14.Bölüm

57.1K 2.8K 504
                                    

"Erica, iyi misin tatlım?" diyen Zoe ile birlikte sandalyede ona döndüm. "İyiyim, teşekkürler." dedim zorla gülümseyerek.

"Erica, belli ki birşey olmuş. Ama bunu bize anlatmak istemiyor olabilirsin. Ama şunu bilmelisin ki biz her zaman senin ve," derken karnımı gösterdi ve devam etti, "bebeğinin yanında olacağız."

Gülümserken gözüm kapıdan gülümseyerek bizi izleyen Aidan'a takıldı. Göz göze geldiğimizde hafifçe öksürerek boğazını temizledi ve bana konuştu. "Erica biraz dışarı çıkıp dolaşalım mı?" dediğinde Zoe'ya baktım. Bana gülümseyerek başını sallayınca ona döndüm ve konuştum. "Olabilir."

***

"Erica dün ne oldu?" dediğinde ona döndüm. Gözlerine bakarken gözlerindeki duyuları çözmeye çalışıyordum. Merak, endişe ve dahası...

"Dün..." dedim ve kelimeleri bir araya getirerek mantıklı bir cümle kurmaya çalıştım.

"Önemli birşey olmadı." dediğimde bana inanmadığını belirten bakışlar yolladı.

"Pekala, pek iyi şeyler olmadı. Ama kötü de değildi."

  Kollarını belime doladı ve bana döndü. "Ne oldu?"

Kollarımı boynuna doladım ve konuştum.

"Değişik şeyler oldu. Gözümün önüne değişik görüntüler geldi." dedim o görüntülerin tekrar zihnimde canlanmasıyla.

"Aidan, ben küçükken annem sandığım kişi ve babam ayrılmıştı.
Ama annem beni vermemek için direnmişti. Sonunda babam gitmişti."
dedim ve derin bir nefes alarak gördüğüm görüntüyü anlattım. "Bebeğimi görebilmem için annemi bulmam lazım. Ama henüz onun yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum!" diyerek göz yaşlarımın akmasına izin verirken Aidan yüzümü avuçları aldı ve gözlerime bakarak konuşmaya başladı.

"Erica ne olursa olsun hep senin yanında olacağım, tamam mı? Anneni bulman için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Ve en sonunda küçük bebeğimiz ile birlikte yaşayacağız. O yüzden üzülmeyi kes." dedi ve zaten avcılarının içinde olan yüzümü kendine çekerek büyüyen karnımın izin verdiği şekilde dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Kalbimin ritmi dudaklarını dudaklarıma bastırmasıyla hızlanırken tecrübesizce Aidan'a karşılık vermeye çalışıyordum.

"Vay! Yanlış bir zamanda geldim sanki."

Arkamdan gelen sesle hızla Aidan'dan ayrıldım. Sesin geldiği yöne bakınca bunun Amy olduğunu gördüm.

Sarı saçlarının altında sinsilik, öfke, kıskançlık gibi duygularla parlayan kırmızı gözleriyle bana bakıyordu.

"Amy!" dedi Aidan öfkeyle.

"Efendim Aidan?" dedi Amy tehlikeli bir gülümsemeyle. "Biliyor musun şu anda Erica'nın yerinde olmak isterdim. Ama onun gibi bir orospu olacağıma yalnız kalmayı tercih ederim."

"Bana mı orospu diyorsun sen? Bir de kendine bak istersen Amy?" dedim sinirle. Dün yaşadıklarım biraz dengesiz olmama neden olmuştu.

"Evet Erica, sana diyorum bir sorun mu var?" dedi vampir dişlerini gösterip tıslayarak.

"Amy, düzgün konuş!" dedi Aidan.

"Yalan mı Aidan? Eğer onunla yatmasaydın ve o karnındaki bebek olmasaydı biz şu anda evlenebilirdik!"diye bağırdı.

"Asla öyle birşey olmayacaktı Amy!"

"Yine de denemeye değer." dediğinde Aidan ne olduğunu anlayamadan arkadan çıkan bir vampir Aidan'ın koluna yaptığı iğneyle Aidan'ın bayılmasını sağladı. Ben gözlerimi kocaman açmış bir şekilde olanları izlerken Amy'nin verdiği işaretle Aidan'ı bayıltan vampir beni de burnuma bir bez getirerek gözlerimin kapanmasını sağladı.

***
Gözlerimi açınca olduğum yere baktım. Etrafımda ağaçlar vardı. Orman gibi bir yerdeydim.

Etrafıma baktım. Kimse yoktu.

Sahi en son ne olmuştu? Amy'nin beni kaçırmak için bayıltması aklıma geldiğinde etrafa baktım. Ama kimse yoktu.

Yavaşça ayağa kalktım ve ağaçlara bakarak ilerlemeye başladım. Amy beni bir ormana mı bırakmıştı? Aidan'ın beni bulma ihtimalini göze alarak mı?

İlerlemeye devam ederken karşıma çıkan kahverengi saçlı ve yeşil gözlü kıza baktım. Beni öldürecek miydi?

"Merhaba, ben Emily." dedi sevecen aynı zamanda merak dolu bir sesle.

"Merhaba. Ben de Erica." dedim bende gülümseyerek.

İçimden bir ses bu kıza güvenebileceğimi söylüyordu. Her ne kadar hepsi olmasa bile insan-vampir Melez'i bir bebeğe hamile olduğumu söyledim. İnsan olduğum için bebeği doğuramayacağımı, büyücü tarafından büyü yapıldığını bu nedenle annemi bulmam gerektiğini, bir vampir tarafından kaçırıldığımı, sonra kendimi burada buldugumu anlattım.

"Erica, sana yardım etmeyi çok isterim. Ama şu anda cadıların bölgesindesin. Sana pek iyi davranmayabilirler. Seni gizlice benim evim götüreyim. Birkaç gün orada kalırsın. Ardından annen için birşeyler yapmaya çalışırım. Sonra da gerekli otları bulmak için bir süreliğine ayrılırız."

"Beni bulurlarsa ne yaparlar?"

"İnsanların, cadıları yakalayınca yaptığı şeyi yaparlar. Yani yakarlar."

Gözlerim büyürken nasıl bu kadar kötü olabildiklerini düşünüyordum. Pekala insanlarda onlara aynı şeyi yapıyorlardı. Ayrıca niye insanlar onları yakıyordu ki?

*

Bir sure yürüdükten sonra eski,küçük, taştan evlerin bulunduğu bir alana geldik. Emily beni durdurdu ve elime bir ot verdi. Ona anlamazca baktığımda konuşmaya başladı.

"Bu ot senin bir süre güçlü varlıklara görünmeni engeller. Ama insanlara ve hayvanlara görünebilirsin. Bu nedenle dikkatli olman lazım."

Başımı salladım ve etrafıma bakınarak Emily'nin arkasından ilerlemeye başladım. Cadıların çoğu bahçeden ot topluyordu. Diğerleriyse bir kazanın etrafında toplanmış dua ediyorlardı.

O sırada bir kargayla göz göze geldim.  Hayvanlar beni görebilirdi.

Birkaç saniyenin ardından uçtu.

Derin bir nefes aldım ve Emily'nin girdiği eve girdim. O sırada Emily konuşmaya başladı. "Buradasın değil mi Erica?"

Bunu neden söylediğini anlayamazken aklıma Emily'ye de görünemeyeceğim geldi.

O sırada hızla kapı açıldı. Kapıdakileri görünce ellerim karnıma gitti. Ama bu...

***

Biliyorum uzun bir süre yeni bölüm gelmedi. Bana kızgın olabilirsiniz. Özür dilerim. Ama benimde sınavlarım vardı ve çalışmama rağmen pek iyi notlar alamadım.

1)Bölüm nasıldı?

2)Sizce Erica'nın kapıdakiler diye bahsettiği kim?

3)Emily iyi biri mi yoksa kötü biri mi?

Bu arada yorumlarınızı okudukça yazma isteğim artıyor. O yüzden yorum yapmaktan çekinmeyin❤

Seviliyorsunuz❤

Bir Vampirden Hamileyim! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin