3.Bölüm "O Tabak Bitecek"

886 691 403
                                    

Bölüm Şarkısı:  Sub Urban- Cradles

🍁

Bir gün biteceği kesindi yalnızlığın...

Fırtına sonrası sessizlik hakimdi bedenimde. Her yer tarûmar ve ben sadece duruyorum. Yapacak bir şeyim yok çünkü bu dağınıklığın, dağılmışlıklığın yükünü tek başıma omuzlanacak dermanım yok. Aslında var ama... Yok denilecek kadar ulaşılmaz yerde.

Uyundıktan sonra Ege Bey'in koltukta, elinde siyah ciltli bir kitabı okurken çıkarttığı mırıltıları dinledim uzun bir süre. Gözleri kitapta, bedeni bu odada ama ruhu satırlarda idi.

"Günaydın." Ege Bey elindeki kitabı kapattı. Kızıllığını geride bırakan hava bulanık maviye bürünmüştü.

"Günaydın." dedi güçlü sesini koruyarak. Yorgun olduğunu düşünüyorken hiç yıpranmamış olması tezat değil de neydi ki?

"Sabah olmadan senin için gün aymıştı."

"Ali Bey buraya gelecek mi?" Gözlerini kapattı Ege Bey, ben de. Karanlık sarmıştı etrafımı. Kısık kısık nefes almayı bir kenara bırakıp derin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığımda renkler kargaşa oluşturdu. Başım iki el tarafından sıkıştırılıyordu ve ben karşı çıkamıyordum.

"Daha iyi olacaksın." Ege Bey'in telkinleri işe yaramıyordu. Başımı yastığa koydum. "Korku" kelimesinin sözlük anlamını düşündüm. Bedenim etrafında dönen hissin anlamı ile uyuşup uyuşmadığını.

Dua etmek istedim. Annemin bana küçükken öğrettiği duaları...

Dua sadece başımız sıkıştığımızda baş vurabileceğimiz bir nimet değildi. Korku hissi heyecanlandırıyordu bedenimi ve ilk defa bildiğim bütün duaları unutuvermiştim.

"Algı! Doktor çağırmamı ister misin?" Evet, birinin bana iyi olduğumu, kötü bir şeyimin olmadığını söylemesine ihtiyacım vardı.

"Olur." Ayağa kalktı soğuk kanlı bir karaktere sahip olabilirdi ama Ege Bey'in endişendiğini görebiliyordum. Kapıyı yavaşça açtı. Kapıyı kapatmasını istiyordum. Nedenini bende bilmiyorum. Sakin olmak için direniyordum ama midemi kemiren telaş ve endişe duygusuna kapılıyordum. Dün gece iyi olduğumu hissediyordum. Peki ya şimdi?

"Algı Hanım?" Ellerimi sıktım.Bütün düşüncelerimi öldürmek için. Bir şeylerden destek almaya ihyiyacım vardı. Doktor Bey'in elime dokunması vücudumu saran gerginliği uyuşturmuştu.

"Size yardım edeceğim, oturmanız gerekiyor." Elimden tuttup doğrulmamı sağladı Doktor Bey. Daha iyi hissetmiştim. Muayne etmeyi bitirdiğinde serumun beni rahatlatacağına dair rivayetlerde bulundu. Doktor Bey odaya adımını attığında rahatlamıştım oysaki.

"Biraz daha uyu, Algı." Direnmeye mecalim yoktu. Dün gece kendimi iyi hissediyor iken şimdi elimin kolumun dermanı olması büyük ironiydi.

"Bu arada polis hattını getirdi. Telefonuna takarım ben." Buz gibiydi mavi gözleri. "Sen iyi hissettiğinde hastane polisi ifadeni alacak." Buz gibi üşütüyordu bakışları. Gözlerimi kapattım.

🌻

"Anlatmak zorundasın." Gözlerim odanın camına kaydı. Hava soğuk değildi ama sıcak olduğuda söylenemezdi. Doğa, kendini karşımdaki adamın ruh haline tabi tutmuştu sanki.

"Bir kız girdi odama." Odama giren kızın dış görünüşünü hatırlamaya çalıştım. Düşündükçe hatırlamak zorlaşıyordu.

"Sizin beni terasta beklediğinizi, önemli olabileceğini ve hemen yanınıza gitmem gerektiğini söyledi."

Bana Ne AşktanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin