2.Bölüm

47.8K 433 77
                                    

Asansörde kimsenin olamayışını fırsat bilip rujumu tazeledim. Asansörün zil sesiyle birlikte açılan kapıdan indim. Danışmaya doğru ilerledim.

"İyi günler. İş başvurusu için gelmiştim. Dün-..." sözümü bitiremeden kadın konuştu.

"Evet Umay Hanım olmalısınız. Buyurun lütfen." Diyerek uzun koridordan ilerledi. Kadını takip ettiğimde güzel, gösterişli bir kapının önünde durdu.

"Sizi bekliyorlar. " deyip, yerine döndü.

İnce işlenmiş şekilde kapının üzerinde yazan 'Sarper SERTOĞLU' yazısı gerçekten çok iyi ve çok dikkat çekici duruyordu. Daha fazla beklemeden kapıyı tıklattım. İkinci tıklatma ile birlikte, "Girebilirsin" komutunu duyunca odaya girdim. İçerisi çok hoş kokuyordu. Odanın dizaynı çok farklıydı. Oda içinde bir kapı daha vardı. Bir kapı daha. Bu odalar da neyin nesiydi. Köşeli basit masalar yerine daha farklı desenlere sahip bir gösterişli masa vardı. Enseme doğru vuran klima iyi gelmişti. Terleme mi önlüyordu. Büyük devasa cam pencerenin önünde arkası bana dönük bir şekilde, hiç kıpırdamadan ayakta duruyordu. Oda da klimanın üfleme sesi haricinde herhangi bir ses yoktu.

Giydiği takım elbisede tek bir kırışık dahi görünmüyordu. Pantolonu tam bacaklarına oturmuştu. Baldırları kalındı. Güneşin vurduğu saçları siyahlıktan çıkıp açık bir bal rengi almıştı. Arkasında birleştirdiği ellerinin sol bileğinde mat,siyah bir saat yer alıyordu. Ensesindeki saçlar yeni tıraş edilmiş görünüyordu. Beyaz teninin güneşte ışıl ışıl parlaması normal miydi? Onu ilk defa böyle detaylıca inceleme fırsatına dahil olmuştum. Zaman durmuş gibiydi. İkimizden de ses çıkmıyordu. Sanki ellerim ve ayaklarım tutulmuştu. Gözlerim hala ondayken önüne ani dönüşü ile onun üzerindeki bakışlarımı yakalamıştı. Yanıma gelip elini uzatı.

"Hoş geldin. Oturabilirsin. Böyle" Deyip. Sıktığı elimi bırakıp, masasının önündeki koltuğu işaret ederek, kendi koltuğa yerleşti. Ellerini önünde duran dosyanın üzerine kilitledi. Oturduğum yer büyük olmasına rağmen yerleşemedim. Çantamı kucağıma indirip ellerimi üzerinde sabitledim. Nefesim yine benden kontrol dışındaydı. Nefes veremiyordum alıyordum sürekli. Gözlerimi ondan kaçırıp masada duran dosyalara götürdüm.

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten." Gözlerimi onun gözlerine götürünce beni yiyecek gibi baktığına şahit oldum. Gözlerini benden ayırmadan konuştu.

"Seni buraya neden çağırdığımı biliyorsun. Dosyana baktım. Başarılı bir genç kadın çalışansın. Eski iş yerlerinin senden memnun olduklarını dile getirmeleri gayet hoş bir izlenim. Sık rastladığım bir durum değildir." Gözlerim bir an dudaklarına kaydı. Hemen bakışlarımı başka bir yöne çevirdim.

"Teşekkür ederim, çalışmayı seviyorum." Dedim. Tekrar gözlerimiz birleşti.Gözlerimiz neden ayrılmıyordu. Arkadan vuran güneş ışığı bir saniyelik gözümü alması ile gözlerimi yumdum. Güneş bakmam da zorluk çektiriyor olsa da belli ettirmedim.

"Senin gibi başarılı bir genç kadın çalışanı burada görmek beni memnun eder."dedi.

Hafifçe gülümseyerek, "Memnun olurum." Dedim.

Belli belirsiz dudak kıvrılması dikkatimi çekmişti. Dudaklarındaki renk bana kirazı anımsatıyordu. Parlak ve kırmızıydılar. Dudaklarını gözlerim ile yemeği sonlandırıp gözlerine baktım. Bana bakıyordu. Bakışları dudaklarımda duruyordu. Onu böyle görmem yutkunmama sebep olmuştu. İstemsizce yapmış olduğum bu hareket onun dikkatini çekmiş gibiydi. Dişleri ile dudağını ısırıyordu. Bu beni tahrik etmiş, dudaklarımı ısırmamı saglamıştı. Ağzıma gelen demir tadı ile alt dudağımı üst dişlerimden hemen kurtardım. Dudağım kanamıştı. Elimi dudağıma götürürken benden önce dudaklarıma yumuşak bir şeyin temas etmesi ile gözlerim fal taşı gibi açıldı. Dudağıma elindeki mendil ile baskı uyguluyordu. Mendili ondan almak için ellerimi dudağıma götürünce izin vermemişti. Elini tutuyordum. Buz gibiydi. Çok soğuktu. Elini çekmesi için hafifçe yerimde kıpırdandım. Anlamış ve elini çekmişti. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Şuan sadece kaybolmak istiyordum. Yer yarılsın da içine gireyim. Utandığımı fark etmişti. Bakışları ben hariç her yerde gezindi. Kan ağzımın tadını değiştirmişti. Ağzımdaki demir tadından dolayı rahatsız olmuştum. Yüzümü buruşturdum. Bakışlarım yerdeydi. Utanmıştım. Yerinden kalkıp kapıya kadar gidip geldi. Ne yaptığını bilmiyordum. Yerine oturup çekmecesini kurcalamaya başladı.

YARDIMCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin