32. Kız Kırıldığında

44.2K 1.1K 10
                                    

Stacey yemek masasında oturmuş, boş bakışlarla çatalını izliyordu. Yemeğine dokunmamıştı. Anne-babası ise kimin ne alacağını, ve kimin evden taşınacağını tartışıyorlardı.

Ses tonları yüksekti, tartışma hararetlendikçe konuşmaları acı bir çığlık gibi duyuluyordu.

Bir tabak kırdıklarında, Stacey iç çekti ve odasına gitmek için ayağa kalktı. Hiç dokunmadığı yemeğini, ve sağı solu belli olmayan ebeveynlerini aşağıda bırakarak merdivenleri çıktı.

Banyoya girdi, kapıyı arkasından sessizce kapattı.

Ve, o gün içinde neredeyse beşinci kez aynada kendini izlemeye başladı. Ancak ilk kez şu an, ne kadar üzgün ve depresif gözüktüğünün farkına varıyordu. Hızla gözlerini kırpıştırdı ve fondöten şişesine uzandı. Elinin üstüne fazlaca sıktıktan sonra makyaj fırçasını kavradı.

Fırçanın kıllı kısmını renkli sıvıya bastırdı ve yanaklarına sürdü. Fondötenli fırçayı yavaşça çenesine doğru indirdi, tüm yüzü renkli sıvıyla kaplanana dek suratında gezdirdi. Kalın bir makyajla tüm yüzünü kaplamıştı.

Ancak boyayı cildine yediremediği için, fondöten kalıp gibi ve çizgi çizgi duruyordu.

Stacey fırçayı daha şiddetli bir şekilde yüzüne bastırmaya başladı. O kadar sert hareket ediyordu ki, fondötenin altında cildi kızarmaya başlamıştı. Fırçanın kıllarının bir kısmı yanlışlıkla bir gözünün kenarına denk geldiğinde, gözleri yaşlarla doldu. Canı yanmıştı, ancak Stacey umursamadan fondöteni yüzüne yedirmeye devam etti.

Hâlâ yorgun görünüyordu.

Bu sefer kapatıcısına uzandı, gözlerini de boyamaya başladı. Sonra iki eliyle, yine sert hareketlerle kapatıcıyı da gözlerine yedirmeye çalıştı. Kalbi hızlandığından titrek titrek soluyordu.

Rimelini aldı, kirpiklerini taramaya başladı. Göz kapaklarında, rimelin değdiği yerlerde, siyah izler oluştuğunda bile aldırmadı.

Hâlâ yorgun görünüyordu.

Stacey, far paletini kavradı ve fırçasını renkli farların üzerinde gezdirdi. Fırçayı göz kapaklarına bastırırken makyajını sanki bir çocuk yapıyormuş gibi görünüyordu. Kırmızı rujunu da dudaklarına sürmeye başladı.

Stacey'nin göğsü daralmıştı ve elleri titriyordu. Yavaş yavaş ruju çenesine kaydı. Ruju önce tüm çenesinde, sonra da tüm yüzünde gezdirirken hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kırmızı ruju, yüzünden çekti ve aynaya sürttü, kendine daha fazla bakmak istemiyordu. Fondötenini ellerine döküp onu da rujun üstüne sürdü.

Ağlayarak yumruklarını aynaya çarpmaya başladı. Omuzları şiddetli bir şekilde sallanana ve gözyaşları makyaj tabakasının üstünde iz çıkarana dek ağlamaya devam etti.

Stacey nihayet sakinleştiğinde fondöten ve rujla lekelenmiş ellerine ve aynadaki yansımasını örten makyaja baktı.

Şimdi daha iyi görünüyordu.

Şimdi daha iyi görünüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Girl He Left BehindHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin