29. Bölüm

4K 306 209
                                    

Keyifli okumalar canlar...

Duyduğu bu ses, gözünün önündeki manzarayla birleşince koşar adım Tülay'ı sürüklemeye çalışan adamın yakasına yapıştı ve onu bırakmasını sağladı. Zorba işleri hiç sevmezdi Pamir fakat bir kadına kalkan el gördüğü anda sinir damarları kat kat havalanırdı. Tülay'ın düştüğü durumu görünce öyle sinirle yapıştı ki onu sürüklemeye çalışan adamın yakasına, adamın böyle bir şeyi beklemediği ortadaydı. Ofiste kimse yoktu. Pamir her zamankinden erken gelmişti. İyi ki de gelmişti. Yoksa bu adamın derdi ne ise, Tülay'a görünenden kat be kat fazla zarar vereceği ortadaydı. Gerilen yüz kaslarıyla neye uğradığını şaşıran adama baktı iğrenerek.

"N'oluyor be? Sen de kimsin?" Şu an karşısında konuşan adama iğrenerek bakarken, onun konuşması sinirlerini tavan yapmaya yetmişti bile Pamir'in.

"Asıl sen kimsin lan? Ne istiyorsun bu kızdan?"

Şaşkınlığını üzerinden atan adam sert bir şekilde cevap verdi. "Sanane ulan, sanane. Müstakbel karım o benim. Şimdi çek git, yoksa kötü olacak." dedikten sonra Tülay'a dönüp "Gel kız buraya. Yürü gidiyoruz." demesi Pamir'i daha fazla sinirlendirdi. Kafasını çevirip karşısında korkudan tir tir titreyen kadına baktı. Korkudan buz kesmişti. Onu o hale getiren bu adamı, hazır ellerinin altındayken gebertse yeriydi.

"Tülay benim odama geç." dedi ona bakarak.

"Sakın! Gidiyoruz dediysem, gidiyoruz. Sen ne karışıyorsun muhallebi çocuğu? O benimle gelecek o kadar." insan müsveddesi bu adama haddini bildirmenin zamanı gelmişti. Pamir o sinirle yumruğu geçirdi adamın suratına. Zaten zor tutuyordu kendini. Aldığı darbeyle sendeleyen adama tam bir yumruk daha geçirecekti ki sesleri duyan güvenlik görevlisi ardından da Oğuz geldi yanlarına.

"Pamir! Neler oluyor burada? Bu adam da kim?" Pamir şu an Oğuz'un söylediklerini duyacak halde bile değildi. Tülay'ın sürüklenişi ve çığlık sesi gözünün önünden gitmiyordu. Güvenlik görevlisine yaklaştı hızla. "Bu adamın burada ne işi var? Kim aldı onu içeri?"

"Şey, Pamir bey... Tülay hanımın abisi olduğunu söylemişti."

"Sen de hemen geçirdin öyle mi? Biraz daha geç kalsam bu adi adam Tülay'a ne yapacaktı kim bilir? Her önüne gelen abisiyim diyeni ne diye içeri alıyorsunuz? Bunun hesabını daha sonra vereceksiniz. Şimdi al bu adamı götür. Biz gelene kadar sakın bırakma."

"Peki efendim." Güvenliğin adamı alıp götürmesinin ardından hızla odasına yönelen Pamir'in arkasından gelen Oğuz, hiç bir şey bilmediği için de merak ediyordu. Pamir asla kaba kuvvet kullanan bir adam değildi. Onu bu halde görünce o bile korkmuştu.

"Pamir, n'oluyor kardeşim. Kimdi o adam?" derken çoktan Pamir'in odasına girmişlerdi bile. Koltukta hıçkıra hıçkıra ağlayan kadının yanına geldi hızla ikisi de. Oğuz'un merakı daha da artmıştı.

"Pamir sana soruyorum neler oluyor burada? Ne oldu Tülay'a." Pamir başını Tülay'a çevirdi önce. Bilekleri kızarmıştı sıkılmaktan. "Oğuz su getir önce. Ben de bilmiyorum. Birazdan öğreneceğiz ne olduysa."

Oğuz koşar adım gitti ve suyu kapıp geldi. Önce suyu içirdiler Tülay'a. Dudağı patlamıştı, kanıyordu. O adi adam neler yapmıştı kıza. Hıçkırıkları yavaş yavaş kesilmeye başlayınca "daha iyi misin?" diye sordu Pamir. "Anlatabilecek misin?"

Oğuz daha fazla dayanamayıp tekrar sordu.
"Pamir ne olup bittiğini anlatacak mısınız artık? Sinirlenmeye başlıyorum." Pamir onu daha fazla merakta bırakmak istemedi ama ne olduğunu kendisi de bilmiyordu.

"Ne olduğunu da, o adamın kim olduğunu da bilmiyorum Oğuz. Tek bildiğim, ofise girdiğimde, Tülay'ın acı acı çığlıkları doldu kulaklarıma, ardından gördüğüm görüntü... Tülay'ın kolundan tutmuş yerde sürüklüyordu. Tülay da direnmeye çalışıyordu. "Bırak beni" diye bağırıyordu. Bildiğim tek şey bu. Gerisini Tülay biraz daha sakinleşsin, ondan öğreniriz."

DESTİNA (-18)Where stories live. Discover now