33🌈

679 79 69
                                    

🍒

Belkileresıgınanadam: Gel bu gönlün efendisi ol.

Belkileresıgınanadam: Sana kendimi adayayım.

Belkileresıgınanadam: Sana bir hayat adayayım.

Belkileresıgınanadam: Şimdi diyeceksin ki: Ben o gönlün efendisiyim zaten.

Belkileresıgınanadam: Haklısın. 

Belkileresıgınanadam: O zaman şöyle yapalım: Gönlünün efendisi olmam için izin ver bana.

Belkileresıgınanadam: Kalbinin orta yerinde Gölge hükümdarlığı kurayım.

Belkileresıgınanadam: Temmuz ya, ben sana sarılmadan ölmem değil mi?

Belkileresıgınanadam: Ölürsem sıkıntı çünkü.

Belkileresıgınanadam: Gözüm açık giderim söyleyeyim.

Belkileresıgınanadam: Kapıyı aç madem.

Ne cevap vereceğimi bilmediğim için mesajları cevapsız bırakıp kapıya yöneldim. Ağır hareketlerle kapıyı açtığımda elinde bir buket kasımpatı ve kahve termosu ile bekleyen Elif, şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırmama neden oldu. "Lan!" diye bağırdım telaşla. "Gölge sen misin Elif yoksa? Vallahi korkuyorum şu an, hayallerim yerle bir..."

"Saçmalama be, salak!" dedi, içeri girip elindekileri masanın üzerine bırakmadan önce. "Kapının önünde duruyordu, aldım. Kapıyı çalmadan açtığın için de böyle bir karışıklık oldu."

"Tamam, sakinim." Rahat bir nefes verip telefonumu aldım.

Belkileresıgınanadam: Gerçekten Elif olduğumu düşünmedin değil mi?

Renklerindenarınankadın: Düşündüm...

Belkileresıgınanadam: O bağırmandan belliydi gerçek olduğu...

Belkileresıgınanadam: Yalnız o tepkini asla unutmayacağım.

Renklerindenarınankadın: Komik mi?

Belkileresıgınanadam: Komik.

Telefonuma karşı göz devirip çiçeklere yöneldim. Elif kendine kahve yaparken ben de çiçeklerin arasına sıkıştırılmış notu elime aldım usulca.

"Bu çiçeklerden birini sana verdiğim, sen yazılı defterin arasına koyar mısın? Bir gün beraber hatırlayacağız."

Gülümseyerek çiçekten bir taneyi çekip aldım ve Elif'e seslenme gereği duymadan odama yöneldim. Defterin arasına koyuyor olduğum ikinci çiçekti bu. Bunu papatyadan birkaç sayfa sonrasına koyup defteri çekmeceme bıraktım.

Yeniden içeri döndüğümde Elif kahvesini almış, mutfak tezgahına oturmuştu. "Nihayet!" dedi beni görünce. "Bir an varlığımı unuttun sandım."

Gülümseyerek karşısına bir sandalye çektim ve kahvemi alıp çektiğim sandalyeye oturdum. "Neden geldin?" derken kaşlarım merakla havalanmıştı. 

"Gül yüzünü görmek için geldim Temmuz."

"Bak söyleme şöyle şeyler." 

Kıkırdadı. "Tekerleme gibi konuşma... Eren'i seninkine kaptırdım, ben de senin yanına geleyim dedim." 

"Ha, iyi yaptın." dedim omuz silkerek. "Ne yapacağız peki? Öylece oturup gül yüzümü izlemeyeceksin değil mi?"

"Hayır tabii ki!" dedikten sonra büyük bir tebessüm belirdi yüzünde. "Annene haber ver, seni bize kaçıracağım bugün!"

TEMMUZ |TextingWhere stories live. Discover now