27🌈

712 81 36
                                    

🍒

Renklerindenarınankadın: Bu saatte kalkıp gelecek misin gerçekten?

Belkileresıgınanadam: İlk olmayacak.

Belkileresıgınanadam: Ve muhtemelen son da...

Renklerindenarınankadın: Geldiğinde haber ver.

Telefon elimde bir süre bekledim. İçimdeki tuhaf heyecanın nedenini anlamıyordum. Ben onu görmeyecektim, bu heyecan da neyin nesiydi? Sonra ben camdayken babamın veya annemin odaya gelmesi ihtimali kafamdan geçti. Panikle ayaklanıp kapımı kilitledim.

Yeniden yatağıma oturduğumda gözüm telefondaydı. Ekranın kapanmaması için sürekli sayfayı yenileyip duruyordum. Nihayet mesaj geldiğini gördüğümde hızlıca mesajı açtım.

Belkileresıgınanadam: Aşağıdayım.

Renklerindenarınankadın: Çıkıyorum.

Belkileresıgınanadam: Bekliyorum.

Kimse için böyle bir şey yapacağım aklıma gelmezdi. Yatağımdan kalkıp yavaşça cam kenarına yaklaştım ve ses çıkarmamaya özen göstererek camı açtım. Görmüyordum, görünürlerde yoktu. Onun beni görüp görmediğini ise bilmiyordum. Bakışlarımı elimde tutmaya devam ettiğim telefonuma çevirdiğimde gelen ses ile donup kaldım.

"Şşt." Fısıltı halinde kulaklarıma ulaşan ses tüm düşünme yetimi kaybetmeme sebep olmuştu. Kafamı hızlıca kaldırıp etrafıma bakındım. Göremiyordum. Bir kez daha; "Şşt," diye fısıldadığında nihayet sesin yerini bulabilmiştim. Penceremin dibindeki ağacın altındaydı. 

Kafasını yukarı kaldırmış bana bakıyordu ama yüzünü gölgeleyen ağaç dalları nedeniyle ben onu göremiyordum. "Yürek mi yedin?" diye sordum gülerek. Kafasını iyice eğip telefonunu çıkardı. 

Belkileresıgınanadam: Hayır, sadece çok özledim.

Mesajı okuduktan sonra tekrar aşağı baktım. Kafasını yeniden kaldırmıştı. "Şu an yüzüne ışık tutarsam seni görebileceğimin farkındasın değil mi?" Kafasını hızlıca eğip yeniden telefonunun ekranını açtı.

Belkileresıgınanadam: Öyle bir şey yapmazsın, çünkü şu an buna hazır olmadığını biliyorum.

Haklıydı. Buna hazır değildim. Onun kim olduğunu bu şekilde öğrenmek istemiyordum. Daha uygun bir zamanda, daha uygun bir şekilde öğrenmek istiyordum. 

Belkileresıgınanadam: Üşümüyor musun sen?

Belkileresıgınanadam: İncecik tişörtle çıkmışsın.

Güldüm. "Hava soğuk değil." dedim gülümseyerek. "Ama çok istiyorsan bana hırkanı verebilirsin."

Bir süre hareketsiz kaldıktan sonra bir hareketlilik fark ettim ama karanlık ve ağaç dalları nedeniyle ne yaptığını göremiyordum. Gözlerimi kısıp daha dikkatli baktığımda kafasını eğip telefonunun ekranını açtı. Ben de eş zamanlı olarak telefonuma döndüm.

Belkileresıgınanadam: Atıyorum, tutabilecek misin?

"Ne?" dedim anlamsızca. "Neyi?"

Belkileresıgınanadam: Hırkayı Temmuz, atacağım ama tutabilecek misin? 

Şaşkınlıkla ekrana bakıyordum. "Neden her söylediğimi ciddiye alıyorsun?" derken dudaklarım benden habersiz yukarı kıvrılmıştı bile.

TEMMUZ |TextingWhere stories live. Discover now