22.FİNAL

112 18 243
                                    

Bu sefer bölüm değil, kitap şarkısı: AY TENLİ KADIN - UFUK BEYDEMİR

Finali bütün kitabın ana temasını kafamda oluşturan ve karakterleri tamamen yansıtan bu şarkıyla yapmak istedim. Bizim kitabımızın şarkısı da Ay Tenli Kadın. Ben keşfettiğimde 1000 dinlenmesi ya vardı ya yoktu. Umarım sizin de kafanızda kitabı yansıtan bir şarkı olur. Benim için değeri bambaşka. İyi okumalar!

Gözlerimi kapatıp bembeyaz bulutsu hayallerimi düşünürdüm. Bu en çokta kafam doluyken ve bulunduğum ortamdan, yaşadığım hayattan sıkıldığımda işe yarardı. Kendime ütopik bir dünya kurup sadece ailemi ve ailem sayılan can dostumu alırdım oraya. Sanki koruyucu bir kalkan olurdu bizi dıştan saran. Diğer bütün insanlığı ve yaradılışı dışarıda bırakıp onlarla sürerdim hayallerimde yaşantımı. Çünkü bana onlar yeterdi. Çünkü yetmeliydi de.

Müziğimi onlarla icra edip yuvamı bir bütün haline getirirdim hayallerimde. Ütopik dünyamın duvarları kitaplıklarla kaplıydı. Seçtiğim kitabı açıp beni içine çekercesine okurdum. Gitarım yaslıydı onlara. Karışınca göz alıcı olurlardı. Cezbederdi beni güzellikleri.

Sevmediğim kitabın yahut kitapta sevmediğim bir olayın yaprağını yırtmaya kıyamazdım yine de. Beyazı severdim. Kremi de severdim. Ama griyi sevmezdim işte. Hayalimde bile var olduğu halde kıyamazdım yırtıp atmaya. Çünkü değiştiremezdim bazen kaderi. Duvar olurdu önümde. Defalarcasına toslardım yüzüne.

Bir hayal dünyasında eksik olur muydu? Olmaz sanırdım. Az buçuk insan bütün dünyam sanırdım.

Değilmiş işte. Onu görünce anladım. Bastığı toprağı yuvam haline getirdiği zaman anladım onun asıl dünyam olduğunu.

Aldım onu da ütopik dünyamın içine. O geldikten sonra istilaya başlandı kitaplığın tahtalarına. Yer yerinden oynadı. Uzayda bir zelzele koptu durdu. Beyazım oldu gıpgri. Böyle de sevdim hayallerimi. Böyle de korudum ütopik dünyamı.

İçinde buldum bir ay çukuru, sapladım ikimizi de içine. Yaşayıp durduk orada. Herkesten uzak. Grilerden uzak. Buz mavisi bulaştı beyazıma. Daha çok sevdim. Artık en sevdiğim renkti buz mavisi yüreği, gözleri.

Koparamadılar bizi. O çukur en başından bizim sığınağımızmış, bilemedik. Ütopik dünyama ondan sonra eklendi yeni yeni dostlar. Halka büyüdü. Daha çok kaplandı kitaplıklarla dünyam. Müzik notaları dünyamın atmosferinde turlar oldu. Koruduk vefamızı, dostluğumuzu, sevgimizi ve en önemlisi aşkımızı.

O benim buz mavisi dağlarından akan ırmağımdı. Gönlüme çağlayarak bir zelzele yarattı.

Kamer Uluhan, benim hayallerimdeki ütopik dünyamdı. Aradığım ne varsa buz mavilerinde toplanmış olmalıydı.

Finaller bitmişti. Kamer'in mezuniyeti ve balosu bitmişti. Artık tamamen iş hayatına atılacaklardı. Grupça eğlenerek dolu dolu mutlu geçirdiğimiz bir ayı arkamızda bırakırken sonunda ulaşmak istediğim o ütopik hayal dünyamın içindeydim.

Bisikleti tekerlerinin hızla dönmesini sağlayacak şekilde sürerken başımı omzumdan geriye çevirip peşimden gelen Mersa'ya baktım. Sırıtıp hızıma hız eklerken arkamdan hayıflanışlarını duymak zor değildi.

''Mehir biraz beklesen beni de? İki gözüm yetişmekte zorlanıyorum!'' Kahkaham sokağı doldururken umursamadan hızla gitmeye devam ettim. Sonunda beni yakaladığında elini uzatıp saçlarımı çekmeyi ihmal etmedi. Tamam kabul. Mutluluktan birazcık şımarmış olabilirdim. Ama hak etmedim mi bunu? Bence fazlasıyla hak ettim.

''Yakaladım işte! Yalnız sıcak çok yakmaya başlamadı mı sence de?'' Güneş gözlüğünü gözlerine geçirip elini yelpaze olarak kullandı. Başımdaki şapkayı düzeltip omuz silktim. Sıcaktan gerçek anlamda nefret ettiğimi bilmeyen yoktu fakat 21 yaşımın tadını doya doya çıkartmak istiyordum. Hem de son demlerindeyken.

SOĞUĞUN YANGINI Where stories live. Discover now