15.Bölüm

14.8K 161 53
                                    

Çığlıklar atan kalbimi susturmak için elimi kalbime bastırdım. Hiç böylesine hissetmediğimi hissetmiştim. Kalbimdeki sızının tarifi yoktu. Bana ne oluyordu. Derin aldığım nefesi verirken elimi boğazıma götürdüm. Nefes alamıyordum. Oksijen yok.  Üzerime gelen duvarlar, midemi bulandırıyordu. Olduğum yerden ayrılıp odama çıktım. Balkona çıkıp güzel havayı ciğerlerime doldurdum. Biraz bu şeklide kalıp sakinleştiğim de odama geçip üzerimi değiştirdim. Telefona baktığım da Sarper'in ısrarlı aramaları ile karşılaştım. Onu daha fazla merakta bırakıp, endişelendirmemek adına bir mesaj yazdım.

"Derin'in yanındayım. Endişelenme her şey yolunda. Ararım seni daha sonra." yazıp, gönderdim.

Şuan kimseyle konuşmak istemiyordum. En azından şuan. Yastığıma sıkıca sarılıp, gözlerimi kapattım. Uyumak istiyordum ama uyuyamıyordum. Gözlerimi kapattığımda o adamın kokusunu alıyordum. Bu da ne böyle? Tekrar gözlerimi yumdum. Burada yanımda olduğunu düşündüm. Sarıldığını düşündüm. Aklımdaki kokusunu atamıyordum. Kesinlikle o kokuyu bir kavanoza katıp sonuza kadar saklamalıyım. Evli bir adam olduğunu unutmamalıyım.  Kafamı sarsıp bu düşüncelerden arınmaya çalıştım. Tekrar aklıma düşmesi ile başarısız olduğumu anladım. Evli biriyle düşlerimde fantezi yapmak ne kadar yanlış olsa da kendimi bu konuda bir ara sertçe uyarmak zorundayım. Değişik bir şekilde kendimi Sarper'e ihanet ediyormuşum gibi hissediyordum. Sarper ile bir ilişkimizin olmadığını bilmeme rağmen böyle hissetmek çok değişikti. Tanrım kurtar beni bu düşüncelerden. Bu hislerden kurtulmam lazım, aksi taktirde o adamın peşini bırakacağımı düşünmüyordum. Çıkış yolu bulmam lazımdı. Çabucak. En hızlısından.

PARS'IN AĞZINDAN (geçmiş zaman),

Yeni üretimden çıkan malları sahiplerine teslim etmesi için Umut'u aradım.

Çalıyor.

"Efendim mal teslimi içinse ben hallettim."

"Çok iyi. İşin bittiyse gel yanıma."dedim.

"Bitti sayılır 1 saate oradayım."

"Tamam." dedim ve telefonu kapattım.

Bu çocuk düşündüğümden zeki ve hızlıydı. Ben yokken burayı adam akıllı kontrol eden tek kişiydi. Telefonu masaya bırakıp odadan çıktım. Teraslı bölmeye geçtiğimde gelen kadın hizmetliden bir kahve istedim. Kahvemin gelmesi ile birlikte sigaramı yaktım. Kahvemi manzarama doğru yudumlarken, omzuma dokunan şeyi sertçe yakaladım. Bu kadın arkamda ne halt ediyordu. Hizmetlinin elini bırakıp ayağa kalktım. Sert bakışlarımdan bir açıklama beklediğimi fark edince konuştu.

"Efendim size masaj yapmak istedim."

Hizmetlinin sesindeki arzuyu anlamamak için sağır olmak gerekiyordu. Kafasını kaldırarak tekrar konuştu.

"Efendim sizi memnun etmek istiyorum."

Bu kadın bu cüreti nereden alıyordu. Bir adım atıp, dibine girdim.

"Çık dışarı."dedim. Sesim oldukça sert çıkmıştı.

Sert bir üsluba sahip biriydim. Gerek görüntüm, gerek sesimde bu oldukça fark ediliyordu. Kurallarım ve prensiplerim vardı. Hizmetli kadın, konuştu.

"Özür dilerim efendim." dedi ve çıktı.

Mini eteğinden sarkan baldırları. Ağzımı sulandırsa da bunu kendimi zapt edebiliyorum. Kadın yanımdan ayrılırken, hiç bu an yaşanmamışcasına tekrar yerine geçip, ılık kahvemi dudaklarıma götürdüm. Yeni bir sigara yakarken çalan telefonuma döndüm.

Arayan Canan'dı. Gelen aramayı reddedip yerime daha çok sindim. Telefonun tekrar çalması ile yeniden Canan'dan gelen aramayı reddettim. Bu kadın tam bir belaydı. Açana kadar aramaya devam edecekti. Derken tekrar yeni bir araması görmem, gerçekten sabrımı zorluyordu.

YARDIMCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin