10🌈

782 103 34
                                    

🍒

"Hocam!" 

Sesim okul koridorunda yankılanıp yeniden bana dönerken, koridordaki öğrenciler de Faruk hoca ile aynı anda bana dönmüştü. Onlara sahte bir tebessümle işlerine bakmalarını ifade ederek Faruk hocanın yanına doğru hızlı adımlar attım.

"Nefes nefese kalmışsın Temmuz, ne oldu?"

"Benim size bir şey söylemem lazım." diye mırıldandım çekingen bir tavır ile. 

Bana şüphe ile bakarken, "Dinliyorum." dedi.

"Ben voleybol takımına girmekten vazgeçtim."

Önce yanlış duymuş gibi bir ifadeye büründü, sonra ise kaşları çatıldı. "Ne demek vazgeçtim? Dalga mı geçiyorsun Temmuz benimle?"

"Hayır, hayır. Sadece yanlış bir karar olduğunu fark ettim."

"Sence de geç olmadı mı biraz?" dedi sinirle. Ben cevap vermeyince derin bir nefes alıp, "Neyse." dedi. "Sen bilirsin, zorla oynatacak değilim."

"Teşekkür ederim." dedim mahcup bir şekilde. Cevap vermeyip yanımdan uzaklaştığında zilin çalmasına birkaç dakika kalmıştı. Cebimden telefonumu çıkarıp koridordaki öğrencilere çarpmamaya çalışarak sınıfıma ilerledim.

Belkileresıgınanadam: Koşma koşma, öleceksin nefessizlikten.

Belkileresıgınanadam: Sana kızıyor mu o?

Belkileresıgınanadam: Sanırım hallettin.

Renklerindenarınankadın: Halledildi.

Belkileresıgınanadam: Önüne bak.

Renklerindenarınankadın: Ne?

Mesajı yazıp göndermek için telefon ekranına dokunduğum anda biri ile çarpıştım. Tamam, uyarmıştı. Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığımda, Berat'ın yanındaki çocuklardan biri olduğunu gördüm. Onu birkaç kez daha görmüştüm, hatta bir keresinde yanında bir arkadaşı ile beraber basketbol oynuyorlardı ve arkadaşının topu omuzuma atması nedeni ile gerçekleşen ufak bir tartışmamız olmuştu.

"Önüne mi baksan acaba yürürken?" dedi alayla. Soğuk biriydi, alay ederken bile mimik oynatmamak gibi bir yeteneği vardı. Ama arkadaşı kadar sinirli olmadığının da farkındaydım, ya da sinirini dışarı yansıtmayacak kadar yetenekli.

"Bunu kendine de mi hatırlatsan acaba arada?" dedim ben de mimik oynatmamaya çalışarak. Ama onun aksine, ben sinirimi anında dışarı yansıtır, bir şekilde duygularımı ele verirdim.

"Bir cümle daha söylesem içindeki kaplanı üzerime salacak sinirli bir kedicik gibisin."

"Bir cümle daha söylemeden defolup gidecek gibisin?" 

Yanağının içini ısırıp tek kaşını kaldırdı. Gülmüyordu ama gözlerine bakınca keyifli olduğu apaçık ortadaydı. Bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki, bir zamanlar tartışmış olduğum arkadaşı, yanında Berat ile beraber yanımızda bitince dilinin ucuna getirdiği kelimelerini toplayıp yuttu.

"Ne yapıyorsunuz siz burada?" dedi Berat kuşkuyla ikimizi de süzüp. 

İkimizden de ses çıkmayınca diğer arkadaşı, "Haydi Egemen. Zil çaldı, yine yok yazılacağız." diyerek beni yok sayıp adını yeni öğrendiğim çocuğun kolunu tuttu. Bu da en az Egemen kadar soğuktu.

"İyi dersler kedicik." dedi Egemen yüzüme doğru eğilerek. 

Ona sahte bir gülümseme armağan edip göz devirdim ve Berat ile adını bilmediğim soğuk çocuğa bakma gereği duymadan onları arkamda bırakıp ilerledim. Son yılımda bunlarla uğraşıp tüm hayatım boyunca hatırlayacağım kötü lise hatıraları oluşturmak istemiyordum. Sıkıntılı bir nefes verip sınıfıma girdim. Leyla'nın uyuduğunu görünce, ses çıkarmadan yanına oturup telefonumu çıkardım.

Belkileresıgınanadam: Seni uyarmıştım.

Renklerindenarınankadın: Sıkıntı yok.

Belkileresıgınanadam: Sınıfına gittin mi?

Renklerindenarınankadın: Sınıfımdayım.

Belkileresıgınanadam: Güzel, Berat teneffüste yanınıza gelip kamp işini söyleyecek. Ne söylemeyi düşünüyorsun?

Renklerindenarınankadın: Berat bizim yanımızdan ayrılıp sizin yanınıza geldiğinde öğrenirsin.

Belkileresıgınanadam: Kabul edecek misin? Etmeyeceğim demiştin ama emin olmak istiyorum.

Belkileresıgınanadam: Tabi, artık benim için bir sorun yok, plan ne olursa olsun ben de varım çünkü.

Belkileresıgınanadam: Kalabalık olmazsa, gelmem.

Belkileresıgınanadam: Ama uzaktan izlerim.

Belkileresıgınanadam: Yani her türlü peşinizde olacağım.

Renklerindenarınankadın: *Kahkaha attı.* 

Renklerindenarınankadın: Cidden acayip bir insansın.

Renklerindenarınankadın: İşsiz misin canım sen? Uzaktan izlemek ne? 

Belkileresıgınanadam: Canım mı dedin sen bana?

Renklerindenarınankadın: Dedim mi?

Belkileresıgınanadam: Dedin.

Renklerindenarınankadın: Dedim.

Belkileresıgınanadam: Canını yerim ulan.

Renklerindenarınankadın: Hoca geldi, sonra şey yaparız artık, iyi dersler.

Belkileresıgınanadam: Sonra şey yaparız, şimdi kaç sen.

🍒🍒



TEMMUZ |TextingWhere stories live. Discover now