27.Bölüm

38.3K 2K 223
                                    

Emily ve Becky'ye yalvarırcasına baktım ve konuştum. "Lütfen beni bırakın."

Değişmiştim... Kimseye yalvarmazdım mesela ben. Hamilelik dönemi değiştirmişti beni. Veya Aidan...

Asıl hayatı öğreniyordum. Hem de çok zor bir şekilde. Aidan'la tanıştıktan sonra sıradan hayatıma veda etmiştim. Onunla tanıştıktan sonra macerasız günüm kalmamıştı. Ya kaçırılıyordum ya da saldırıya uğruyordum. Ve doğruyu söylemek gerekirse bunlar benim için çok fazlaydı.

Ama pişman değildim. Aidan'la tanıştığım için pişman değildim. Tüm bunlara rağmen...

"Yalvarman hoşuma gidiyor Erica." dedi Emily gülerek.

Başımı duvara yasladım ve göz yaşlarımın usulca yanağımdan süzülmesine izin verdim.

Hayatımda çaresiz hissettiğim anlar olmuştu. Ama kendimi hiç bu kadar ölüme yakın hissetmemiştim. Sanki yarın ölecekmiş ama sonsuza kadar yaşayacakmış gibi hissediyordum. Bu çok değişikti. Sanırım hamile olduğum içindi.

"Evet Erica. Yalvarmanı izlemek çok eğlenceli." dedi Becky. Ardından eliyle yaptığı bir hamleyle yaşlı görünümünden çıktı ve omzunda biten kahverengi düz saçlı, hafif çekik açık kahverengi gözlü beyaz tenli birine dönüştü. Ağzım bu hareketiyle hafif aralanmıştı.

Emily'nin de yüz ifadesine bakılırsa bunu o da beklemiyordu. O an Emily'nin gözleri kocaman açıldı.

"Sen..." derken Becky sırıtarak sözünü kesti.

"Ben mi? Kim olduğumu sonunda anladın demek Lily."

Emily'nin gözlerindeki korkunun nedenini merak ediyordum. O kimdi ki?

"Sen kimsin?" dedim araya girerek. İkisinin de bakışları beni buldu.

"Ben kim miyim? Aslında Lily beni yakından tanıyor." dedi Becky kurnazlıkla parlayan açık kahverengi gözlerini Emily'ye çevirerek.

"Ben 145 yaşındayım Erica. Bu 145 yılın neredeyse 110 yılını intikam alarak geçirdim. Emily'den, sizin küçük vampir arkadaşınız Amy'nin ailesinden, senin annenden kısacası tanıyabileceğin herkesten intikam alarak geçirdim." dediğinde dudaklarım 'annen' kelimesini duymanın etkisiyle aralanmıştı.

"Annem mi?" dediğimde sahte bir şaşkınlıkla konuştu. "Annen mi dedim? Ah! Ağzımdan kaçmış."

"Onu tanıyor musun?" dedim gözlerimden akan yaşları umursamadan.

"Eski bir arkadaşım. Hatta çok eski..." dediğinde gözlerimi kapattım ve konuştum.

"Bana yalan söyledin. Orada anneni bulacağız dedin. Aslında annemi tanıyordun."

"Vay! Zeki kızmışsın belli ki. Yalan söylediğimi anladın." dediğinde büyük ihtimalle ağlamaktan kızarmış olan gözlerimi ona çevirdim.

"Senden nefret ediyorum Becky."

Dudaklarını üzgünmüş gibi büzdü. "Erica, lütfen beni affet!" dedi ardından kahkaha attı. Bir adım attı ve yerde olduğum için eğilerek konuştu. "Annen halkında bir şey bilmek istiyorsan söyleyeyim Erica. Annen senin kadar saf değildi. Kimseye güvenmezdi. O yüzden şu anda güçlü taraf o. Ama sen doğum yapınca işler değişecek." dedi ve suratındaki şeytani gülümsemeyle.

Yaptığım hatayı yüzüme vurmak istercesine söylemişti. Benim en büyük hatam buydu; güvenmek. Şu ana kadar başıma gelen şeylerde hep güvendiğim için kaybetmiştim. Güven gerçekten çok önemli bir duyguydu. Ve ben bu duyguyu birçok kez gereksiz yere harcamıştım.

Hatalarımı anladığım zaman genelde bir daha hatayı düzeltme fırsatı elime geçmiyordu. Şimdiyse yine düzeltemeyeceğim bir hata yapmak istemiyordum. Buradan kaçmam gerekliydi. Ama verdiğim kararları akıllıca düşünmeliydim.

"Emily'yi başka bir odaya alın." dedi Becky odadan çıkarken.

Oda da yalnız kaldığımda Becky'nin ve Emily'nin yanlarında getirdiği küçük lambayı unuttukları için şükrediyordum.

Ellerimdeki ipi çözmeye çalışırken bir anda kapı açıldı ve Becky yanında biriyle odaya girdi. Becky bana baktı ve kaşlarını çatarak konuştu.

"Amy ve birçok vampir olduğumuz yöne geliyor. Gidiyoruz."

Yanındaki çocuk beni kucağına alınca kollarımı kucağıma koydum.

Becky'den nefret ediyordum.

Kapıdan çıktığımızda Becky etrafı kontrol etti. Eliyle kucağında olduğum çocuğa gel işareti yaptı ve diğerlerine dönerek konuştu. "Sessiz olun. Yaklaşmışlar. Ses çıkarırsanız duyabilirl-" derken bağırmaya başladım.

"Amy! Amy! Yardım et!" çocuk eliyle sertçe ağzımı kapattı ve ilerlemeye başladı. Elini ısırdım. Çocuk bağırarak elini geri çekti. "İmdat!" diye bağırdığım sırada Becky'nin bana vurmasıyla bir anda etraf karardı ve susmak zorunda kaldım.

"Kes sesini!" dedi sessizce.

Kucağında olduğum çocuk koşmaya başlarken Emily'yi tutan çocukta koşmaya başlamıştı.

Korkuyordum...

*Amy'den*

"Dur!" dedim nefes almadan konuşan Chrissy'ye.

Ben kulağıma ulaşan sesleri dinlerken diğer vampirlerde benim gibi etrafı dinliyordu.

Erica'nın sesini duymamla kaşlarım çatıldı. Olamazdı değil mi? Yine kaçırılmıştı!

"Koşun!" diye bağırdım gelen sesin uzakta olmasına rağmen. Bütün  vampirler vampir hızıyla koşuyordu. Emily'yi ve Becky'yi yakalamak hepimiz için çok önemliydi. En çokta kardeşimin intikamı için...

Becky ve Emily kardeşimin ölümüne neden olmuştu. Kardeşimin o an ki hali gözlerimin önüne gelirken sinirle bağırdım ve hızımı arttırdım.

Emily ve Becky ölmeliydi.

Cadı kokusu yaklaştıkça kokunun bir evin yanındaki ormandan geldiğini anladım. Oraya doğru dönüp koşmaya başladım. Kokunun ormandaki bir ağaçtan geldiğini anlamamla hızla ağaca tırmanmaya başladım.

Kokunun geldiği dala ulaşınca daldaki kıyafete baktım. Aldığım koku bundan mı geliyordu yani?

"Kahretsin!" diye bağırdım aşağı inerken. Kandırmışlardı! Zaman kaybettirmişlerdi.

"Ne oldu Amy?" diyen Robert'a döndüm ve sinirle konuştum. 

"Bizi kandırdılar."

***
Merhaba! Bölüm nasıldı?

1) Becky, Erica'yı nereye götürüyor olabilir?

2)Peki ya Amy? Onları bulabilecek mi?

3) Sonraki bölümle ilgili tahminleriniz neler?

Seviliyorsunuz

Vampirler ve Kurtlarla ilgili diğer kitabım Savaş'a da göz atarsanız sevinirim:)

____________________________

İnstagram Hesabımız:

bir_vampirden_hamileyim

_____________________________

Bir Vampirden Hamileyim! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin