23.Bölüm

9.1K 152 14
                                    

Bu gece bekle beni mi? Bu adamın hakkımdaki planları neydi? Bunları ögrenmem gerekiyordu. Pars yanımdan ayrıldıktan sonra hizmetli kadın ile birlikte kalmıştım. Hizmetli kadın etrafında gezerek beni gözünün önünden ayırmadı. Uysal bir kadındı. Belki de kaçmama yardım edebilirdi? Şuan ondan yardım istemek olmazdı, yoksa bunu Pars'a yetiştireceğinden hiç şüphem yoktu.

Pars'ın burada olmayışını fırsat bilerek, aç olduğum mideme yemek gönderdim. İştahla tabağımdaki peyniri yedim. Peyniri seviyordum. Yemeğimi yerken hizmetli kadın bir an olsun yanımdan ayrılmadı. Ardından beni kütüphaneye götürüp ilgisiz bir şekilde kapıyı kapattı.

Kafamda binlerce düşünce geçiyordu. Bu adam birden bire nereye kaybolmuştu? Büyük olasılıkla krallığının devamı için yasadışı ve ahlaksız işlerle meşguldü. Böylesine büyük bir servet, böyle büyük lüks bir hayat yasadışı işlere bulaşmadan elde edilemezdi. Çok büyük bir uyuşturucu kaçakçısı veya bir silah kaçakçısı olduğunu duysam hiç şaşırmazdım.

Kendimi bir koltuğa atıp rahatlamaya çalıştım. Pars'ın sandal ağacı ve mandalina karışımı kokusu hala üzerimdeydi. Pencereden bakıp kaçış planı yapmak istiyordum, ancak kitapları güneş ışınlarından korumak için pencerelerde panjur vardı. Burası bir mağara gibi çok az güneş ışığı alıyordu. Orada yalnız kalarak biraz olsun huzur bulsam da bomboş oturmaya devam edemezdim.

Pars benim icin büyük bir tehditti. Yanımdan ayrılırken kurduğu cümle kafamda yankılandı. Öylece oturup bana ne yapacağını bekleyemezdim. Bir an önce bir şey yapmalıydım. Bir silah bana oldukça yardımcı olabilirdi. Silah bulmalıydım?

Önce kapıyı kontrol ettim ama kilit zorlamayla açılacak gibi değildi. Sonra panjurların yanına gittim. Var gücümle açmaya çalıştım ama başarılı olamadım.

Bulunduğum yerden tek çıkma yolu şömineydi, ancak bacaya tırmanmak pek bana göre değildi. Kaçmayı düşünmekten aklımı kaçıracak gibi olduğumda kitapların yanına gittim. Kafamdaki düşüncelerden kurtulmak için oldukça değerli eserleri elime alarak incelemeye başladım. Bu işe yaramıyordu. Elimdeki kitabı kapatıp şömine ateşini izlemeye başladım. Buradaki kitapları yaksam onu kızdırmış olur muydum? Sırf onu kızdırmak için üzülerek elimdeki değerli ve paha biçilemez kitabı şöminenin içine soktum. Parmaklarım kitabı hevesli alevlerin içerine atmayı reddetti. Yapamadım. Bu ona degil bana ceza olurdu. Bu muazzam eserleri yok etmeye cesaret edemezdim.

Burada kalacağım süre boyunca bu kitaplar benim en iyi arkadaşım bile olabilirdi. Köşedeki saate her baktığımda kaçınılmaz sonun giderek yaklaştığını görüyordum. Acaba, o buraya gelmeden önce ne kadar vaktim vardı? Küçük odama gidip uykunun kolalrina saklanacak kadar çok vaktim var mıydı?

Güneş batarken karnım gurulduyordu. Saatlerdir pencerenin kenarında oturuyordum. Pencereden dışarısını pek göremiyordum. Minik kuşlar küçük havuzun içindeki suları içiyorlardı. Bir kuş olmak istedim. Onlar kadar özgür ve özgür olabilmek ne güzel olurdu.

İki siyah sedan arabanın çakıltaşlı yoldan gelip evin önünde park ettiğini görünce kanım çekildi. Özel şoför hızla inip arka kapıyı açtı. Pars arabadan indi. Siyah gömleğinin yakasını biraz yukarı kaldırıp, havayı soludu. Sanki morelini yüksek tutmaya çalışıyordu. Gömleğinin dae oluşundan dolayı geniş omuzları oldukça belli ediyordu. Kafasını kaldırıp buraya doğru baktı, kesin beni arıyordu. Ardından kravatını gevşetti.

Eve bakan ahlaksız ve mutsuz bir adamdı. Pencere kenarında iki büklüm olup panjurlar ve loş ortam sayesinde gizlendim. Orada oturmuş ona bakarken kafamda onunla ilgili hikayeler yazıyordum.

Bu adam gerçekte kimdi? Evli değil miydi? Bu güce nasil sahip olabiliyordu? Bu gizemli ve çözülmesi zor bir bilmece gibiydi. Genç ama zengin biri olduğu ortadaydı. Otuz, otuzbeş yaş arasında olduğu kesindi. Kimsesi yok muydu? Ailesi? Tek mi yaşıyordu? Bu adamın çok sırrı vardı. Bunu ilk gören biri bile diyebilirdi. Onu gördüğüm ilk günü unutamıyordum. Severek mi evlenmişti? Canan'a aşık mıydı? Hiç üzülmüş müydü? Hatalarına ve kusurlarına bakıp onunla ilgili değişik masallar kurdum. Belki de sert ve sessiz modacının aksine içinde çok zarif ve merhametli bir adam taşıyordu. Belki onun kimseye gösteremediği bir parçasına hassas noktasına ulaşıp beni kendi isteğiyle serbest bırakmaya ihma edebilirdim? Yapabilir miydim? Bilmiyordum. Belki. Neden yapamayayım?

YARDIMCITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon