17.TEKLİF

181 45 161
                                    


Bölüm Şarkısı:
Nilüfer - Mor Menekşe

İyi okumalar!

Ona duyduğum aşk, bir parazit gibi bedenimi ele geçirmişti. Kalbimi daimi çalışır bir şekilde kullanıyor, içinde amansız hastalıklara neden olacak türden yaralar açıyordu. Acıyor, parçalanıyor ve durulmaz bir nehir gibi içime kan akıtıyordu.

  Kalp, kanı devir daim yaptırırken damarlarımın zedelendiğini hissediyordum. Buna rağmen o acıyı soluyor, içime çekiyor, yutuyor ve kanımı ele geçirmesine izin veriyordum. Sanki biri kesik atsa şu halsiz bileklerime, görecekti acı içinde çırpınan kutsal adını.

Benim dilim onun için o iki kutsal kelimeyi solumaya tutsak edilirken dudaklarının, o etten iki yanardağın arasından çıkan volkan beni darmaduman etmişti. Lavları ruhuma saldırıya geçerken acı çekmemem gerektiğini kendime hatırlatıyordum.

Biliyordum, baş ağrısı çekecekti uğrumuza ama değmez miydi bu aşk dolu savaşa?

Sağ elim bileğimi terk etmek istercesine yanağına tutundu. Yavaş ve narin dokunuşlarla okşarken kocaman gülümsemem bize sunulan kadere ihanetti.

Olsundu, ihanete bir ihanetle karşılık vermek dik duruşumuzu kuvvetlendirecekse üstesinden gelebilirdik elbet.

  Her geçen gün sızısı daha çok artacaktı belki de. Lakin sonunda geçeceğini ve bunu beraber yeneceğimizi biliyordum.

''Seni seviyorum, soğuğun yangını.'' dedim yanağını okşamaya devam ederken. O, bana özel kılınmış en değerli taştı. Pahasız değerleri bulunan bu taşların bulunduğu madenden kalbime yerleştirilirken en nadide araçlar seçilmişti.

Dudaklarım dudakları ile bir bütün haline gelirken çalan telefonu ile çekilmek zorunda kaldık. Kısık sesli bir küfür mırıldanırken elini arka cebine atıp telefonunu çıkarttı.

''Yaman arıyor.'' Başımla açmasını onayladığımda aramaya yanıt verip telefonu hoparlöre aldı.

''Ay çöreğim, yengem yanında mı hala?'' dediğinde göz deviren Kamer'e bakıp kıkırdadım. Aralarındaki sıcak bağa hayranlık duyarken bu tabirlerle eğleniyordum.

''Buradayım.'' Bakışlarımı Kamer'den çekmeksizin konuşurken elini kalbine yaslayıp 'buradasın' diyerek dudaklarını kıpırdattı. Jesti üzerine bakışlarım duygu yüklü olurken Yaman bir şeylere engel olma konusunda gayretliydi.

''Şimdi ikinizden çok büyük bir yardım isteyeceğim. Ben bir karar aldım. Hayatımda aldığım en çılgın karar olabilir ve bunu gerçekleştirirken yanımda olmalısınız.'' Kamer, ciddi bir moda bürünüp bakışlarını telefona yöneltti.

''Seni dinliyoruz kardeşim.'' Yaman, hafifçe boğazını temizlediğini belirten sesler çıkarttı. Ardından bombayı patlattı.

''Helin'e evlenme teklifi edeceğim.'' Şokla gözlerim aralanırken Kamer pek de şaşırmışa benzemiyordu. Yüzüne yerleştirdiği sırıtışla keyfinin yerine geldiğini anlamak zor olmadı.

''Sonunda. Peki, biz nasıl yardımcı olabiliriz?'' diye sorduğunda şoktan henüz kurtulamamıştım.

''Ayçiçeği tarlası olan bir yer bulmamız lazım. Tahmin edersiniz ki lisede coğrafyam pek iyi sayılmazdı.'' Kaşlarım hayretle havaya kalkarken düşünce tarzının inceliğiyle gülümsedim.

''Ona evlenme teklifi edeceksin!'' Sonunda heyecanımı dile getirmişken gülümsememi tutamıyordum. Kamer halime sırıtırken omuz silkip kazağımın bileğime gelen kısımlarını çekiştirdim. Tavana odaklanıp isteğine göre bir yer düşünmeye başlasam da en az onun kadar kötüydü coğrafya bilgim. Soru sorar şekilde Kamer'e baktım. Kendinden emin bir şekilde gözlerime baktığına göre onun bu konuda bize yol göstereceği bilgiler olabilirdi. Bu iş iyice heyecanlı olmaya başlamıştı. Helin'in cevabını bilsem de ilk defa yakın bir arkadaşımın başına gelecek olan bu çılgın teklife karşı heyecanımı bastıramıyordum. Yaman ile beraber gerilmiş sayılabilirdim.

SOĞUĞUN YANGINI Where stories live. Discover now