16.Bölüm

52K 2.8K 503
                                    

"Emily, ne yapıyorsun?" dedim uykulu bir sesle. Uykudan uyandığım  için sesimin uykulu olması normaldi gerçi.

"Anneni bulmak için birşeyler yapmaya çalışıyorum." dedi gülümseyerek.

"Gerçekten mi?" dedim heyecanla yataktan kalkmaya çalışırken. Yaptığım hareket hızlı olmalı ki karnıma sancı girdi. Ağzımdan acı dolu bir inleme çıktı. "Erica! İyi misin?" diye yanıma geldi Emily telaşla.

"İyiyim, sadece ufak bir sancı." dedim gülümsemeye çalışırken. "İstersen bir karışım yapabilirim. Acını hafifletir."
Sonra düşünceli bir şekilde bana baktı ve konuştu. "Bebeğin doğmasına ne kadar kaldı?"

Ne kadar kalmıştı ki?

"3 ay..." dedim gözlerimi kapatarak.

3 ay kalmıştı. Asırlar kadar uzun, saliseler kadar kısa 3 ay. 3 ayın sonunda ne olacaktı bilmiyordum. Annemi bulup bebeğim, Aidan ve ben mutlu bir şekilde yaşayacak mıydık; yoksa annemi bulamayıp bebeğimi doğurup bu dünyaya hiç gelmemişçesine yok olacaktım.
Emily, Zoe, Aidan ve George ile tanışmadan önceki hayatım berbattı. O zaman ölmek mi yaşamak mı deseler düşünmeden ölmeyi seçerdim. Ama şimdi... Şimdi beni hayata bağlayan nedenler vardı. Bebeğim, Aidan, Zoe, Emily, George, Jack, Ashley... Hep yanımda olmuşlardı. Onlarla tanışalı birkaç ay olsa bile alışmıştım. Onları seviyordum. Aidan'sa farklıydı. Onu da seviyordum. Ama arkadaştan öte bir şekilde.

"Erica iyi misin?" diyen Emily sayesinde kendime geldim. "İyiyim. Hadi başlayalım." dedim annemi bulmayı kastederek.

"Pekala, büyük annemin hazırladığı karışımlar kitabı aşağıda biryerlerde olacaktı." dedi ve beni yataktan kaldırarak yatağı biraz kenara çekti. Yatağın altındaki merdivenden ilerlerken bende arkasından ilerliyordum.

Duvarlar yosun tutmuştu. Yosunlar ortama ürkütücü bir hava katıyordu.

Merdivenler bitince kitaplarla dolu bir odaya gelmiştik.

"Aradigin büyü kitabının hangisi olduğunu biliyorsun, değil mi?" dedi tedirgin bir şekilde Emily'ye dönerken.
Gözlerini kocaman açarak konuştu. "Doğruyu söylemek gerekirse bilmiyorum. Ben buranın bu kadar büyük olduğunu unutmuşum."

Korkuyla ona baktım. Bu kadar kitaba tek tek bakacak mıydık yani? O sırada Emily konuştu.

"Bu kitaplara tek tek bakmamız gerekecek."

*Zoe'den*

"Aidan böyle yaparak kendine zarar veriyorsun!" dedim elindeki içkiyi alarak.

"İşe yaramıyor ki." dedi üzgünce. Onu ilk kez bu kadar üzgün görüyordum.
Erica'yı seviyordu. Kendine itraf edemiyordu ama.

"Aidan..." dedim üzgünce ona bakarak. "Erica'yı bulacağız." dedim.

"Bulacağız değil mi?" dedi umutla.

"Bulacağız tabii. Ama içindeki umudu yitirmemen lazım. O umut olmazsa hiçbir şey yapamayız. Cesaretini kaybetmemen lazım. Cesaret olmazsa umudun hiçbir işe yaramaz. Kendinden emin olmalısın. Eğer kendinden emin olmazsan cesaretli ve umutlu olsanda hiçbir engeli aşamazsın. Cesaret, umut ve güven birbirini tamamlar. Onları kaybettiğin zamansa herşeyini kaybedersin. Eğer Erica'yı bulmak istiyorsan bunlara ihtiyacın olacak. Bunları kaybetme, olur mu?" dedim dolu gözlerimle ona bakarken.

"Güven...Umut...Cesaret..." dedi sessizce. Daha rahat düşünebilmesi için George'un yanına bahçeye ilerledim.

Düşünceli bir şekilde oturuyordu, yanına oturdum.

"Zoe..." dedi bakışlarını bana çevirirken. "Ne düşünüyorsun?" dedim gülümserken.

"Aklıma seninle yıllar önce yaptıklarımız geldi." dedi gülümserken.

"Yıllar önceden kastın yüz yıl önce mi?" dedim gülerek. Dediğime güldü.

"Hatırlıyor musun? Seni bir büyücü kaçırmıştı."

"Evet." dedim gülümserken.

"O zaman seni kaybetmekten çok korkmuştum." dedi elini yanağına götürürken.

"Şimdi yanındayım." dedim gözlerine bakarken.

"Yanımdasın." dedi dudaklarıma eğilirken. Gülümsedim ve dudaklarına uzandım.

Dudaklarımız birbirine değdiği anda heyecanlandığımı hissettim.

Dudaklarından kısa bir süreliğine ayrıldım ve konuştum. "Bizim aşkımız asla bitmesin olur mu George?"

"Asla bitmeyecek." dedi ve ay ışığı altında tekrar dudaklarımızı birleştirdi.

*Amy'den*

"Bulamıyorlar değil mi?" dedim gülümserken.

Yaptığım planda Erica'yı yanımda tutmak yerine Cadıların köyünün yakınında bir ormana bırakmıştım.
Cadılar, insanlardan pek hoşlanmadığı için Erica'yı öldürmüşlerdi büyük ihtimalle.

Erica öldüyse, Aidan'la aramızda hiçbir engel kalmamıştı. Bu düşünceyle gülümsedim. Aidan'ı seviyordum. Ama o beni sevmiyordu. Sevgimiyse geçici görüyordu.

Erica, Aidan'ı öpmüşken ben bir kez elini bile tutamamıştım. Ama Erica olmasaydı -her ne kadar Aidan itiraz etse bile- Aidan'la evlenecektik.

Aidan bu yaptıklarım için bana kızgın olabilirdi belki. Ama zamanla kızgınlığını unutup beni sevecekti,sevmeliydi.

Sürekli geçiş yapıyorum udjdjx

*Erica'dan*

"Bu kitapta da yok." dedim kitabı kenara koyarken. Yaklaşık bir saattir Emily ile büyünün olduğu kitabı arıyorduk. Ancak bulamamıştık.

"Bende bulamadım." dedi üzgünce.

"Yok!" dedim sinirle aldığım kitabı fırlatırken. Gözlerimden yaşlar süzülürken Emily bana şaşkınca bakıyordu.

"Erica noldu?"

"Bulamıyoruz." dedim ıslanan yamalarımı silerek.

"Ama bulacağız." dedi güven verircesine.

"Bulacağız." dedim inanmak istercesine

***

Yine kısa oldu. Ama yorumlarda bölüm istenince bende hemen paylaşayım dedim. İkisini bir bölüm olarak düşünün nfjfncnf

Neyse bölümü nasıl buldunuz bakalım?

Kitabın daha da yükselmesi için daha çok yorum yapar ve oy vermediyseniz oy verir misiniz?  Size güveniyorum. Vampir içinde ilk üçe girebiliriz❤

O zaman şimdi sorular!

1) Emily hakkında düşünceleriniz?

2)Amy hakkında neler düşünüyorsunuz? Erica'nın kurtulma riskini alarak Erica'yı ormana bıraktı.

3)Bir sonraki bölümle ilgili tahminler... (bilenlere sonraki bölümü ithaf edeceğim euheuehu)

4)Erica annesini bulacak mı?

5)Peki Aidan'la ilgili düşünceleriniz?

Bu kadar cjfncnrn 

Seviliyorsunuz❤



Bir Vampirden Hamileyim! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin