Stacey Williams her zaman Axel Teller'ı sevmişti.
Ama Axel ona hiçbir zaman istediğini tam olarak veremedi. Stacey anlamsız takılmacalardan daha fazlasını istiyordu. Gösterdiği sevgiyi karşı taraftan alabilmek istiyordu. Axel'in de onu sevmesini ist...
Yavaş yavaş düzenlemeler yapmaya başladım, ara sıra eski bölümlerden bildirim alıyor olmanızın sebebi bu. Umarım bu canınızı sıkmaz, çevirimin daha akıcı ve anlamca birebir olması için uğraşıyorum. Eğer kitaba yeni başlıyorsanız, düzeltilirse iyi olacağını düşündüğünüz kısımları lütfen bana iletin. Bu beni oldukça memnun eder, küçük bir noktalama yanlışı dahi yaptıysam uyarılmaktan mutlu olurum.
Daha fazla uzatmadan, keyifli okumalar dilerim. Oy vermeyi, satır aralarına yorum bırakmayı; çeviriyle, yazarlarla ve benimle ilgili haberlerden ve diğer çalışmalarımdan haberdâr olmak için beni takip etmeyi unutmayın!
1. Çocuk Kızı Fark Ettiğinde
Stacey, Axel'le bir şansı olmadığını daha önce anlamalıydı.
Onu sevinçten havalara uçuran günden hemen önce mesela.
O gün, Axel yalnızca aylardır çıktığı Melissa Kane'le ayrılmakla kalmamış – Stacey'i de fark etmişti. Bu olay kafeteryada gerçekleştiğinde Stacey, kalçasının birkaç santim altında biten yazlık elbisesini ve tahta topuklu botlarını giyiyordu.
Kendini güzel hissediyordu.
Kendisi gibi amigo olan arkadaşlarıyla otururken Axel kantine girdi, ve girer girmez Stacey onu fark etti. Aynı anda hem kızgın, hem yorgun ve hem de gergin görününen çocuk, ellerini yüzünden indirdi ve arkadaşlarının oturduğu masaya baktı.
Arkadaşları daha onu fark etmemişti ve geçirdiği zor ayrılıktan sonra Axel, onlarla oturup oturmak istemediğinden emin değildi.
O yüzden kafeteryada etrafına bakınmaya başladı.
Ve gözleri Stacey ile buluştu.
Axel ona doğru yürümeye başladığında Stacey'nin göğsü hopladı. Kendini hafif hissetti – sanki havada süzülüyordu. Sersemlemişti, gerildiğinden avuç içleri terlemeye başlamıştı.
Axel masalarına gelince durdu, hâlâ Stacey'e bakıyordu.
"Buradan gitmek ister misin?"
Tek söylediği buydu.
Stacey'nin tek duyması gereken şey buydu.
Masadakilere kısa bir bakış atıp Axel'i başıyla onayladı, dudaklarının kenarları bir gülümseme oluşturacak şekilde kıvrılmıştı. Oturduğu yerden kalktı, çantasını kaptı ve Axel'in peşinden gitti.
O sırada Melissa Kane'nin de kafeteryaya girdiğini fark etmemişti.
Kızın ne kadar öfkelendiğini fark etmemişti.
Melissa'nın Axel'in arkadaşlarının masasına yürüyüp konuşmaya başladığını fark etmemişti.
Stacey'nin fark ettiği tek şey, elinin Axel'in elinde olduğuydu. Çocuk onu okuldan çıkarıyor ve park yerine götürüyordu.
Kendini tamamen güçsüz hissetti. İçinde çok az tanıdığı bir çocukla okuldan kaçmanın heyecanı vardı. Ve bu heyecan, tüm havayı göğsüne tıkıyordu.
Arabasına oturduğunda Axel, gürültülü bir müzik açtı. Bacağını aşağı yukarı hızla sallamasından ve defalarca direksiyona vurduğu parmaklarından Stacey onun ne kadar gergin olduğunu anlıyordu.
Axel sınıf arkadaşlarından biraz büyüktü, o yüzden şimdiden ehliyeti vardı, yine de Stacey yanında tecrübeli biri olmadan araba sürmesinin doğru olmadığını düşündü.
Yine de bunu sorgulamadı.
Arabayla caddeden aşağı indiler, Stacey'nin evini geçtiler. Caddenin sonuna geldiklerinde Axel, araba yoluna park etti. Arabadan inip kapıyı arkasından sertçe kapatınca, Stacey de hızla onu takip etti.
Axel'in ailesi evde değildi, ve ikisi dakikalar içinde kendilerini onun odasında buldular.
Stacey bekledi – Axel'in onu neden buraya getirdiğini ya da birazdan neler olacağını bilmiyordu.
Odasında gezinmeye başladı, gözleri kitaplığa takılmıştı.
Kendini bildi bileli beri kitapları severdi.
Axel'in, "Ne bekliyorsun?" diye sorduğunu duyduğunda arkasını döndü; çocuk tişörtünü çıkarmış, kaşlarını kaldırarak ona bakıyordu.
"Imm," diye başladı, biraz kekelemişti. "Ben... Ben böyle düşünmemi—"
"Başka türlü neden seni buraya getireyim ki?" diye sordu Axel. Kızın kafa karışıklığı yüzünden okunuyordu.
Çocuk kemerini açmaya başladığında Stacey ne yapacağını bilmiyordu.
Axel onunla yatmak istiyordu.
Onu buraya getirmesinin tek sebebi buydu.
Ama Stacey belki de bundan fazlasının olabileceğini düşünmeden edemedi.
Küçük de olsa, bir şans vardı. Axel'in gözlerinde bir duygu vardı; sanki bunu Melissa'yla ayrıldıklarına kızgın olduğu için yapmıyordu, sanki hâlâ Melissa'yı düşünmüyordu.
Stacey, Axel de ona karşı bir şeyler hissettiği için bunu yaptığı düşüncesine sımsıkı tutundu.
O yüzden, yazlık elbisesinin uçlarını kavradı ve yavaşça yukarı kaldırdı.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
