Pembe Patikler

6.2K 397 645
                                    


Duydum ki el koynundan çok çabuk sıkılmışsın

Dönmek için bin çare, bin yol arıyormuşsun...

ASLAN VE CEYLAN

BÖLÜM 30

Sinirlerinin yatıştığını hissedip yatağın ucuna oturduğu yerden kalktı ve aynada saçlarına çeki düzen vermek ister gibi saçlarını taramaya başladı. Normal davranmayı umut etmekten çoktan vazgeçmişti o cepteydi ama içinde anlam veremedi bir heyecan hali de oldukça sinirlerini bozuyordu.

Sanki ilk kez beraber uyumuşlardı... Gülümseyen yüz ifadesini görüp kendi kafasına da bir şey fırlatmayı düşündüğü sırada acıktığını hissetti. Artık her durumda kolayca acıkabilen bir kadın olmuştu.

Kafasını çıkardığı an onunla karşılaşacak olması ihtimali yeni yeni düşüncelerinden belirirken temkinli davranmaya karar vererek kapıyı araladı. Koridor sakin görünüyordu, ayrıca bu koku... Omlet mi yapmıştı Melek?

Ali'yi boş verip koşar adımlarla odadan çıkmayı tercih etti, şu an bu kokuya kayıtsız kalabilmesi mümkün değildi.

"Sen çok obur bir bebeksin, tamam zamanında istediğini ye kilo almak falan umurumda değil demiştim sana kabul ediyorum. Ama şimdi... Çok şişmanlarsam... Baban... Off!"

Cümlenin sonuna doğru saçmalamaya başlaması iyice gerilen sinirlerini daha da germişti. Ona güzel görünmek istemesi kulağa korkunç geliyordu. Yani en azından kendi kulağına...

Son birkaç basamakta duraksayıp normal adımlarla inmeye başladı, bu kadar hevesli görünmek istemiyordu. Elbette ki omlete!

Mutfağa girdiğinde hızlıca etrafı taradı, Ali yoktu. Melek ise arkası dönük bir şekilde omleti pişiriyordu.

"Günaydın..."

Melek bir an arkasını dönüp gülümseyerek "Günaydın." diye mırıldandıktan sonra Selin masaya oturdu ve kollarını göğsünde birleştirerek Ali'nin yine nereye gittiğini düşünmeye başladı. Koridor bu kadar sakin, odası bu denli sessizken... Yine mi gitmişti!?

'Bu sefer de gittiysen sakın bir daha dönme!'

Kendi kendine mırıldandığını zannederken kulağına çarpan sesi şok etkisi yaratmaya başladı. Melek'in anlamaya çalışır bakışlarını kendi üzerinde hisseder hissetmez öksürüyormuş gibi yapıp önünde duran su bardağına uzandı.

"İyi misin kızım? Ne demiştin?"

"Hiç... Çok güzel koktu dedim."

Melek pek inanmamış ama yine de belli etmeyi düşünmüyormuş gibi gizlice bir gülücük atıp hızla arkasına döndüğünde Selin hala onu düşünmekten nefret ediyordu. Gidecekse bile kahvaltı yapıp gitseydi bari! Zaten zayıflamıştı! Yüzü mü küçülmüştü? Selin yine saçmalamaya başladığını fark edip derin bir nefes aldığında az önce kokusu uğruna koşmaya başladığı omletin şu an çok da iştah açıcı gelmediğini fark etti. Hatta midesini kaldırması an meselesiydi.

"Boş laf! 'Bir daha asla gitmeyeceğim Selin, biz tutkunun tanımıyız! Seni hiç bırakmayacağım...' Sadece konuş sen Ali!"

Melek'in az önceki bakışlarını tekrar üzerinde hissettiğinde yine sesli söylendiğini fark ederek huzursuzca yerinden kıpırdandı. Melek bu sefer sessiz kalmayı tercih etmişti, sessiz kalması da fazla saçma değil miydi? Bu evde neler oluyordu?

Önündeki salatalık tabağından bir tane alıp ağzına attığında elinde omlet tavası ile kendisine yaklaşan kadına baktı.

"Bana koymasan olur mu? Midem kötü de..."

ASLAN ve CEYLAN #Alsel#Where stories live. Discover now