5.ULUDAĞ

450 209 193
                                    

Herkese iyi okumalar dilerim, oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.

  Bölüm Şarkıları:
Pera - Zemheri
Kelly Clarkson - Because Of You

  Gecenin gölgesi denize vurduğunda ufuklardan ateş kızılı yükselen şafak, kaburgasının içine girince insanın kalp kırmızısıyla birleşir. Göğüs kafesi sızan ışığı sonradan fark eder ve kaburganın parmaklık yapısına görünmez bir düğüm atarak kendini korumaya alır. Dışarıdan yeni bir ışık sızıp kalbe zarar vermesine engel olmak ister lakin ilk sızan ışığın ne kadar tehlikeli olacağından haberi olmaz. Işığın geri çıkacağı yolu da farkında olmadan kapatmış olur. İşte aşkın tanımı budur benim için.

Kalp, kendi için bir kez atarken bir kez de o kişi için atmaya başlar. İki katı çalışan kalp, aşk kudretli bir güce kavuştukça kendi kendini katlamaya başlar. Çalışma sayısı giderek çoğalır ve sahibine uyarı verir. Dahasını kaldırmayacağının farkındadır.

Ben, o uyarıyı kaç kez reddettiğimi saymayı bıraktım bir zaman sonra. Dikkate almamam her ne kadar kötü etse de beni, pişman olmadım.

Şimdi ise iki yıl önce yaşadığım, üç senelik kalp ağrıma sahip ışık karşımdaydı. Gitmesinden iki yıl sonra...

Hissizdim, yıllar sonra ona ilk kez baktığımda hissizdim. Evet, tam olarak şu anki durumun tanımı buydu. Yaptığım tek şeydi kilitlenen bakışlarımla ona ilk kez hissizce bakmak. Öylece kilitlenmem masadakilerin ilgisini çekmiş olmalıydı ki bakışlarımın olduğu yerlerde birkaç çift göze daha rastladım. Hafifçe yutkunup bakışlarımızın değmesine şahit olurken, bana doğru adım atmaya başladı. Bakışları yanıma ilişince Kamer'e bakıp kaşlarını çattığını gördüm. Kamer de ayaklandığında bakışlarım kitlendiği yerden çözüldü. Geçen sene olsa koşarak boynuna atlayacak kadar yüzsüzdüm. Artık eski benden eser yoktu. Onu gerçekten aşmıştım.

''Ne işin var senin burada lan, ibnenin evladı?!'' dedi Kamer, Umut'a kafa atmaya yeltenirken. Barut'un onu tutup geri çekmesi sayesinde biraz olsun geriledi. Mersa ve ben de ayaklanırken ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Daha önceden tanışıyor muydular?

Kollarımı birbirine bağlayıp göğsüme yasladım. Mersa, yanımdaki yerini alıp belimi sardı. O da benim kadar şaşkındı durum karşısında. Zaten ne zaman unutacak bir eylemde bulunsam bir yerlerden çıkmıştı, şimdi de karşıma çıkası tutmuştu.

''Sen... Siz nereden tanışıyorsunuz?'' Sonunda sesimi bulup konuştuğumda bakışları beni buldu. Kamer'in öfkeden çenesinin seğirdiğini görebiliyordum. Hayıflanmanın sırası olmadığı için ruhsuz hallerimi korumaya özen gösterdim. Umut yanıma gelip sarılmaya çalıştığında ilk defa ittirdim onu.

''Mesafeni koru. Bir soru sorduğumu sanıyordum?'' dedim onu kaile almadan Kamer'e dönerken. Bu hareketim hem Mersa'yı hem de Umut'u fazlasıyla şaşırtmıştı. Sanırım, tam olarak da istediğim buydu.

''Anneannemin şirketinin ortağıydı ailesi ve bu velet oğlu velet şımarıklığı yüzünden ortaklık bozuldu. Ardından ülke değiştirdiler zaten.'' dedi yumruğunu sıkarken. İflas etmelerine sebep olacak kadar ne yapmış olabilirdi ki? Daha fazla görmek istemediğimden kurcalamamak adına sustum. Umut bana yönelirken geriye adımladım.

''Böyle mi olduk şimdi? Bıraktığımdaki halinden sonra beklentim farklıydı açıkçası.'' dedi olduğu yerde sabit dururken. Beklentiler yüzünden çürüyen ruhumun kokusunu ona solutmak istesem de eskiyi düşünmenin hiçbir yararını görmeyecektik.

''Ne gördüysen o, artık daha fazlası yok. Artık değil.'' dedim ve yemek salonunun çıkışına yürüdüm. İstediği zaman istediğini yapmasına göz yummuştum yıllarca. Ama henüz bu kadar değişmiş ve ondan önceki şen şakrak halime dönmeyi hedeflemişken bozmasına göz yumamazdım. Yeniden gideceğini bu kadar iyi bilirken yenilmeyecektim. Karşı koymaya bu kadar gücüm varken savaşıp kendimi yenileyecektim. Ben, eski ben değildim.


SOĞUĞUN YANGINI Where stories live. Discover now