29.Bölüm

39.2K 1.9K 265
                                    

*Amy'den*

"Durun!" dedim gözlerimi kapatarak. Başım çok ağrıyordu. Ağrının şiddeti artınca dizlerimin üstüne çöktüm başımı tutarak. Gözlerim kapalı olduğu için siyah olan etrafın yerine gelen görüntüye baktım. Ormanın içinde bir tane betondan bir ev vardı. Evin penceresinden göründüğü kadarıyla içeride iki tane kız vardı. Bir dakika! Biri Erica'ydı. Hemen evin etrafına bakmaya başladım. Evin etrafında bir tane ağaç vardı. Bu ağaç diğerlerine göre uzun olduğu için dikkat çekiyordu. Ve diğer ağaçlara göre yaprakları biraz daha koyu yeşildi. Erica'yı bu şekilde mi bulacaktım?

Başımdaki ağrı azalmaya başlayınca son kez evin etrafına baktım.

Görüntü kaybolurken gözlerimi araladım ve yavaşça ayağa kalktım. Bana bakan gözleri umursamadan ağaçlara baktım. Rüyamdaki ağaç görünmüyordu.

Hissettiğim delici bakışları umursamadan etrafa bakmaya devam ettim. "Ne arıyorsun acaba?" Arkamdan gelen sesle sinirle arkamı döndüm. Dönmemle birlikte gördüğüm kişi yüzünden kaşlarım çatıldı. Ben bu çocuğu tanımıyordum ki? Çocuk dediğime bakmayın 20'li yaşlarında duruyordu.

"Seni tanımıyorum. Bunu sana söyleyeceğimi mi sandın?" dedim alayla. Gerçekten ona ne yaptığımı söyleyeceğimi mi sanmıştı? İki tane deli cadıyı bulacaktım.

"Konsey beni sizi kontrol etmem için yolladı." dediğinde kaşlarımı kaldırdım gülerek. "Demek sen o'sun."
"Kim?" dediğinde yaklaştım ve kulağına fısıldadım. "Konseyin köpeği."

Geri çekilirken kahverengi gözlerimi onun yeşil gözlerine çevirdim ve göz kırparak geriledim.

Arkamı döndüm ve omzumun üstünden ona bakarak konuştum. "Ayrıca onlara söyle eğer peşime birisini yollarlarsa anlaşma biter."

Kendi işimi kendim yapacaktım. Biri tarafından izlenirken işimi rahatça yapamazdım. Özellikle de izleyen kişi bir cadıysa.

Kolumu tuttu ve boşluğumdan faydalanarak kendine çevirdi ve dibime girerek gözlerime baktı ve konuştu.

"Eğer burada olmazsa başka yerde görüşeceğiz." dedi ve benim ona yaptığım gibi göz kırparak uzaklaştı.

Az önceki yakınlaşmanın etkisindeyken Robert'ın seslenmesiyle ona döndüm. "Amy iyi misin?"

Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım ve konuşmaya başladım.

"Hadi gidelim."

İçimden geldiği yine gidiyordum. Bu bana aykırıydı. Ben hep kalbimle değil mantığımla hareket eden biriydim. Duygularımı kalbime gömmüştüm ve kalbimi ihtiyacım olmadıkça kullanmadığım için de duygusuz sayılırdım.

Mantıkla hareket etmek daha mantıklıydı. Diğer türlü kalbin sürekli işine burnunu sokardı. Vicdanın da kalbini desteklerdi. Vicdanımı kaybetmemiştim. Ama vicdanımı pek kullandığım söylenemezdi.

Kitaplardaki ya da filmlerdeki o masum kızlar gibi değildim. Hiçbir zaman da olmamıştım. Bir kere insan öldüren, mantığıyla hareket eden, umursamaz biri nasıl masum olabilirdi ki? Kendimi değiştirebilirdim. Kalbime gömdüğüm duygularımı tekrar gün yüzüne çıkarabilirdim. Bambaşka biri olabilirdim. Ama duygularım her işi bozardı. Ben yeni bir Amy istemiyordum. Olmak istediğim kişiydim zaten. Mantığımla hareket edince değer verdiğim o nadir kişileri de koruyabiliyordum.

Gördüğüm uzun ağaca baktım. Yaprakları diğer ağaçların yapraklarına göre daha koyuydu.

"Durun..." diye fısıldadım. Ağaç uzaktaydı ama normal hızda 1 saat yürürsek oraya ulaşabilirdik.

Bir Vampirden Hamileyim! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin