27.Bölüm

3.1K 49 8
                                    

"Kazağını çıkar." Gözlerini göğüslerime dikti. Bu kez içimde ne heyecan, ne korku ne de bir beklenti vardı. Hiçbir şey hissetmiyordum. Hem de hiç.

Seks tanrısı gibi tepemde dikiliyor, pantolonunun altındaki sertleşmiş penisi de beni çağırıyordu. Tek bir hareketle kazağını çıkardım. Ayağa kalkıp beline uzandım. Kalça kemiğine dokunduğumda bir lavdan daha sıcaktı.

Sutyenime bakarak hızla nefes alamaya başladı. Hiçbir şey hissetmemek çok güzel bir duyguydu. Şu an karşımda Sarper dikiliyor olsaydı, ona bütün benliğimle zihnimi ve vücudumu isteyerek teslim ederdim.

"Bana sutyenini ver." Elini uzatıp bekledi. Elimi arkaya uzatıp dantel sutyenimin kopçalarını açtım. İşaret parmağıma takıp ona uzattım. Göğüs uçlarım sızlıyordu. Bakışları bedenimi etkilemeyi başarmıştı, içimdeki boşluk yavaş yavaş arzuya dönüşüyordu.

Pars elimden sutyeni aldı. Bir an ürperme geldi. Hangi ara onun önünde külotla dikilmeye başlamıştım? Her şey uyanmak istediğim bir rüya gibiydi.

Pars, bileğimden tuttu. Beni kendine doğru çekerek gözleri aracılığıyla ruhumun derinliklerine bakmaya başladı. Yüzünde anlamadığım bir garip ve alaycı gülümseme vardı.

Onun dokunuşları ile birlikte içimde beliren canavarın sesini duydum. Kafesini parçalara bölüp, zarar göreceğini bile bile oradan çıkmak isteyen bir canavarım vardı. En derinliklerimde yavaş yavaş kendini göstermek için vücuduma yayılan şiddetli dalgaları kesemiyordum.

Şimdi canavar dışarıya çıkmıştı. Üstüne atlayıp tırnaklarımla yanağını çizdim. Birlikte yere düşünce çığlık attım. Pars, bağırarak bir şeyler söyleyip bileğimi yakaladı.

Ondan kaçmak için bağırarak yerde süründüm. Benim vahşi bir canavar gibi ilerlediğimi görünce Pars yüzünü korumak için kapattı. Tam yerden destek alıp kaçıyordum ki Pars daha hızlı davrandı. Beni ayağımdan çekip yere düşürdü. Güç bile sarf etmeden beni kollarımdan yakalayınca ondan daha çok nefret ettim. Beni her defasında sinek gibi avlarken onu dövebileceğimi nasıl düşünürdüm?

Dudaklarını yaladı, yüzünde tutkulu bir ifade vardı.

"İşte, yine buradasın. Sakın bir daha farklı biri gibi davranma. Yasak."

Savaştım. Yumruğumu sıktım. Pars ile boğuşurken sağa sola sallanan çıplak göğüslerimden öğrendim.

Pars ayağa kalktı, göğüslerimi tuttu.

"Benim ol?" Göğüs uçlarımla oynarken bedenimde acı ve haz karışımı bir şey hissettim.

"Benim ol dedim lanet olası? Benim olmak istediğini söyle bana."

İçimdeki bütün kini gözlerimle onu püskürtür gibi baktım.

Sessizlik oldu.

Eğer onun olmak istediğimi kendi isteğim ile söylersem dilim kopsun diye kendime söz verdim. Ben onun olmak istemiyordum.

"Asla!"

Pars adını koymadığım bir duyguyla ürperdi ve bana tokat attı. Acıdan utanç hissettim. Pis herif bana vurmuştu!

Boğazım düğümlendi. Pars'ın güçlü bedeni gerildi, alaycı gözlerle bana baktı. Kendi kendine girdiği bir savaşın galibi olmuş gibi duruyordu.

Arkasını dönüp kapıyı açtı, kapı tokmağını tutan parmakları bembeyazdı.

"Burada kal. Bana karşı geldiğin için açlıkla kalacaksın. İyi geceler."

Saçını karıştırarak odayı terk etti...

O günün gecesi bir rüya gördüm. Rüyamda Pars'ın bana zorla sahip olduğunu gördüm. Rüya olduğunu anladığımda kalbim deli gibi atıyordu. O kadar ıslanmıştım ki yatak çarşafım bile nemlenmişti. Utançtan yanaklarım kızardı. Ancak karanlıkta kendime yalan söyleyebilirdim. Aç karnım ve parçalanmış kalbimle tekar uykuma döndüm.

Zaman geçmek bilmiyordu. Saniyeler dakikalara, dakikalar saatlere dönmüştü. Önce yarın oldu, sonra ertesi hafta gelip çattı. Bu süreye kadar Pars beni hiç rahatsız etmedi. Pars'ın beni neden yalnız bıraktığını merak ediyordum. Beni kaçırıp, benimle ilgilenip beni bu kadar nasıl yalnız bırakabilirdi? Ne olursa olsun onun şu an yanimda olmayışına seviniyordum. Hangi cehennemdeyse orada yansın.

Takvim sayfalarını karaladığım bir hafta daha geçti. Burada olduğum süre boyunca Serra'nın varlığı bana en iyi gelen şeydi.

"Parla?" diye seslendi kapıda beliren Serra. "Pars Bey az önce aradı. Bu akşam özel müşterileriyle bir iş yemeği olucakmış." Dedi.












Selam dostlarım uzun süredir yazmıyordum sizlerden ayrıydım, artık birlikteyiz kocaman aradan sonra tekrar geldim sizlerle kavuşmanın mutluluğunu yaşıyorum şu an. Sizleri çok özledim nasılsınız ben yokken neler oldu hayatınızda ben sizi çok özledim siz de beni özlediniz mi ? Hikaye sonuna oy atarak beni ne kadar özlediğinizi gösterebilirsiniz :)) güzel yorumlarınızı bekliyorum.

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Nov 21, 2022 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

YARDIMCIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora