26.Bölüm

10.9K 176 95
                                    

Burnunu çekip kendimi güçlü gibi gösterdim. Ondan korktuğum için değil de bedenimi kontrol edemeyişim için ağladığımı itiraf edip onu sevindirmeye niyetim yoktu. Korkum azalmış, cinsel isteğim daha da yoğunlaşmıştı. Beni kaçıran bir adama bunları hissetmem çok tuhaftı. Acaba bu bir başkası olsaydı yine aynı hissedecek miydim?  Yoksa Pars farklı mıydı, yani bedenimin bu tepkileri ona özel miydi? Pars'ın varlığı, günahkâr bedenime afrodizyak etkisi yapıyordu.

Fısıltı şeklinde konuştum.

"Ben oyuncağın değilim. Beni istediğin gibi giydirmeni kabul edemem." 

Bazı kıyafetlerin çok güzel olduğundan, çok paramın olduğunda kesinlikle kendime bu parçaları alacağımdan bahsetmedim.

"Ben bir insanım. Oyuncak değilim. "

Kıkır kıkır güldü.

"Evet, hep çıplak gezmek zorunda kalacak bir oyuncak. Bunu kast etmiş olmalısın."

Başımı öne eğip, "Hayır," dedim.

"Hayır mı?" Cehennem kadar kavurucu ve yakıcı sıcağıyla bana yaklaştı, şehvetli bedeni beni kavuruyordu. "Sana aldığım onca kıyafete bunları yaptıktan sonra hayır mı diyorsun?"

"Aldığın şeylere zarar vermem seni incitti mi?" Gözlerine derinliklerine baktım. Sinirden burun delikleri büyümüştü.

"Bunun beni incittigini mi sandın? Benim de senin gibi incineceğimi düşündün yani?" Aniharketle beni ensemden yakaladı, kendine doğru çekti, kaslı vücuduyla burun buruna geldim, nefes alamıyordum. Kalbim duracaktı.

Ağzını ağzıma dayayıp diliyle dudaklarımı araladı. Ona yumruk attıysam da durmadı. Attığım her yumruk onu daha da acımasızlastırıyordu. İyice kendinden geçmişti. Beni döndürüp kapıya yasladı, üstüme abandı. Tek ayak hareketiyle bacaklarımı ayırdı. Çok hızlı ve kendinden emindi. Daha önce hiç yapmadığı kadar sert bir şekilde beni öperken nefes alamadım. Siyahlığının tadı kanıma karıştı. Dişleri,  dudaklarımı morarttı. Sertleşmiş penisini üstüme bastırınca ağlama ve inleme karışımı bir ses çıkarttım.

Beni öpmeyi bıraktıktan sonra aynı sertlikte, "Kiminsin?" Diye bağırdı.

Gözlerimi kıptım, beynim allak bullak olmuştu. Sonra tekrar kavga etmeye başladık, onu ittim. İtmemin etkisiyle geriye kaydı ama bu onu durdurmaya yetmedi. Tekrar üstüme çıkıp bütün ağırlığını verdi. Kirli sakalını çeneme surtunce yanaklarım yanmaya başladı.

"Beni zorlama, Kiminsin sen?"

Bedenimden beynime yükselen ani elektirik ile birden kafa attım. Gözlerinden alevler çıktı. Dudaklarını sıktı. Kalçalarını bacaklarımın arasına  sokup, bana sürtünmeye başladı. Üstündeki kıyafetlere rağmen bedeni, bedenime değiyordu, yanıyordum. Onu istiyordum.

"Dün gece söyledim. Beni dize getirdin unuttun mu? Aynı şeyi tekrar söylemeyeceğim." diyerek itiraz ettim.

Kalçasını hareket ettirirken hırlar gibi bir ses çıkardı. Güçlü parmaklarıyla beni yakaladı. Kafasımı omzuna dayamak istiyordum ama yapamazdım. Tanrım yardim et, iki arada bir derede kalmaktan yorulmuştum. Kaç. Seviş.  Kaç. Seviş. İyice kendimden geçmiştim, vajinam sırılsıklamdı. Daha önce hiç bu kadar tahrik olmamış, birinden hiç bu kadar çok nefret etmemiştim.

"Tekrar söylediğini duymak için yapacaklarımdan memnuniyet duyarım." Bileklerimden tuttu, kafamın üstüne doğru kaldırıp kapıya yasladı. Bir eliyle bileklerimi tutmaya devam ederken diğer eli pantolonumun oraya gitti. Düğmelerini açtı. Parmakları bir şekilde önce pantolonumun sonra da iç çamaşırımın içine girdi.

YARDIMCIWhere stories live. Discover now