu gördü. Canını mı acıtmıştı?

"Bi...biliyorum."

Diğer elini kaldırdı yavaş yavaş, elinde hissettiği yumuşacık mavi çorapları göz hizasına getirmeye çalışıyormuş gibi görebileceği bir noktaya sabitlediğinde gözlerinden birkaç damla gözyaşının süzüldüğünü gördü. Ağlamasına dayanamıyordu. Ama kendi ağlamasını durduramıyordu.

"O iyi... Bebeğimiz iyi Selin. Sen iyi olduğun sürece iyi."

Başını salladığını gördü, sanki Selin daha çok şey biliyormuş gibi bir rahatlıkla gülümsediğinde Ali ise çoraplara şaşkın bir şekilde bakan karısına durumu açıklamak ister gibi konuşmaya başladı. Onunla konuşmayı özlemişti, onun ses tonunu duymak için gebermişti.

"Gurur'umuzun... İlk kıyafeti."

Parmakları çorabın bir tekinde dolaşmaya başladığında Selin zihni yavaş yavaş yerine geliyormuş gibi daha anlamlı bakışlar sergilemeye çalıştı.

"İyi olduğunu biliyorum. Hissediyorum. Bana fısıldıyor..."

Ali için son nokta bu olabilirdi, gözlerinden yeniden peş peşe süzülmeye başlayan gözyaşları tuhaf bir içgüdü ile artarken Selin ise hala şaşırtan bir sakinlikle kocasına bakıyordu.

ASLAN ve CEYLAN #Alsel#Where stories live. Discover now